Lpg-benzin makası kapandı

Gerek yurt dışındaki ürün fiyatlarında, gerekse dövizdeki artışlar LPG’de üst üste zamlara neden oluyor. ÖTV payının sıfırlanması nedeniyle fiyatlardaki dalgalanmalar artık eşel mobil sistemiyle dengelenemiyor ve zamlar doğrudan pompa fiyatlarına yansıyor. BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü LPG fiyatlarıyla ilgili, “Artan doğalgaz fiyatlarına paralel olarak LPG fiyatları görülmemiş şekilde arttı. Dünyada enerji fiyatlarında yaşanan artışların ülkemize […]

Elektrikli araçlar çare mi?

Küresel Isınma’nın etkilerini giderek artan doğal felaketlerle deneyimlemeye başladık. Devletler ve devlet üstü kurumlar Küresel Isınma’nın temel sebebi olan karbon emisyonunu azaltmak ve nihai olarak sıfıra indirgemek için hedefler ortaya koydu. Son olarak Avrupa Birliği’nin duyurduğu 2050 ‘sıfır emisyon’ hedefi, ulaşımda dizel ve benzin yakıtlarının kullanılamayacağını öngörüyor. Peki içten yanmalı motorların geleceği ne olacak? Elektrikli […]

Alternatif yakıta teşvik olmalı

Elektrikli araçlara uygulanmaya başlanan ÖTV zammı ikinci el elektrikli araç piyasasını da olumsuz etkiledi. Dünyada çevreci alternatifler teşvik ve hibe programlarıyla desteklenirken, ülkemizde zam ile karşılanıyor. Alternatif yakıtların dünyadaki durumunu değerlendiren dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Avrupa Birliği üyesi ülkelerde ve İngiltere’de elektrikli araçlardan vergi alınmıyor. Ayrıca araç […]

Benzin ve dizelin yerini LPG alacak

Küresel Isınma’nın etkilerini göstermeye başlaması devletleri harekete geçirdi. Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa Birliği için belirlediği 2030 emisyon hedeflerinin ardından İngiltere Başbakanı Boris Johnson da ‘yeşil plan’ olarak adlandırdıkları ‘sıfır emisyon’ politikasını açıkladı. Yeşil Plan kapsamında 2030 yılında İngiltere’de benzinli ve dizel araçların satışı yasaklanacak. Yeni yıl bitmeden ‘sıfır emisyon’ hedefi koyan ülkelerden biri de Japonya oldu. […]

Otogazda dünya 1’incisiyiz

Koronavirüs pandemisi nedeniyle aracı olan vatandaş toplu taşıma araçlarını kullanmamaya başladı. Trafikte giderek artan araç sayısı yakıt tüketimini artırırken, LPG dönüşümü sağladığı yüzde 40’ı aşan tasarrufla tercih nedeni oldu. LPG diğer fosil yakıtlar içerisinde en çevreci yakıt olarak öne çıkıyor. Türkiye’de trafiğe kayıtlı 5 milyona yakın LPG’li araç her yıl 2 milyon ton karbon salımını […]

LPG’li aracın kış bakımı

Kış şartları ülkemizde iyiden iyiye hissedilmeye başlandı. Hava sıcaklarının düşmesiyle araçlarımız kışa uygun ekipmanlara ve bakıma ihtiyaç duyuyor. LPG’li araçların ise daha farklı ihtiyaçları doğabiliyor. Hava – yakıt karışımının soğuk havada değişiklik gösterdiğini belirten BRC Türkiye ceosu Kadir Örücü, “LPG’li araçlar kışın yakıt-hava karışımının yeniden düzenlenmesine ihtiyaç duyarlar. BRC sistemleri aracın sensörlerinden aldığı verileri benzin […]

LPG’li araçlar yasağın kalkmasını bekliyor

Avrupa Birliği (AB) ve ülkemizde uygulanan ‘ECER 67.01’ standartlıyla üretilen LPG dönüşüm sistemleri sızdırmazlık, dış darbeler ve yangın testleriyle araçları güvence altına alıyor. ECER 67.01 standardının uygulanmaya başlanmasıyla AB üyesi ülkelerde LPG’li araçların kapalı otoparkları alınmasının önünde hiçbir engel bulunmazken, ülkemizde kapalı otopark yasağı devam ediyor. Çevreci ve ekonomik oluşuyla tüm dünyada desteklenen LPG’li araçların […]

Temiz otomobillere 20 milyar euro

Tarihin en büyük yeşil iyileştirme paketi Avrupa komisyonundan geçti. Koronavirüs pandemisini, hava kirliliğiyle ilişkilendiren bilimsel çalışmaların ardından 750 milyar Euro’luk iklim iyileştirme paketini duyuran Avrupa Komisyonu, ‘yeşil ulaşımı’ gerçekleştirmek için de 20 milyar Euro’luk ‘temiz araç’ hibe programını duyurdu. Avrupa Birliği yeni yatırımlarıyla enerji üretiminde, ulaşımda ve evlerde tüketilen yakıtlarda 0 karbon emisyonu ve en […]

LPG ile ilgili yanlış bilinen şehir efsaneleri

Fosil yakıtlar içerisinde ‘geleceğin yakıtı’ olarak görülen LPG, düşük karbon ve katı parçacık salınımıyla çevre dostu olarak nitelendiriliyor. Sıvılaştırılmış Petrol Gazı’nın kısaltılmış ismi olan LPG, propan ve bütan gazlarının sıvılaştırılmış halidir. Çevreci olmasıyla tüm dünyada araç sahiplerinin tercih ettiği LPG, ülkemizde de yaklaşık 5 milyon araçta kullanılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2019 yılı verilerine göre […]

Arşiv

OSD HABERLERİ

OYDER HABERLERİ

  • Stradale efsanesi geri döndü

    Alfa Romeo, stil ve sürüş deneyimi açısından şimdiki ve gelecekteki yeteneklerinin gerçek bir manifestosu olan fuoriserie (sınırlı üretim) 33 Stradale’nin yeniden doğuşunu özel bir etkinlik ile kutladı. Benzersiz bir zanaatkarlık süreciyle, özel seri olarak ve yalnızca 33 adet üretilen yeni iki koltuklu coupe, İtalyan sportmenliğinin sembolü olarak markanın mirasını ve geleceğini birleştiriyor. Birçok kişi tarafından şimdiye kadarki en güzel otomobiller arasında sayılan ve 1967’de piyasaya sürülen 33 Stradale, bugün, aynı cesaret ve vizyonla, Alfa Romeo ekibi tarafından yeniden tasarlandı ve geliştirildi. Markaya inanan hayran kitlesine en heyecan verici sürüş deneyimini ve bir ikonun ölümsüz cazibesini sunmayı amaçlayan yeni 33 Stradale, tıpkı Rönesans zanaatkar butikleri ve 1960’lardaki atölyelerde olduğu gibi, markanın tasarımcılarının, mühendislerinin ve tarihçilerinin önce potansiyel alıcıları dinlediği, ardından otomobili birlikte ürettiği, Alfa Romeo Bottega’da yaratıldı. Markanın geçmişine saygı niteliğindeki 33 projesinde müşteriler, projenin başından itibaren üretim sürecine dahil oldu. Müşterilerle ilk toplantılar 2022 Monza Grand Prix’sinde gerçekleşirken, 33 aracın tamamı birkaç hafta içinde satıldı. Alfa Romeo, 1960’lı yılların ikonu olan, tüm zamanların en güzel otomobillerinden biri olarak kabul edilen ve dünya motor sporlarının efsanelerinden Tipo 33’ün altyapısı kullanılarak üretilmiş 33 Stradale’yi yeniden yorumlayarak özel bir seri üretti. Alfa Romeo, 50 yılı aşkın bir sürenin ardından, sınırlı üretim (‘fuoriserie’)  otomobiller dünyasına, tamamı satılmış olan ve sadece 33 adet üretilecek yeni 33 Stradale serisi ile dönüş yaptı. Yeni 33 Stradale, Alfa Romeo ekibinin otomotiv dünyasında ve Stellantis Grubu modelleri arasında türünün tek örneği olmasının yanında markanın geçmişiyle örtüşebilecek yeni bir projeyi yaratma tutkusunu yansıtıyor. Tutkularını meslek haline getirmiş otomobil severler için hayatlarının fırsatı olan bu özel seri, Alfa Romeo ekibi için bir rüyanın gerçekleşmesini de temsil ediyor. Alfa Romeo’nun geçmişine selam duran ve onu geleceğe taşıyan yeni 33 Stradale, 1967 model 33 Stradale’nin karakteristik özelliklerinin titizlikle ve saygıyla yeniden yorumlanmasıyla elde edilerek, geçmişin içten yanmalı motorları ile elektrikli gelecek arasında bir köprü görevi görüyor. Bir yol otomobili olan 33 Stradale pistte de olağanüstü performans sunuyor; konfor ve kullanım kolaylığından ödün verilmeden tasarlanmış olmasıyla da fark yaratıyor. Alfa Romeo CEO’su Jean-Philippe Imparato “yeni 33 Stradale ile geçmişimizi yansıtan, markaya hizmet eden ve Alfisti’leri gururlandıracak bir otomobil ortaya koymak istedik. Böyle bir sonuç, ekibimizin uzmanlığı, sıkı çalışması ve tutkusu ile markanın geleceğinde yeni sayfalar yazma konusunda açık bir hırsa sahip yönetimin desteği ve markanın benzersiz geçmişine tam saygı sayesinde elde edilebilirdi. Yeni 33 Stradale 1969’dan bu yana markanın ilk özel yapım otomobili ve sonuncusu olmayacak, söz veriyorum” diye konuştu. | 1 Eylül 2023 : 18.30

  • Ferrari Stradale ve Spider

    Ferrari, SF90 Stradale altyapısını kullanan sınırlı sayıda üretilecek yeni özel serilerini tanıttı. Yeni V8 motorlu PHEV ikili, Ferrari’nin yol modellerinin performansını yeni seviyelere taşıyan özel versiyon konseptinin en son ve en uç örneğini ortaya koyuyor. Ürün gamındaki süper otomobil SF90 Stradale’yi esas alan SF90 XX Stradale 799 adet SF90 XX Spider ise 599 adet üretilecek. Son 20 yılda geliştirilen özel seriler programında, 488 Pista ve 812 Competizione gibi modellerin birçoğu Ferrari ürün gamında hızla referans noktası olarak kabul edildi. XX programı ise Ferrari’nin yine son 20 yılda seçkin bir grup uzman sürücüye yol onayı olmayan, ancak pistte limitleri zorlayan ekstrem otomobiller sunmak amacıyla geliştirildi. Programa en son eklenen FXX-K EVO dâhil olmak üzere bütün modeller büyük bir başarı elde etti. Ferrari her iki alandaki deneyimlerinden yola çıkarak, iki farklı programın mühendislik konseptlerini en üst düzeyde yansıtan, yol onaylı bir otomobil yaratmaya karar verdi. SF90 XX Stradale, SF90 Stradale’nin etkileyici olan pist ve sınırlarda sürüş deneyimini yeni bir seviyeye çıkarıyor. SF90 XX Stradale geliştirilirken, SF90 Stradale’in hibrit sisteminin tüm işlevlerini korundu, aynı zamanda maksimum sürüş keyfi sunan, şimdiye kadarki en yüksek performanslı Ferrari yol otomobilinin üretilmesi hedeflendi. SF90 XX Stradale, SF90 Stradale ve SF90 Spider modellerinde de kullanılan PHEV güç-aktarma sisteminden yararlanıyor. Bu sistemde içten yanmalı V8 motoru, ikisi ön aksta ve biri arkada motor ile şanzıman arasında olmak üzere üç elektromotor destekliyor. Bu konfigürasyon SF90 Stradale’e kıyasla +30 cv daha fazla olmak üzere maksimum 1030 cv güç sunuyor ve tamamen yeni bir performans seviyesi belirliyor. F50 günlerinden bu yana bir yol Ferrari’sinde ilk kez 250 km/s’de 530 kg bastırma kuvveti sağlayan sabit bir arka spoyler kullanılıyor. Bununla birlikte diğer yeni aerodinamik çözümler performansı tamamen yeni bir seviyeye taşıyor. SF90 XX Stradale’ye güç sağlayan F154FB motor için SF90 Stradale’nin güç ünitesi başlangıç noktası olarak kullanıldı ve çok sıradışı bir seviyeye taşındı. Orta-arka konumlu V8 turbo motor 797 cv kullanıma sunarken, emme ve egzoz kanallarının revize edilmesiyle verimlilik ve yeni pistonlarla yanma odasının özel olarak işlenmesiyle sıkıştırma oranı artırıldı. İkincil hava sisteminin kaldırılması, önceki uygulamaya kıyasla motorun ağırlığını 3,5 kg azalttı. SF90 XX Stradale’in motor sesi ise otomobilin yarışçı ruhunu en üst düzeye çıkartacak şekilde yeniden tasarlandı. SF90 Stradale gibi, SF90 XX Stradale de biri içten yanmalı motor ile şanzımanın arasında ve ikisi ön aksta olmak üzere üç elektromotora sahip. Bu örnekte, bir Ferrari yol otomobilinde ilk olan patentli ekstra takviyeli araç dinamiği mantığı sayesinde maksimum 233 cv güç sağlıyorlar. SF90 XX Stradale’in yüksek performanslı lityum-iyon bataryası, üç motoru besleyerek tamamen elektrikli sürüş modunda 25 km menzili sunuyor. İçten yanmalı motor kapalıyken, ön motorlar araca maksimum 135 km/s hız sağlıyor. Flavio Manzoni liderliğindeki Ferrari Tasarım Merkezi tarafından tasarlanan SF90 XX Stradale, SF90 Stradale’in temelini oluşturan mühendislik ilkelerini bünyesinde barındırıyor ve onları yeni uç noktalara taşıyor.SF90 XX Stradale, SF90 Stradale’in en ekstrem versiyonu olarak pist otomobili ile yol kullanımı için tip onayı alabilecek tasarım özelliklerini harmanlıyor. Özel bir versiyon olmanın ötesinde Ferrari pisti teknolojisini, aerodinamik verimliliğini ve gücünü yollara aktaran fabrika kapılarından çıkan ilk XX modeli olma özelliğini taşıyor. SF90 XX Stradale’in iç tasarımında ise temel ilke, ağırlıktan önemli ölçüde tasarruf sağlayan ama aynı zamanda Ferrari’nin yarışçı kimliğini vurgulayan kokpit çözümleri oldu. Ana alanlarda ağırlıklı olarak teknik kumaşlar ve karbon fiber kullanıldı. Yarış dünyasından ilham alınarak, ön konsolun üst kısmı Alcantara® deri ile alt kısmı ise teknik kumaşla kaplandı. SF90 XX Stradale Ferrari tarihindeki herhangi bir yol otomobilindeki en verimli aerodinamik performansa sahip. Bu da onu sadece LaFerrari süper otomobiliyle karşılaştırılabilir kılıyor. SF90 Stradale’in maksimum bastırma kuvvetini iki katına çıkararak yol tutuşunu iyileştiriyor. Böylece Fiorano’da gözle görülür şekilde daha hızlı bir tur süresi sağlıyor. Maranello’nun yarış deneyimi ile elde edilen bu sonuca, daha yüksek maksimum güçle başa çıkmak üzere motor bölmesinin yanı sıra termal ve elektrikli bileşenler için soğutma akışı yönetiminin yeniden tasarlanmasıyla ulaşılıyor. İmza niteliği taşıyan arka sabit kanatın oluşturduğu basınç alanı ise karmaşık ve karşı basınç sistemleriyle etkileşime girerek, aerodinamik verimliliği daha da arttırıyor. SF90 XX Spider ise SF90 XX Stradale ile aynı gelişmiş aerodinamik çözümlerden yararlanıyor. Ayrıca özel olarak geliştirilen kokpit hava akışı mükemmel yolcu konforunu garanti ediyor. Ferrari Tasarım Merkezi’nin otomobilin arkasında yaptığı değişikliklerle, Ferrari geleneğinin çok sevilen bir unsuru olan uçan payanda, aracın ön tarafındaki ok temasıyla kusursuz bir şekilde birleşiyor. Böylece ilk bakışta tanınan bir mimari ortaya çıkıyor. Bu görsel etki gövdeyi öne doğru uzatarak, araca SF90 XX Stradale’den tamamen farklı bir görünüm kazandırıyor. Tavan kapalı kullanımda, takla barları sorunsuz bir şekilde çatı yapısına bağlanıyor. Takla barları gibi tavan da karbon fiber ve Ferrari Açılabilir Sert Tavan (RHT) mekanizması sayesinde, araç 45 km/s hıza kadar hareket halindeyken de sadece 14 saniyede açılabiliyor. Bu durum da kullanıcının her türlü hava koşulunda aracın keyfini en üst düzeyde çıkarmasına imkân sağlıyor. Ferrari’nin benzersiz kalite standartları ve müşteri hizmetleri odaklı yaklaşımı SF90 XX Stradale ve SF90 XX Spider ile sunulan uzatılmış yedi yıllık bakım programının temelini oluşturuyor. Tüm ürün gamı için dünya genelindeki tüm pazarlarda ve resmi bayilerde geçerli olan program, otomobilin ömrünün ilk yedi yılı boyunca tüm düzenli bakımları kapsıyor. Ferrari otomobillerini yıllar boyunca en yüksek performans ve güvenlik seviyesiyle kullanma olanağı sağlayan bu özel program ikinci el Ferrari sahiplerine de sunuluyor.  | 20 Ağustos 2023 : 09.30

  • Gücünü köklerinden alıyor 

    Toyota, Yeni Land Cruiser Prado modelinin örtüsünü kaldırdı. Land Cruiser Prado, 70 yılı aşkın bir süredir güç ve dayanıklılığın simgesi haline gelen modelin tüm özelliklerini sunuyor. Yeni model, efsanevi Land Cruiser DNA’sını yeni teknolojilerle birleştirerek günlük kullanımlarla birlikte şehir içi ve arazi sürüşlerinde çok daha yüksek performans getiriyor. Toyota, Yeni Land Cruiser Prado modelini 2024’ün ikinci çeyreğinden itibaren Türkiye’de müşterilerine sunmayı planlıyor. 72 yıl önce 1 Ağustos 1951’de “Toyota BJ” olarak doğan Land Cruiser, tanıtılmasından kısa bir süre sonra Fuji Dağı 6. İstasyonuna kadar tırmanabilen ilk araç olarak gücünü ve dayanıklılığını kanıtlamıştı. Toyota, ilk günden bu yana Land Cruiser’ı, yolcuların en zorlu şartları aşarak güvenli bir şekilde hedeflerine ulaştırabilecek şekilde tasarladı. Dünyanın farklı yerlerinden Land Cruiser kullanıcılarının her geçen gün yaşadığı olağanüstü deneyimler de bunu kanıtlamaya devam ediyor. 170’in üzerinde ülkede ve bölgede, şimdiye kadar 11.3 milyonu aşkın satış adedine ulaşan Land Cruiser, Toyota’nın en çok satan modellerinden biri olmayı başardı. Yeni Land Cruiser Prado, en zor koşullarla baş edebileceğini açıkça vurgulayan zamansız tasarımını, modern bir yaklaşımla harmanlıyor. Yeni Land Cruiser, “köklerine dönüş” tasarım diliyle öne çıkarken aynı zamanda maceracı görüntüsüyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Keskinleştirilmiş ön arka köşe hatları ve daraltılmış alt gövdesiyle birlikte çok daha yüksek bir off-road performansı sağlıyor. Bununla birlikte gövde parçaları, bir hasar durumunda kolayca değiştirilebilecek şekilde tasarlandı. Dış tasarımında klasik Land Cruiser siluetine sahip olan yeni model, güçlü yatay çizgileriyle dikkat çekiyor. Land Cruiser Prado, 4.920 mm uzunluğa, 1.980 mm genişliğe ve 1.870 mm yüksekliğe sahip. Aks mesafesi ise 2.850 mm. Yeni Land Cruiser Prado, kabinde fonksiyonelliği öne çıkararak beş veya yedi koltuklu olarak tercih edilebiliyor. Land Cruiser Prado Türkiye’de ise mevcut modelde olduğu gibi yedi koltuklu olarak satışa sunulmaya devam edilecek. Yatak olarak tasarlanmış dijital kokpiti ve fonksiyonel tasarım öğeleriyle donatılan araçta, zorlu arazilerde sürüş yaparken dahi tüm kontrollerin kolayca yönetilmesi sağlanıyor. Yüksek sürüş pozisyonu ve görüş açısında yapılan geliştirmeler sayesinde sürücü her zaman yola hakim olabiliyor. Yeni Land Cruiser Prado’nun motor seçenekleri de, Toyota’nın güçlü ve off-road sürüş şartlarındaki dayanıklılığını yansıtıyor. Yeni model bir dizel ve iki benzinli motor seçeneğiyle tanıtıldı. Türkiye pazarında sunulması planlanan 2.8 litrelik turbo dizel motor, yakıt verimliliği ve yüksek performans arasında güçlü bir denge sunacak şekilde tasarlandı. 204 HP güç üreten motor, yeni sekiz ileri Direct Shift otomatik şanzımanla eşleştirildi. Bu motorun çekme kapasitesi 3.500 kg olarak açıklandı. Benzinli motor seçeneklerinden yeni TNGA 2.4 turbo motor (279 HP) sekiz ileri Direct Shift otomatik şanzımanla eşleştirilerek dinamik ve güçlü bir sürüş sağlıyor. Land Cruiser Prado’nun diğer benzinli motor seçeneği ise, 163 HP gücüne sahip 2.7 litre versiyonu olacak. Yeni Land Cruiser Prado’nun klasik ve son derece dayanıklı ayrı şasi iskelet gövde yapısı korunurken, daha büyük Land Cruiser 300’den alınan GA-F platformuyla eşsiz off-road kabiliyeti elde ediliyor. Yeni model, dar alanlarda kolay manevra yeteneği ve fonksiyonelliği sayesinde günlük kullanımlarda da keyifli bir sürüş deneyimi sunuyor. Aracın yeni çerçevesinde yüzde 50 artan rijitliğin yanı sıra gövde ve çerçevenin kombine olarak rijitliğinin yüzde 30 oranında arttırılması, sürüş konforunu ve yol tutuşunu daha ileriye taşıyor. Yeni Land Cruiser Prado’da ilk kez elektrik destekli (EPS) direksiyon sistemi de kullanıldı. Böylece zorlu off-road şartlarında sürüş yaparken hissedilen darbeler minimuma indiriliyor. Ayrıca tüm hızlarda daha direkt direksiyon tepkileri ve kolay manevra kabiliyeti elde ediliyor. Yeni Land Cruiser Prado’nun artan off-road kapasitesiyle birlikte yeni ayrılabilir ön viraj denge çubuğuna yer verildi. Yeni SDM “Stabiliser with Disconnection Mechanism” teknolojisi, ilk kez bir Toyota modelinde kullanıldı. Sürücü, kokpit üzerinde bulunan bir kontrol düğmesiyle viraj denge çubuğunun durumunu değiştirebiliyor. Bu özellik sayesinde zorlu off-road şartlarında daha yüksek sürüş kabiliyetine sahip olunurken, aynı zamanda daha konforlu ve daha iyi yol tutuş performansı elde ediliyor. Yeni Land Cruiser Prado’da Çoklu Arazi Monitörü ve Çoklu Arazi Seçim modunda da güncellemeler yapıldı. Çoklu Arazi Monitörü’nün yüksek çözünürlüklü kamerası ve ekranı, sürücünün etrafında ve aracın altında neler olduğu konusunda net bir görüş açısı sağlıyor. Çoklu Arazi Seçim modu, farklı arazi koşullarına göre araç performansını otomatik olarak adapte ediyor. Yeni Land Cruiser Prado, sürücünün ve yolcuların güvenliğini en yüksek seviyede sağlayan T-Mate ve en gelişmiş Toyota Safety Sense 3 güvenlik özellikleriyle donatıldı. Yeni Land Cruiser Prado, Avrupa’da özel bir “First Edition” model ile sunulacak. Avrupa için limitli 3 bin adet üretilecek Land Cruiser Prado First Edition, özel tasarımıyla birlikte modelin eşsiz geçmişine sahip detaylar sunacak. Versiyonda bulunan özel detaylar arasında klasik yuvarlak farlar ve farklı gövde renkleri olacak.  | 5 Ağustos 2023 : 11.00

  • Dacia Extreme

    Dacia macera tutkunu ve outdoor ruhuna sahip kullanıcılar için yeni Extreme donanım seviyesini sunuyor. Jogger’ın Extreme donanımıyla standart olarak sunulan “Artırılmış Yol Tutuş Kontrolü” özelliği, kullanıcılara zorlu yollarda hareket özgürlüğ sağlıyor. Spring Extreme modelinde yer alan yeni ELECTRIC 65 motor, gelişmiş bir sürüş deneyimi yaşatıyor. Duster, 4×4 versiyonuyla sunulan Extreme donanım seviyesiyle, SUV konforunu ve sürüş özelliklerini her tür zorlu koşulda üst seviyeye taşıyor. Jogger ve Duster’ın Extreme versiyonları haziran ayında, Spring Extreme ise 2023 yılının ikinci yarısında Türkiye’de kullanıcılarla buluşacak. Jogger’ın tüm donanım seviyelerine uyumlu olan ve yolcu bölmesini sadece birkaç dakikada yatak odasına dönüştüren Uyku Paketi de Türkiye’de haziran ayından itibaren talep üzerine kullanıcılara sunulmaya başlayacak. Dacia, Brüksel’deki Avrupa Otomobil Fuarı’nda, Spring modelinin Extreme donanım seviyesinin özel bir ön gösterimini sergiledi. Outdoor ruhuna uygun, özgün görünümüyle fark yaratan Extreme donanım seviyesi, Spring ile birlikte Jogger ve Duster’da da kullanıcılara sunulmaya başlanıyor. Extreme donanımın sahip olduğu özellikler: Dış tasarım: Yeni gövde rengi: Sedir Yeşil (Jogger ve Duster) / Arduvaz Mavi (Spring), Parlak Siyah Köpekbalığı Anten (Jogger ve Duster); tavan raylarında bakır kahve harflerle model ismi (Jogger ve Duster) / tavan raylarında bakır kahve dokunuşlar (Spring); yan ayna kapaklarında ve jant kapaklarında bakır kahve dokunuşlar, bagajda bakır kahve Dacia logosu; ön kapılar üzerinde topoğrafik tasarıma sahip şeritler, ön kapılar ile ön çamurluklar (Spring ve Jogger) arasında Duster’ın imzası niteliğindeki şnorkele gönderme; sis farlarının yanında bakır kahve dokunuşlar (Jogger) / farların yanında bakır kahve dokunuşlar (Spring); topoğrafik tasarıma sahip kapı eşikleri (Spring ve Jogger); parlak siyah alaşım jantlar (Duster’da 17 inç, Jogger’da 16 inç); topoğrafik tasarıma ve kaplamalara sahip B sütunları (Duster); bakır kahve şnorkel (Duster); İç tasarım: Extreme donanım seviyesinde (Jogger ve Duster) gri renkli yeni bir döşeme türü olan MicroCloud, kapı panelleri ve koltuklar (Jogger ve Duster) ile ön konsolu (Jogger) kaplıyor. MicroCloud, araç içi ile ilgili unsurlar (koltuklar ve diğer parçalar) için özel olarak geliştirildi. Aşınma ve yıpranmaya karşı dirençli, temizlemesi kolay, kadifeyi andıran benzersiz bir görünüme ve dokunma hissi uyandıran hoş bir yüzeye sahip; ön koltuklarda kabartmalı Dacia Link amblemi; önde topoğrafik tasarıma sahip kauçuk paspaslar; ikinci sırada (Duster ve Jogger) ve üçüncü sırada (Jogger) topoğrafik tasarıma sahip kauçuk paspaslar; ön kapı panelleri ve havalandırma ızgaraları çevresinde bakır kahve dekor kaplamalar; topoğrafik desenli kapı eşikleri; vites kolu çerçevesinde bakır kahve dekor kaplama (Duster); vites kolu körüğünde bakır kahve dikişler (Duster); navigasyon ekranı çerçevesinde bakır kahve dekor kaplama (Spring) Dacia Spring, Extreme donanımıyla tamamen yeni ELECTRIC 65 motorunu (65hp / 48kW) tanıtıyor. Bu motor, sadece Spring Extreme ile sunuluyor. Yeni motor, benzersiz bir şanzımanla tekerleklere aktarılan torku artırarak, daha uzun bir menzil, daha fazla hızlanma ve geri kazanım sağlıyor. Yeni ELECTRIC 65 motor sayesinde Spring Extreme, WLTP karma döngüde 220 km menzil sunuyor. Çamurlu, karlı veya kaygan yüzeylerde ilerlemek iki tekerlekten çekişle zorlu olabiliyor. Dacia’nın akıllı Artırılmış Yol Tutuş Kontrolü çözümü, sürücüleri zorlu koşullarla başa çıkma konusunda destekliyor ve daha fazla hareket özgürlüğü sunuyor. Artırılmış Yol Tutuş Kontrolü, Jogger’ın Extreme donanım seviyesinde standart olarak sunuluyor. Orta konsoldaki bir düğmeyle etkinleştiriliyor. Elektronik Denge Kontrolü (ESC) ayarlarını düzenleyerek tekerleklerin daha serbest dönmesini ve gevşek/zorlu zeminlerde daha iyi tutunmasını sağlıyor. Dacia’nın ikonik outdoor aracı Duster, dört tekerlekten çekişli seçeneği ile birlikte sunuluyor ve pazardaki en güvenilir SUV’lardan biri olmaya devam ediyor. Uyku Paketi, InNature aksesuar serisinin bir parçası olarak ilk kez sunuluyor. Tüm Jogger donanım seviyelerinde mevcut olan Uyku Paketi, yolcu bölmesini sadece birkaç dakikada yatak odasına dönüştürmeyi mümkün kılıyor. Çıkarılabilir bu aksesuar tüm Jogger araçlar ile uyumlu. Toplamda 50 kilogramdan daha hafif olan pakette, yardım almadan iki dakikadan daha kısa sürede kurulabilen çift kişilik bir yatak, bir raf ve bir depolama alanı bulunuyor. Bu pratik ahşap aksesuar, birçok kullanıcının halen sahip olduğu (soğutucu veya portatif soba gibi) kamp ekipmanlarını tamamlamayı amaçlıyor. Bagaj kapağı kapandığında paket gizleniyor ve Jogger normal bir 5 kişilik araç gibi görünüyor. Zekice uygulanan mühendislik sayesinde paket kurulu olsa da (220 lt) depolama alanına her zaman imkân sağlıyor. Logolu kapağı kapatıldığında raf olarak da kullanılabiliyor. Arka kapılardaki kayar yatak sistemi 190 cm x 130 cm ebatlarında bir şilte içeriyor. Bu kurulum, en az 60 cm genişliğinde tavan boşluğu sağlıyor. Dacia’nın InNature Uyku Paketi’ni tamamlayan aksesuarlar da mevcut: ışık ve mahremiyet kontrolü için tüm camlarda güneşlikler; bagaj açıkken Jogger’a bağlanabilen ve ekstra uyku alanı sağlayan akıllı çadır; uyku Paketi Türkiye’de haziran ayından itibaren talep üzerine kullanıcılara sunulmaya başlanacak. | 2 Mart 2023 : 23.50

  • 75. Yıla özel Vision 357

    Porsche 75. yılını çok özel bir otomobil ile kutluyor. Porsche Vision 357, 1948 yılında üretilen Porsche 356’nın mirasını günümüze taşıyor ve gelecekteki tasarım felsefesini ortaya koyuyor. Ferry Porsche’nin spor otomobil hayalini gerçekleştirmek amacıyla 1948 yılında, ekibiyle birlikte, Porsche 356 ‘No. 1’ Roadster’ı üretmesinin ve efsanevi Porsche markasının temellerinin atılmasının üzerinden tam 75 yıl geçti. 75. Yıldönümü için 2023 yılında dünya çapında etkinliklere imza atacak Porsche, özel bir model ile kutlamalara başlıyor: Porsche Vision 357. Kutlamalara Vision 357’nin gösterimiyle başlanıyor Porsche’nin 75 yılının tutkuyu ve hayalleri temsil ettiğini söyleyen Porsche AG Yönetim Kurulu Başkanı Oliver Blume, “75. yılımızı hayallerden ilham alan insanlarla kutluyoruz” dedi. Kutlamalar 27 Ocak günü Berlin’deki DRIVE Volkswagen Group Forum’da açılacak ve 10 Eylül 2023 tarihine kadar devam edecek olan ‘Driven by Dreams. Porsche spor otomobillerin 75 yılı’ başlıklı özel sergiyle başlayacak. Ziyaretçiler, Porsche’nin başarı öyküsünü oluşturan vizyon ve girişimlere yakından bakma fırsatı yakalayacaklar. ‘Driven by Dreams’ ifadesi markanın özünü tanımlıyor. Ayrıca, bu slogan, Porsche’nin arkasındaki insanların her gün dünyanın dört bir yanındaki müşterilerin hayallerini gerçekleştirmek için çalışırken benimsedikleri yaklaşımın da bir yansıması niteliğinde. Blume, “Mirasımızla gurur duyuyoruz. Bu miras, başarılı bir geleceğin temeli. Mirasımızı yenilik ve ilerleme ile ilişkilendiriyor ve benzersiz Porsche hikayesine sürekli olarak olağanüstü yeni anlar ekliyoruz” dedi. Porsche Vision 357 75.Yıla özel olarak üretilen ve 356’ya saygı duruşu niteliğindeki Porsche Vision 357 de ilk defa Berlin’de sergileniyor. Style Porsche ekibi, Porsche Vision 357 ile geçmişi günümüze taşıyor ve geleceğe ait tasarım felsefesinin ipuçlarını sergiliyor: Bunun en çarpıcı örneği ise geleceğe işaret eden, hem ilerici hem de vizyoner ışık imzasındaki geliştirme. Temel konsept, gelenek ve yenilik arasındaki etkileşimi yansıtıyor. Style Porsche Başkan Yardımcısı Michael Mauer, “Porsche Vision 357 ile çok özel bir doğum günü hediyesi yarattık. Bu otomobil, bizim 365’te temellenen tasarım DNA’mızın ne denli önemli olduğunun altını çiziyor. Bu çalışma geçmişi, bugünü ve geleceği tutarlı bir şekilde bir araya getirmeye yönelik bir girişim. Otomobilin oranları tarihi modeli anımsatırken, detaylar geleceğe bakışımızı sergiliyor” diye konuştu. 368 kW (500 PS) gücündeki 718 Cayman GT4 RS platformu üzerine inşa edilen Porsche Vision 357, olağanüstü spor otomobil performansını temsil ediyor. Yaratıcı özgürlük önemli Tasarım, en başından beri Porsche efsanesinin temel bir bileşeni oldu. Vizyoner çalışmalar ve konsept otomobiller, kusursuz ve yenilikçi tasarımın temelini oluşturuyor. Gelecek hakkında yaratıcı bir şekilde düşünmenin, Style Porsche’nin temel sorumluluklarından biri olduğunu söyleyen Mauer “Konsept çalışmaları, yarının tasarımını besleyen bir fikir havuzu niteliğinde. Mobilitenin geleceğine doğru sürekli bir kavramsal yolculuk halindeyiz. Markanın tarihi bize her daim ilham veriyor. Geleneğimizi geleceğin konsept otomobiliyle anmak, gözüktüğü kadar paradoksal değil. Yaratıcı özgürlük de önemli: Tutarlı tasarım felsefemizi yenilikçi ve daha önce denenmemiş şekillerde hayal etmemizi sağlayan değerli fikirler ancak bu sayede ortaya çıkabilir.” 75.Yıla özel etkinlikler Porsche, yıldönümü kutlamalarına Stuttgart’ın hemen dışındaki Retro Classics’te devam edecek. Klasik otomobil kültürünün önde gelen fuarı, 23-26 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek. 9 Haziran günü Zuffenhausen, Stuttgart’taki Porsche Müzesi’nde kapsamlı bir özel sergi açılacak. Porsche Almanya, 10 ve 11 Haziran günlerinde Hockenheimring’deki ‘Düşler Festivali’nde yıldönümünü ön plana çıkaran etkinlikler düzenleyecek. Spor otomobil üreticisi, buradaki Porsche Deneyim Merkezi’nde markanın geçmişini, bugününü ve geleceğini sergileyecek. Porsche meraklıları, Porsche kulübü üyeleri, otomobil toplulukları ve her yaştan hayranlar ve müşteriler için araç sergileri, ‘Rüya Sohbetleri’, canlı performanslar, çeşitli temalarda deneyimler ve daha birçok önemli ve büyüleyici deneyim sunulacak. Küçük ziyaretçiler ‘Çocuk Dünyası’ alanında özel etkinlikler yapılacak. ‘Düşler Festivali’nde ayrıca özel olarak ayrılmış bir ‘karavan’ alanıyla konaklama seçenekleri de sunulacak. Motor sporları da etkinliklerde önemli bir rol oynayacak: Canlı yayınlanacak Le Mans 24 Saat Yarışlarına ek olarak, Porsche Carrera Cup Deutschland, Porsche Carrera Cup Benelux ve ADAC GT Masters da katılımcılarla buluşacak. Dünya çapında roadshow ve sergiler ‘Porsche Spor Otomobillerinin 75 Yılı’nın başarı öyküsü, Los Angeles’taki Petersen Otomotiv Müzesi’nde, Grossglockner’da bulunan dünyanın en yüksek rakımlı otomobil sergisinde ve Lucerne’deki İsviçre Ulaşım Müzesi’nde de kutlanacak. Ayrıca, ‘Driven by Dreams’ sergi materyalleri, yıldönümü için özel olarak tasarlanan bir ‘Heritage Truck’ ile Avrupa ve ABD’de 60’tan fazla noktaya götürülecek. Dünya çapındaki etkinlikler, 28 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında Kaliforniya’da düzenlenecek olan ‘Rennsport Reunion’ otomobil festivalinde son bulacak. 911’in 60, Le Mans’ın 100 yılı ‘Porsche Spor Otomobillerinin 75 yılı’ kapsamında kutlanacak iki büyük yıldönümü daha var: 911’in 60., Le Mans 24 Saat Yarışlarının 100 yılı. 911, Eylül 1963’te Uluslararası Otomobil Fuarı’nda (IAA) tanıtıldığı günden bu yana göz kamaştırdı ve ikonik tasarımı ve eşsiz sürüş deneyimiyle dünyanın dört bir yanındaki spor otomobil hayranlarının ortak hafızasında yer etti. Dünyanın en ünlü dayanıklılık yarışının organizatörlerinin de kutlama yapmak için sebepleri var: 10 ve 11 Haziran’da Sarthe’de Le Mans 24 Saat Yarışlarının yüzüncü yıldönümünü kutlayacaklar. Her spor otomobil üreticisi Circuit des 24 Heures du Mans’da başarılı olmanın hayalini kurar. Porsche’nin de bu Fransız dayanıklılık klasiği ile özellikle yakın bir ilişkisi var: Marka, Le Mans’ın en başarılı markası olmanın yanı sıra 1951 yılından bu yana 24 saatlik yarışta kesintisiz temsil edilen tek katılımcı. Bu süre zarfında şirket 110 sınıf zaferi ve 19 genel zafere imza attı. | 2 Şubat 2023 : 20.23

  • Dacia’nın ilk hibrit motoru

    Dacia’nın kısa bir süre önce satışa sunulan modeli Jogger, kullanıcılar tarafından yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Dacia’nın tarihindeki ilk hibrit motora sahip olan ve merakla beklenen modeli “Jogger HİBRİT 140” Türkiye’de Nisan ayında kullanıcılarla buluşmaya hazırlanıyor. Geniş aileler ve kalabalık yaşamların değişen gereksinimlerini tam olarak karşılayan Jogger, HİBRİT 140 motoruyla birlikte gelecek olan otomatik şanzıman seçeneğiyle, başarısını daha da ileriye taşımayı hedefliyor. Dacia’nın yedi kişilik aile otomobili Jogger, satışa sunulduğu ülkelerde şimdiye kadar 83.000 adedin üzerinde sipariş ve 51.000’in adedin üzerinde satışla büyük bir başarı yakaladı. Bir yıldan kısa bir süre içinde Jogger, SUV sınıfı hariç C-segmentinde perakende müşterilerinin en çok tercih ettiği ikinci otomobil oldu. Jogger müşterilerinin üçte ikisi, ECO-G 100 motoru tercih ederek Dacia’nın LPG uzmanlığını seçti. Ayrıca müşterilerin üçte ikisi en yüksek donanım seviyesini tercih etti. Jogger yakında satışa sunulacak otomatik şanzıman ve debriyajsız vites kutusu içeren HİBRİT 140 motoruyla, başarısını sürdürmeye devam edecek. Nisan ayında Türkiye’de satışa sunulması planlanan hibrit teknolojisine sahip ilk Dacia modeli olan Jogger HİBRİT 140, Romanya Mioventi fabrikası’nda üretiliyor olacak ve markanın elektrikliye geçiş süreci açısından çok büyük öneme sahip. Dacia Jogger mevcut gövde renklerine ek olarak, hibrit modele özel “Mineral gri” rengiyle kullanıcılara sunulacak. Jogger HİBRİT 140, hem şehir hayatı hem de outdoor etkinlikleri için uygun, geniş, çok amaçlı bir otomobil arayan ailelere ve diğer kullanıcılara hitap edecek. Jogger HİBRİT 140 aynı zamanda elektrikli araç kullanmanın avantajlarından yararlanmak isteyen kullanıcılar için öne çıkan bir seçenek olacak. Sessiz, yumuşak, titreşimsiz, tamamen elektrikli ilk hareket performansı sunacak olan Jogger HİBRİT 140, yüksek tork değeriyle anlık hızlanma gibi avantajlarla sürüş keyfini arttıracak. Jogger, bir Station Wagon’un uzunluğu, bir MPV’nin genişliği ve bir SUV’nin karakteri gibi özellikleri bünyesinde birleştiriyor. Güçlü ve dayanıklı olduğu kadar üstün sürüş ve yol tutuş özelliklerine sahip olan Jogger, üçüncü sırada oturan yetişkinler de dahil olmak üzere tüm yolcular için mükemmel konfor özellikleri sunuyor. Bu yeni hibrit versiyon; sürüş özelliklerinden ödün vermeden ve yükleme alanından fedakarlık yapmadan, cömert iç mekan hacimleriyle mevcut Jogger’ın tüm avantajlarını bünyesinde barındırıyor. Dacia Jogger, henüz geliştirme aşamasında iken hibrit motor ve batarya entegrasyonu göz önünde bulundurularak tasarlandı. Batarya, aynı zamanda ECO-G 100 versiyonunda LPG deposunun da yer aldığı stepne bölmesinde, araç zemininin altına bulunuyor. Jogger HİBRİT 140, motor frenini güçlendirirken rejeneratif fren işlevini artıran “B moduna” sahip bir otomatik şanzımanla yollara çıkıyor. Bu modun kullanılması, şehir içi kullanımda sürüş konforunu artırırken daha fazla enerji geri kazanımı da sağlıyor. Sürücü bu işlev sayesinde fren pedalı kullanımını azaltabiliyor. Böylece sürüş hem sürücü, hem de beraberindeki yolcular için daha da konforlu hale geliyor. Jogger HİBRİT 140, kendine özgü 7 inçlik gösterge paneline sahip. Sürücünün tercihine bağlı olarak kişiselleştirebildiği ekran, bataryanın şarj seviyesi, kalan menzil ve enerji akışı gibi temel bilgileri gösteriyor. Jogger HİBRİT 140 ayrıca daha fazla konfor için standart olarak bir elektrikli park freni, kapalı eşya gözü ve bir kol dayamaya sahip yüksek orta konsol ile donatıldı. Jogger ile birlikte hibrit motor, Dacia ürün gamına giriş yapıyor. Hibrit güç-aktarma sistemi ve 140 bg toplam sistem gücüyle Jogger ürün gamında en iyi yakıt tüketimi ve CO2 emisyon değerlerini sunuyor. Sistem, kendini kanıtlamış ve Renault Grubunda yaygın olarak kullanılan bir teknolojiden yararlanıyor. 90 bg güç üreten dört silindirli 1,6 litrelik benzinli motor, iki elektromotor (bir 50 bg motor ile birlikte yüksek voltajlı marş jeneratörü) ve içten yanmalı motora bağlı dört vites ve elektromotora bağlı iki vitesli otomatik şanzıman olmak üzere gelişmiş bir çözümden oluşuyor.  Fren enerjisi geri-kazanım sistemiyle 1,2 kW saat (230V) kapasiteli bataryanın yüksek enerji geri-kazanım seviyesi kadar otomatik şanzımanın verimliliği de önemli kullanım avantajlarını beraberinde getiriyor: Şehir içi kullanımlarının %80’inde tamamen elektrikli sürüş, benzer kullanım koşullarında içten yanmalı bir motora kıyasla %40’a kadar daha fazla yakıt ekonomisi. Jogger’ın ilk hareket anındaki tamamen elektrikli çekişi ve otomatik şanzımanı, araca konforlu ve sürüşü kolay bir yapı kazandırarak enerji performansını artırıyor. Sürücü fren yaptığında veya yavaşladığında batarya şarj oluyor ve benzersiz bir hibrit deneyim yaratıyor. Jogger HİBRİT 140, WLTP ortalama çevriminde 900 km’nin üzerinde menzile ulaşabiliyor. Jogger HİBRİT 140’ta batarya sekiz yıl veya 160.000 km garantisi ile sunuluyor. | 7 Ocak 2023 : 19.30

  • 620 beygir R8

    Ayrıcalıklı özelliklere sahip dünya çapında 333 otomobil; RWD Drive ile birleştirilmiş 5,2 L V10 FSI motorla sağlanan sürüş keyfi; Hassas ve kontrollü savrulma sağlayan yeni sürüş modu… Audi Sport GmbH Yeni Audi R8 Coupé V10 GT RWD’yi sunuyor. Audi, ilk Audi R8 GT’nin prömiyerinden on iki yıl sonra, bu özel süper spor modelin ikinci versiyonunu pazara sunuyor: Yeni Audi R8 Coupé V10 GT RWD. 5,2 litrelik doğal emişli V10 motorun 620 PS’e yükselek gücüyle markanın tarihindeki en güçlü arkadan itişli otomobil özelliğine sahip. Modelde yer alan daha hızlı vites geçişleri sağlayan yeni 7 vitesli çift kavramalı şanzıman ve yeni Torque Rear sürüş modu, sürücülerin kendi ESC desteği seviyelerini seçmelerine olanak tanıyor. Yedi kademeli arka tork, direksiyon simidinde yer alan kontrol uydusu aracılığıyla ayarlanabiliyor. Yeni R8 GT‘den dünya çapında sadece 333 adet satışa sunulacak. Yeni ve özel dış ve iç özellikler, R8 GT’nin ilk nesline de bir saygı niteliğinde; örneğin sıralı numaralandırma, özel hafif alaşım jantlar ve siyah ile kırmızının bir arada kullanıldığı iç tasarım sayılabilir. Audi Sport GmbH, R8 GT’nin ikinci baskısının temelini oluşturan 570 PS2’li R8 V10’un performansını, quattro modeliyle aynı seviyeye getirmek için bu özel modelin artırmış. Sonuçta ortaya, 10 silindirli 5,2 litrelik motorla elde edilen 620 PS güç ve 565 Nm tork değeri ortaya çıkmış. Bu da Yeni R8 GT‘yi 100 km/sa hıza 3.4 saniyede, 200 km/sa sınırına sadece 10.1 saniyede çıkarıyor ve 320 km/saate kadar maksimum hıza ulaştırıyor. Bir başka belirleyici fark ise daha da hızlı vites değiştirme sürelerine sahip yeni 7 vitesli çift kavramalı şanzıman. Değişen vites oranı ve buna bağlı daha yüksek hız sayesinde, yeni vites kutusu tüm viteslerde daha da etkileyici hızlanma sağlıyor. Bunun dışında, yalnızca R8 GT için özel bir tasarım özelliği de bulunuyor: emme manifoldu siyaha boyanmış. Yeni R8 GT2’yi Böllinger Höfe’de ve büyük bölümünü el yapımı olarak üreten Audi Sport GmbH, yeni modelde ilk kez Torque Rear modunu sunuyor. Bu sürüş modunda kayma, ESC’nin bir parçası olarak, çekiş kontrol sistemi (ASR) tarafından arka aksta kontrol ediliyor. ASR’de farklı destek seviyeleri sunan yedi karakteristik eğri yer alıyor. Seviye 1 çok az kaymaya izin verirken, seviye 7 daha fazla kaymaya izin veriyor. Direksiyon simidi üzerindeki kontrol uydusunu çevirerek istenilen arka tork seviyesi ayarlanabiliyor. Bu işlev aynı zamanda sürüş becerileri ve yol koşulları geliştikçe farklı bir adaptasyon da sağlıyor. Gelişmenin nasıl ilerlediğine bağlı olarak, tekerlek hız sensörlerinden gelen bilgileri, direksiyon açısını, gaz pedalı konumunu ve seçilen vitesi dikkate alarak motor kontrol ünitesi arka akstaki motor gücünü belirliyor. RWD’nin, performansında artış sağlamak amacıyla yapılan çeşitli iyileştirmeler, yaklaşık 20 kilogramlık bir azalmayla, toplamda 1570 kilogramlık (sürücüsüz) bir ağırlığa sahip olmasını sağlamış. Yol ve pisti kullanımı için tasarlanmış yüksek performanslı Michelin Sport Cup 2 lastiklerle sunulan özel 20 inç, 10 kollu jantlar, ağırlığın azaltılmasında kilit rol oynuyor. Hafif dövme jantların temeli, Audi’nin motor sporları modellerine dayanıyor. R8 GT 2’de standart donanım olan son derece güçlü seramik fren sistemi, ağırlık tasarrufu sağlayan bir başka özellik. Ayrıca, R8 koltuklar ve CFRP viraj denge çubuğuna sahip performans spor süspansiyon da bunlar arasında yer alıyor. Ön viraj demiri, karbon fiber takviyeli plastikten yapılmış. Kırmızı eloksallı alüminyumdan (korozyona karşı koruyan) yapılmış iki bağlantı çubuğu, hem ağırlık azaltımına katkı sağlıyor, hem de yol tutuşu ve viraj dinamiklerini artırıyor. Daha sportif R8 GT coilover süspansiyonu da bir seçenek olarak sunuluyor. Yeni Audi R8 V10 GT RWD’yi benzerlerinden farklı kılmak için, özel ek parçalarla donatılmış. İlk ayırt edici özellik, arkadaki siyah R8 GT yazısı. Modeldeki diğer tüm amblemler ise siyah renge sahip. Rüzgar tünelinde geliştirilen yüksek parlaklığa sahip ön ayırıcı, flics, yan çamurluk kapakları, arka tamponun kenarlarındaki cW elemanları, difüzör ve arka kanattan oluşan Carbon Aerokit, optimum kanat alt akışı ve aerodinamik verimliliği artırırak, daha iyi denge ve dolayısıyla daha hızlı viraj alma imkanı tanıyor. Yeni R8 GT selefinide olduğu gibi mat Suzuka Gri renkte sunuluyor. Alternatif olarak Tangorot Metalik ve Daytona Grey Metalik de mevcut. İç mekan siyah ve kırmızı kombinasyonuyla hazırlanmış. Buna sadece 12 yıl önceki R8 GT’de mevcut olan kırmızı kemerler de dahil. Paspaslar ve R8 koltuklarda, özel modelin siyah ve kırmızı yazıları yer alıyor. R8 GT 2’lerin sıralı numaralandırması vites kolunun ortasında, karbon kaplamada görülüyor. | 5 Ekim 2022 : 16.00

  • i20 N Türkiye’de

    Hyundai’nin İzmit’te üreterek 40’tan fazla ülkeye ihraç ettiği i20, 1.0 lt ve 1.4 lt motorlu versiyonlarından sonra şimdi de 1.6 lt turbo benzinli motoruyla B segmentine 204 beygir güç getiriyor. Hyundai’nin 2012 yılında dönüş yaptığı motor sporları dünyasından ilham alarak geliştirdiği i20 N, motor performansı ve dinamik teknolojisiyle de dikkat çekiyor. Türkiye’de üretilen en güçlü otomobil olma özelliğiyle dikkat çeken Hyundai i20 N, üst düzey performans sunan bir karakter ve agresif bir tasarım öğeleriyle geliyor. Hyundai’nin motor sporlarında elde ettiği deneyimlerle hazırladığı bu özel otomobil, son yılların en heyecan verici hot hatch modellerinden biri. Merak uyandırıcı i20 N ilgili görüşlerini dile getiren Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel, “Uzun bir bekleyişten sonra, nihayet performanslı modelimizi Türkiye’de satışa sunmaktan dolayı çok heyecanlıyız. Hyundai N ailesinin dinamik bir üyesi olan i20 N, göz alıcı bir görünüme sahip. İster yolda ister yarış pistinde olsun, sürüşü çok eğlenceli. Bu mükemmel performans ve sportif tasarımla beraber Türk tüketicisine dinamizm sunarken aynı zamanda ülkemizde üretilen en hızlı ve en güçlü otomobile imzamızı attığımız için de oldukça gururluyuz. i20’nin tek amacı, eğlenceli bir sürüş” dedi. Yeni i20 N’nin temeli motor sporlarına dayanıyor. Bu doğrultuda hazırlanan otomobilin tek hedefi, günlük hayatta maksimum performansa sahip bir spor sürüş keyfi sunmak. i10, i20 ve BAYON gibi Hyundai’nin İzmit’teki fabrikasında Türk işçisinin emeğiyle üretilen i20 N, FIA Dünya Ralli Şampiyonası’ndaki (WRC) bir çok kriteri rahatlıkla karşılıyor. Böylelikle, aracın doğrudan motorsporlarından geldiği anlaşılırken aynı zamanda Dünya Ralli Şampiyonası’ndaki Yeni i20 WRC’ye de ışık tutmuş oluyor. Hyundai i20 N, 1.6 litrelik turbo motoruyla yüksek performans deneyimine rahatlıkla olanak sağlıyor ve ayrıca oldukça dikkat çekici bir görünümü var. Güçlü modelin dış tasarımı, Hyundai’nin Sensuous Sportiness tasarım kimliğiyle birleştirilerek yüksek performanslı bir tema altında vurgulanıyor. Güncel i20’den 10 mm alçak olan araç, dış tasarımında da aerodinamik olarak tamamen farklı bir formda. Ön tarafta, turbo motor için daha geniş hava girişine sahip bir tampon dikkat çekerken, N logolu geniş radyatör ızgarası da yarış pistlerini simgeleyen damalı bayrak silüetiyle hazırlanmış. Kırmızı şeritli tampon altı spoyler de modelin performans odaklı tasarımını pekiştiriyor. Bu kırmızı renk, genişliğini vurgulayarak yeni tasarımlı marşpiyele ve oradan da arkaya doğru uzanıyor. Arkada ise yine i20 WRC’den esinlenilmiş bir tavan spoyleri bulunuyor. Bu aerodinamik parça, sportif görünümün yanı sıra yere basma kuvvetini de artırıyor ve böylece agresif bir sürüş imkanı sunuyor. Yüksek hızlarda dengeyi korumaya yardımcı olan bu parçayı tampon altındaki difüzör takip ediyor. Üçgen arka sis lambasına sahip arka tampon, motorsporlarında görmeye alıştığımız ışık temasını yansıtıyor. Buna ek olarak, araçta kullanılan tek egzoz çıkışı da motorun yüksek performans potansiyelini perçinlemiş oluyor. Bu egzoz sistemi, sürüş modlarına bağlı olarak son susturucudaki valfi açarak sesi daha dinamik ve daha kışkırtıcı bir hale getiriyor. Diğer i20 modellerindeki gibi ön LED farlar i20 N’de de yer alırken, karartılmış arka stoplar da adeta i20 N’in sportif bütünlüğünü destekliyor. Z formundaki arka LED lambalar, gece karanlığında otomobile karakteristik bir özellik de katıyor. Mat gri renkli özel tasarım 18 inç alaşım jantlar ise Pirelli tarafından sadece bu model için özel olarak üretilen 215/40 R18 ebatındaki P Zero HN lastiklerle kullanılıyor. Bu özel P Zero HN lastikler sayesinde aracın yol tutuşu ve dinamizmi artarken ayrıca yarış pistlerinde de maksimum sürüş keyfi elde ediliyor. Güçlü otomobil, yüksek performanslı motorun ürettiği 204 beygir gücü N markalı kırmızı fren kaliperleri ve önde 320 mm’lik diskler ile dizginliyor. Bu fren kitiyle sporcu kimlik tamamlanırken, yüksek performanslı kullanımlarda da sürücüsüne maksimum güven ve koruma sağlıyor. Ayrıca fren sistemi, balataların yıpranması durumunda da sürücüsünü gösterge tablosundaki görsel uyarıyla bilgilendiriyor. i20 N, Hyundai N modellerine özgü “Performans Mavisi” ve iki tonlu bir tarz için “Phantom Black” siyah tavan rengiyle geliyor. Gövde üzerindeki kırmızı renkli parçalar ise Hyundai’nin motor sporları DNA’sını ve yarış pistlerini vurguluyor. Heyecan verici otomobilin iç mekanındaysa performans kokan donanım öğelerine yer verilmiş. Bir hot hatch otomobilde olması gereken tüm unsurları barındıran i20 N, nubuk ve deri karışımı N logolu koltuklara sahip. Güncel modelden farklı olarak; üç kollu N direksiyon simidi, N vites topuzu ve N pedal takımıyla üretilen aracın tamamen siyah kokpitinde mavi renkli ambiyans ortam aydınlatması da var. Hyundai i20 N, 10.25 inçlik dijital gösterge ve yine 10.25 inç AVN dokunmatik ekranlı multimedya özelliğine sahip. Gösterge tablosunda performans değerleri anlık olarak da takip edilebiliyor. Bu ekranda yağ ve motor sıcaklığı haricinde vites değişim zamanını gösteren uyarı ışığı, G metre, turbo basıncı, beygir gücü ve tork değerleri gibi sürüş bilgileri var. i20 N, anahtarsız çalıştırma, dijital klima, Apple CarPlay, Android Auto ve kablosuz şarj gibi özelliklere de sahip. Bunlara ek olarak, müzik keyfi için de subwooferlı BOSE ses sistemi bulunuyor. Hyundai i20 N sadece dışı ve içiyle dikkat çeken bir sporcu değil. Bu karakteri ve duruşu yüksek performanslı bir turbo motorla destekleyen otomobilde Hyundai Motorsport imzalı 1.6 litrelik bir turbo motor kullanılıyor. Sadece altı ileri (6MT) manuel şanzımanla sunulan araç, maksimum olarak 204 beygir güç üretiyor. Bu verimli motor, performansını 275 Nm tork ile süslerken ağırlık ise 1265 kg. Bu ağırlık, aracın sınıfındaki en iyi ağırlık değerine sahip olduğunu gösteriyor. Hatta, ton başına düşen 171 PS güç/ağırlık oranıyla sınıfının en dinamik ve en güçlü modeli olarak tescilleniyor. Hyundai i20 N, 0-100 km/s arasını 6.2 saniyede tamamlarken aynı zamanda maksimum olarak 230 km/s hız yapabiliyor. i20 N’in düz güç ayarı (Flat Engine Power), kullanılamayan yüksek devirlerde maksimum güç rakamlarına gitmek yerine daha düşük devirlerde daha fazla tork ve güç sağlayarak günlük sürüş koşullarında motorun potansiyelinden daha fazla yararlanıyor. Normal yol koşulunda veya yarış pistlerinde daha etkili bir kalkış için özel bir sisteme (Launch Control) sahip olan otomobil, böylelikle istenilen devirde yere gücünü aktarıyor. i20 N, maksimum torkunu da 1.750 ile 4.500 devirleri arasında zinde tutuyor ve 5.500 ile 6.000 arasında da maksimum güce ulaşıyor. Bu devir aralığı, orta ve yüksek hızlarda hızlanmayı iyileştiriyor ve çeşitli sürüş koşullarında yüksek performans sağlıyor. Ayrıca, ön tekerleklere gelen güç aktarımını kontrol etmek için torsiyon dişli tip Mekanik Sınırlı Kaymalı Diferansiyel (m-LSD) de kullanılıyor. Bu eklenti ile daha sportif ve daha çevik bir sürüş için optimum çekiş sağlanıyor ve özellikle virajlarda tutuş maksimum seviyelere ulaşıyor. Sistem, tekerlekler arasındaki dönüş hızı farkı belirli bir limiti aştığında devreye girerek dönüş hızlarını eşitliyor. Bu da özellikle Haberin devamı için tıklayınız

  • bZ4X

    Toyota, tamamen yeni bZ4X’in dünya prömiyeriyle birlikte tanıtımını gerçekleştirdi. bZ4X, markanın bataryalı elektrikli araçları olan bZ ürün gamının ilk modeli olarak öne çıkıyor. Bu yılın başında gösterilen konsepte sadık kalınarak tasarımı ve teknolojisi geliştirilen üretim versiyonu bZ4X, Toyota’nın en baştan itibaren bataryalı elektrikli olarak geliştirdiği ilk modeli oldu. Yeni model, aynı zamanda bataryalı elektrikli araçlara özel olarak geliştirilen platforma sahip ilk Toyota oldu. Toyota’nın elektrikli araçlardaki 25 yıllık batarya teknolojisi deneyimi sayesinde bZ4X modelinde de dünyaya öncülük eden kalite, dayanıklılık ve güvenilirlik elde edildi. bZ4X, 71.4 kWh kapasiteli yüksek yoğunluklu lityum batarya ile tek şarjda 450 kilometreden daha fazla yol alabiliyor. Yüksek elektrikli motor ve batarya performansı 150 kW elektrik motorundan güç alan elektrikli model, önden çekişli versiyonunda 204 PS güç ve 265 Nm tork üretiyor. 0-100 km/s hızlanması 8.4 saniye olan bZ4X’in, maksimum hızı 160 km/s olarak açıklandı. Dört çeker sürüşe sahip bZ4X ise 217.5 PS ve 336 Nm tork değerine sahip ve 0-100 km/s hızlanmasını sadece 7.7 saniyede gerçekleştirebiliyor. Tek pedallı kullanım özelliği ise frenin enerji rejenerasyonunu artırarak sürücüye sadece gaz pedalını kullanarak hızlanma ve yavaşlama imkanı veriyor. Toyota, elektrikli araçlardaki uzmanlığını ortaya koyarak bataryayı 10 yıllık (240 bin kilometre) sürüşün sonrasında dahi orijinal performansın yüzde 90’ını verecek şekilde geliştirdi. Verimli ve etkili ısıtma sistemi sayesinde sıfırın altındaki sıcaklıklarda dahi güvenilirliğini koruyan batarya, 150 kW hızlı şarj sistemiyle birlikte yüzde 80 kapasiteye 30 dakika civarında erişebiliyor. Bununla birlikte bZ4X’in sürüş menzili, opsiyonel güneş paneliyle maksimuma çıkarılabiliyor. Bu paneller, sıfır emisyon ve sıfır maliyetle güneş enerjisinden elektrik üreterek aracın bataryasını dolduruyor. Toyota güneş panellerinin yıllık olarak 1800 km sürüş menzili sağlayacak şekilde enerji depolayabileceğini tahmin ediyor. Güneş panelleri sürüş sırasında veya park halindeyken enerji depolayabiliyor. bZ4X yeni platform üzerine konumlandırıldı bZ4X bataryalı elektrikli araçlara özel olarak geliştirilen e-TNGA platformu üzerine yapılan ilk Toyota oldu. Yeni platform ile birlikte batarya, şasinin ayrılmaz bir parçası olarak entegre edildi. Aynı zamanda bataryanın tabanın altına konumlandırılması sayesinde alçak ağırlık merkezine, ideal ön/arka ağırlık dağılımına, kusursuz güvenlik, sürüş ve yol tutuş için yüksek gövde rijitliğine sahip. Yeni ve esnek e-TNGA platformu gelecekte tanıtılacak bZ modellerinde de kullanılacak. Toyota bZ4X, dinamik özellikleriyle öne çıkarken yeni platform sayesinde uzun bir aks aralığı ve geniş bir kabin yaşam alanı elde edildi. Geniş ve konforlu bir SUV olan bZ4X, aynı zamanda dört çeker sürüşü sayesinde her aksta yer alan elektrik motorlarıyla sınıfının öncüsü off-road performansı sunuyor. Akıcı ve güçlü dış tasarımı aracın elektrikli ve SUV tarzını vurgularken yeni model yelpazesinin “çekiç başlı” ön tasarım şekli güçlü duruşun altını çiziyor. Aracın kabini ise İsveççe bir kelime olan ve “tam yerinde” anlamına gelen “lagom” temasıyla tasarlandı. Bir oturma odasının konforunu ve ferahlığını yansıtan kabin, panoramik tavan ve yumuşak malzemelerle tamamlanıyor. Alçağa konumlandırılan ince gösterge paneli ise ferahlık hissini artırıyor ve daha iyi bir görüş açısı sağlıyor. 7 inç’lik TFT gösterge paneli ise direksiyon hattının hemen üzerine yerleştirilerek sürücünün minimum göz hareketiyle verileri okumasını sağlıyor. Uzun aks aralığı tüm yolcular için sınıfının öncüsü diz mesafesi ile aynı zamanda yükleme alanında da iddialı bir hacim sağlıyor. Koltuklar normal konumdayken 452 litrelik bagaj kapasitesi sunuluyor. Toyota bZ4X, dış ölçülerine bakıldığında e-TNGA platformunun getirdiği tasarım avantajlarını da ortaya koyuyor. RAV4 ile karşılaştırıldığında bZ4X 85 mm daha alçak, daha kısa ön-arka çıkıntılara sahip ve aks aralığı RAV4’e göre 160 mm daha uzun ölçülere sahip. Aracın genel çevikliği sınıfının öncüsü 5.7 metrelik dönüş yarıçapı ile de kendisini gösteriyor. Toyota’nın elektriklisi bZ4X, üçüncü nesil Toyota Safety Sense sistemiyle donatılarak güvenlikten de ödün vermiyor. Yeni ve geliştirilmiş özelliklerle birlikte birçok riski azaltarak kazaların önüne geçebiliyor. Araçta kullanılan milimetre dalga radarının ve kameranın algılama aralığı genişletilerek her bir işlevin performansı artırıldı. Bununla birlikte yeni multimedya sistemiyle birlikte araç için uzaktan yazılım güncellemeleri de yapılabiliyor. | 1 Kasım 2021 : 11.00

  • Nissan Z geri döndü

    Nissan, spor otomobillerde 50 yılı aşkın tecrübesi ile tasarladığı yedinci nesil Nissan Z’yi 2022 baharında satışa sunacağını açıkladı. Günümüzde ulaşılabilir spor otomobili temsil eden Z, meraklıları için Orijinal 240Z’nin mirası korunarak üretildi. Akıllı sürüşün öncüsü Nissan, heyecanla beklenilen ikonik Z spor otomobilinin yeni modeli 2023 Nissan Z’nin 2022 baharında Amerika’da satışa sunulacağını duyurdu. Şimdiye kadarki en iyi Z modeli Nissan her nesilde çıtayı yükseltiyor ve Z’nin sınırlarını zorluyor. 2023 model Z’nin 3.0 litrelik V6 çift turbo motoru, önceki nesil 370Z’nin motoruna göre güç çıkışında önemli bir artış sağlıyor. Motorda 68 beygir gücü ve torkta yüzde 30 artış ile Z’nin motoru, hızlanmada tahmini yüzde 15’lik bir iyileşme sunuyor. Bunu sağlamak için turbo hız sensörünün yanı sıra küçük çaplı turboşarjlar kullanılırken ikiz turbo, güç çıkışını ve tepki süresini dengeliyor. Elektronik değişken valf zamanlaması (e-VVT) ile de farklı sürüş seçeneklerinde mükemmel tepki ve yakıt verimliliği sunuyor. 6 vitesli yakın oranlı manuel şanzımanı, EXEDY yüksek performanslı kavramanın arttırılmış hassasiyeti ile vites geçişlerini daha da kolaylaştırıyor. Arkadan çekişli Nissan Z modellerinde, Nissan ilk kez yumuşak hızlanma sağlayan geliştirilmiş yokuş kalkış yardım kontrol sistemi kullanıyor. Otomatik vites modeller kalkış kontrol sistemine sahip. Manuel şanzıman donanımlı modellerde ise ayrıca, 6MT Performans modellerine eklenen SynchroRev Match ve karbon fiber kompozit tahrik mili bulunuyor. Daha sağlam gövde, elektronik hidrolik direksiyon ve daha geniş ön lastikleri sayesinde Z’nin yüksek hızda sürüşü ve virajlarda yol tutuşu da güçlendiriliyor. Otomatik vitesli modellerde standart ve spor olmak üzere iki sürüş modu bulunuyor. Standart mod, daha çok şehir içi ve uzun otoyol sürüşleri için uygunken, spor modu ise hızlı sürüşler ve virajlı yollarda daha iyi yol tutuşu sağlamasıyla öne çıkıyor. Bununla birlikte yeni Nissan Z, 4 tekerlekli havalandırmalı disk frenleri sayesinde hassas fren sistemi özelliği barındırıyor. Z Spor sınıfında 18 inç alüminyum alaşımlı jantlar ve Yokohama ADVAN Sport yüksek performanslı lastikler kullanılırken, Z Performans sınıfında 19 inç RAYS® süper hafif dövme alüminyum jant ve Bridgestone Potenza S007 yüksek performans lastikleri kullanılıyor. Geçmişin gelecekle buluştuğu dış tasarım Temelde Z çizgilerine sahip 2023 Z’nin dış tasarımı geleneksel olanı yeni teknolojiyle birleştiriyor. Nissan’ın küresel tasarım başkanı Alfonso Albaisa, yedinci nesil Z tasarımı için “Nissan’ın gelecek vizyonuna sadık kalarak önceki 6 nesil Z sahiplerinin ve hayranlarının sesine kulak verdik ve kendimizi geçmiş eskizlerin cazibesine doğru çekilirken bulduk. Nihayetinde, modern ancak geçmişten dokunuşlar taşıyan yeni bir Z tasarladık,” değerlendirmesinde bulundu. Uzun kaputu, daha alçak arka kısmı ve birinci nesil Z’yi anımsatan silüeti ile yeni Z, geleneksel arkadan itişli spor bir otomobil tasarımı barındırıyor. En son teknolojilerle modernize edilen dış tasarıma boyut kazandırmak için kullanılan LED aydınlatmalarda, sadece Japon pazarında satışa sunulan 1970’lerin sevilen 240ZG’sinden ilham alan iki yarım daire bulunuyor. 2023 Z’ye yandan bakıldığında, orijinal Z ile olan benzerliği daha da dikkat çekiyor. Eskinin modern teknoloji ile birleştiği iç mekan Yeni Z’nin iç mekanı, modern teknolojiyi eski Z dokunuşlarıyla kusursuz bir şekilde harmanlıyor. Orta konsolu, üçlü analog göstergesi, 8.0 inç dokunmatik ses ekranı ve vites kolunun yanındaki klima kontrol düğmeleri önceki nesil Z iç mekan tasarımından esinleniliyor. Spor bir arabadan beklentilerin karşılanması için Z’nin iç mekan tasarımında Nissan Super GT500 sürücüsü Tsugio Matsuda gibi profesyonel yarış pilotlarının da görüşleri yer alıyor. Yeni Z’nin orta konsolunda yer alan gösterge panelinde üçlü analog göstergesi (güçlendirme, turbo hız, volt) sürücünün görüş alanında yer veriliyor. Optimize edilmiş kavrama ve konfor için özel olarak tasarlanmış manuel ve otomatik vites kolları da yenilendi. Göbekli direksiyon simidinde yer alan tuşlar, direksiyonun eski estetiğini kaybettirmeden sürücüye kullanmak istediği fonksiyonlara hızlı erişim sağlıyor. Koltuğun sırt bölümünde kullanılan süet, viraj alırken vücudun yana kaymasını engelleyerek sürüş konforu sunuyor. 2023 Z Spor sınıfı 8 yöne ayarlanabilen manuel sürücü koltuğu ve 4 yöne ayarlanabilen manuel yolcu koltuğuna sahipken, Z Performans sınıfının, deri döşeme ve ısıtmalı 4 yöne ayarlanabilen elektrikli sürücü ve yolcu koltuğu bulunuyor. Yeni Z için Nissan Akıllı Anahtar, Akıllı Hız Kontrolü, Otomatik Sıcaklık Kontrolü, otomatik kararan dikiz aynası, Dikiz Monitörü, iki adet 12 voltluk güç noktası, Type-A ve Type-C olmak üzere iki USB noktası, ön ve arka sonar sensörleri standart olarak sunuluyor.  Altı hoparlörlü 8.0 inç sesli dokunmatik ekrana sahip Z, hem Android Auto hem de Apple CarPlay ile uyumlu. Ayrıca Bluetooth üzerinden telefon ve se bağlantısı, SiriusXM Radyo, Mesajlaşma Asistanı ve Siri Eyes Free gibi özelliklere de sahip. Z Performans sınıfında ise navigasyonlu 9,0 inç dokunmatik ekran ve NissanConnect Hizmetleri ile Aktif Gürültü Önleme ve Aktif Ses Geliştirme özelliklerine sahip 8 hoparlörlü Bose Ses sistemi de yer alıyor. Z iç mekanı için Siyah, Kırmızı ve Mavi olmak üzere üç renk seçeneği bulunuyor. Sınırlı sayıda üretilen bir versiyonu da var 2023 Nissan Z Amerika’da 6 düz vites ve 9 otomatik vites seçenekleri ile Spor ve Performans sınıfında satışa sunulacak. Tüm modeller, Yaya Algılamalı Otomatik Acil Durum Frenleme Sistemi, Kör Nokta Uyarısı, Şeritten Ayrılma Uyarısı, Arka Çapraz Trafik Uyarısı, Uzun Far Yardımı ve Akıllı Ön Çarpışma Uyarısı dahil olmak üzere bir dizi standart yardım ve güvenlik teknolojisi ile satışa çıkarılacak. 2020’de tanıtılan ve Z Proto severler için ABD’de yalnızca 240 adetle sınırlı olarak satışa sunulacak Proto Spec modeli, Z logolu sarı renkli fren kaliperleri, bronz renkli 19 inç RAYS alüminyum alaşımlı jantlar, özel vites kolu topuzu (yalnızca 6MT), özel Proto Spec deri donanımlı sarı vurgulu koltuklar, özel Proto Spec süet + sarı dikişli kumaş kapı kaplaması ve özel Proto Spec iç dikişlere sahip. Nissan Motor Co., Ltd temsilci icra kurulu başkanı ve operasyon direktörü Ashwani Gupta Z’yi bir spor arabadan daha fazlası olarak tanımlıyor ve “Z adeta sürücünün vücudunun bir uzantısı gibi, sürücünün isteklerine cevap verir buna göre yol alır. İster ilk kez geçtiğiniz virajlı bir yolda, ister her gün geçtiğiniz yolda, Z’yi kullanmak insanı mutlu eder ve duyuları uyandırır,” diye ekliyor.| 19 Ağustos 2021 :  10.55

  • Yeni Porsche Macan

    Porsche, bir önceki nesline göre daha üstün performansa, daha keskin hatlara sahip bir tasarıma ve yeni bir işletim konseptine sahip yeni Macan modelini 3 farklı versiyon ile pazara sunuyor. Macan GTS modelinin 2.9 litrelik V6 çift turbo motoru artık 324 kW’lık (440 PS) güç üretiyor, yani bir önceki nesline kıyasla 44 kW’lık (60 PS) bir performans artışı sergiliyor. Model, Sport Chrono paketi ile Porsche GTS modellerine özgü yüksek performans kapsamında 272 km/sa’lik azami hıza sahip olup 0-100 km/sa hıza 4,3 saniyede çıkıyor. Macan S, 280 kW (380 PS) ile eski nesline kıyasla 20 kW (26 PS) daha fazla güç üreten 2.9 litrelik bir V6 çift turbo motora sahip. Bu özellik aracın 4,6 saniye içerisinde durur halden 100 km/sa hıza çıkmasını sağlıyor ve bu esnada 259 km/sa’e kadar hızlanmasına imkan tanıyor. 195 kW’lık (265PS) güce sahip yeni geliştirilmiş, turbo beslemeli 4 silindirli motor, Macan dünyasına girişi temsil ediyor. Bu yeni motor, standart 0-100 km/sa hızlanmayı 6,2 saniyede gerçekleştiriyor ve 232 km/sa’lik maksimum hıza ulaşıyor. Tüm motorlar yedi vitesli Porsche çift kavramalı şanzımana (PDK) ve Porsche aktif dört tekerlekten çekiş sistemine (Porsche Traction Management – PTM) sahip. Yeni Macan modelleri, maksimum süspansiyon konforuyla spor otomobil performansını dengeleyerek aynı zamanda geniş bir süspansiyon bant genişliği de sunuyor. Bu kapsamda optimize edilmiş gövdesi ile Macan artık sürüş durumuna ve yol koşullarına daha fazla hassasiyetle ve daha direkt bir biçimde cevap veriyor. Böylece sürücü, direksiyondan daha hızlı ve daha iyi cevap alabiliyor. Porsche Active Suspension Management (Porsche Aktif Süspansiyon Yönetimi – PASM) sisteminin sönümleme özellikleri gibi bileşenler bu hedef doğrultusunda yeni Macan ailesine özel olarak yeniden uyarlanmış. Macan için opsiyonel olup S ve GTS modellerinde standart donanım olarak sunulan PASM sistemi, her bir tekerleğin sönümleme kuvvetini aktif ve kesintisiz bir şekilde kontrol ediyor. Yeni Macan GTS modelinde standart olarak sunulan ve gövdeyi 10 milimetre kadar alçaltan spor havalı süspansiyon, eski nesline kıyasla ön aksta yüzde 10 oranında daha sert ve arka aksta yüzde 15 oranında daha sıkı olması ile avantaj sağlıyor. Opsiyonel GTS Sport Paketi, performans tekerleklerine sahip 21 inçlik GT tasarım jantları, Porsche Tork yönlendirme sistemi (Porsche Torque Vectoring Plus (PTV Plus)) ve Sport Chrono Paketi ile aracın dinamik potansiyelini daha da artırıyor. Porsche, Macan modelinin görünümünü bir dizi özel dokunuş ile daha da keskinleştirmiş. Gövde renginde yeniden tasarlanmış ön kısım ile Macan’ın genişliğine vurgu yapılarak aracın yoldayken daha da görkemli görünmesi sağlanmış. Yeni GTS modelinde burun kısmı siyahla kaplanmış. Arka kısım, özel bir tasarım tekniğiyle elde edilmiş olan çarpıcı bir difüzörle yola doğru daha kıvrımlı bir görünüme sahip hale gelmiş. Hem arkada hem de ön uç kısımda, aracın yan kanatları için de opsiyonel olarak sunulan yeni bir 3 boyutlu yapı mevcut. Porsche Dinamik Aydınlatma Sistemi (Porsche Dynamic Light System (PDLS)) ile LED farlar ve Sport Design dış aynalar artık tüm modellerde standart olarak sunuluyor. Yeni Macan, yeni Metalik Papaya ve Metalik Gentian Mavi renkleri ile GTS Sport paketine sahip Macan GTS için Piton Yeşili de dâhil olmak üzere toplam 14 renkte sunuluyor. Individual Colour ve Paint to Sample opsiyonlarıyla Porsche Exclusive Manufaktur, Macan için tasarım özgürlüğünü ciddi oranda genişletiyor. Daha geniş jantlar da artık standart donanım olarak yer alıyor ve Macan için en az 19 inç, Macan S için 20 inç, Macan GTS için ise 21 inç ölçülerinde sunuluyor. Toplamda yedi yeni jant tasarımı seriye eklenmiş oluyor. Yeni Porsche Macan, modern ve şık biçimde tasarlanmış orta konsolu ile ciddi oranda geliştirilmiş bir iç tasarım sunuyor. Düğmeler yerine dokunmatik yüzeyleri kullanan yeni işletim konsepti kokpite düzen getiriyor. Açık biçimde düzenlenmiş kontrol modülünün ortasında yeni ve daha kısa olan vites bulunuyor. Gösterge panelinin üstünde bulunan analog saat de artık standart ekipman olarak yerini alıyor. İç tasarıma yeni renk vurguları katmak amacıyla Gentian Mavi, Papaya veya Tebeşir renklerindeki bir dizi deri döşeme ve kontrast dikişler artık opsiyonel olarak sunulabiliyor. Macan, Porsche Communications Management’ın (Porsche İletişim Yönetimi) 10.9 inçlik full HD dokunmatik ekranından veya ses komutlarıyla kontrol edilebilen birçok çevrimiçi işlevi standart donanım olarak sunmaya devam ediyor. Ayrıca yeni çok işlevli direksiyonla 911 modelinin GT Sport direksiyonuna yer veriliyor. Dış tasarımdaki dinamik efektler ve siyah vurgular haricinde, sadece en üst model için mevcut olan GTS Sport paketi iç tasarım için de 18 yönlü spor koltuklar, karbon iç tasarım paketi, daha fazla deri uzantıya sahip Race-Tex döşeme, kontrast dikişli çeşitli parçalar ve Piton Yeşilinde GTS yazısı gibi birçok özel ekipmanı kapsıyor. 2014 senesindeki ilk lansmanından bu yana tüm dünyada 600 bin adet satılan Macan, Porsche için özel bir misyona sahip: Macan alan müşterilerin yaklaşık yüzde 80’i ilk defa Porsche satın alıyor. Bunun yanı sıra, Macan satın alan kadın sayısı son yıllarda düzenli biçimde artış gösterdi ve tüm Porsche modelleri arasında en yüksek seviyeye ulaştı. Macan’ın en çok talep gördüğü Pazar olan Çin’deki alıcıların neredeyse yüzde 60’ı kadınlardan oluşuyor. Porsche Satış ve Pazarlama Müdürü Selim Eskinazi, “Türkiye’deki kadın kullanıcı oranlarına bakıldığında durum çok farklı değil. Sözkonusu konfor olduğunda da Macan iddiasını devam ettiriyor; 2020 yılında gerçekleşen bireysel Porsche satışlarına baktığımızda kadın kullanıcı oranı %34 iken model bazlı olarak bakıldığında Macan yüzde 67’lik bir orana sahip ve kadınlar tarafından en çok tercih edilen Porsche modeli olarak birinci sırada yer alıyor. Yeni Macan tüm versiyonları ile bugün itibarıyla ön siparişe açıldı.” dedi. | 20 Temmuz 2021 : 13.00

  • Yeni Land Cruiser

    Toyota otomotiv dünyasının bir efsanesi olan Land Cruiser’ın yeni neslini Dubai’de gerçekleştirilen ve online olarak yayınlanan dünya prömiyeriyle tanıttı. Toyota, Yeni Land Cruiser’ı 2021 yaz aylarından itibaren dünya çapında yaklaşık 130 ülke ve bölgede satışa sunmaya başlayacak. 70 yıllık geçmişi, 170 ülkede ve bölgede 10 milyondan fazla satış adediyle birlikte Land Cruiser, her yere gidebilme, araç içerisindekileri güvenli ve sağlam bir şekilde geri getirebilme unvanını daha ileriye taşıyor. Tamamen yenilenen Land Cruiser, LC 300 versiyonuyla SUV ürün gamının yeni amiral gemisi konumunda olacak. Toyota yeni Land Cruiser 300 ile birlikte bilinen güçlü, sağlam, dayanıklı ve güvenilir olma niteliklerini daha da ileriye götürdü. Bununla birlikte LC 300, geliştirilmiş arazi ve yol performansıyla kullanıcılarının her rotanın kolaylıkla üstesinden gelmesini de sağlıyor. Motor, şanzıman ve platform tamamen yeni olmakla birlikte Land Cruiser’ın mühendisliği, yol ve en zor arazi şartlarında daha iyi performans gösterecek şekilde geliştirildi. Dünyada ilk kez LC’de yer alan teknolojiler dahil olmak üzere birçok geliştirmeyle birlikte Land Cruiser hiçbir şeyden ödün vermeden daha da iddialı hale getirildi. Toyota bu anlayışla birlikte yeni TNGA mimarisini kullanarak ilk defa çerçeve üstü gövde tasarımıyla GA-F platformu üzerine bu aracı inşa etti. Bu sayede sıra dışı bir off-road kapasitesiyle beraber gövde sertliği ve daha yüksek dinamiklik elde edildi.  Yeni teknolojilerin kullanılmasıyla birlikte ağırlık azaltıldı, ağırlık merkezi alçaldı ve güvenlik daha geliştirildi. Yeni Land Cruiser, bir önceki versiyona göre 200 kg daha hafifleşti. Dakar Rallisi deneyimi olan pilotlarla test edilen yeni süspansiyon sistemi, aracın yüksek kapasiteye sahip olmasının yanında yolda ve yol dışında sürücü için kolay kontrol edilmesini sağladı. Dünyada ilk kez yeni Land Cruiser’da yer alan Elektronik Kinetik Dinamik Süspansiyon Sistemi (E-KDSS) optimum dikey tekerlek hareketinin elde edilmesini sağlayarak zorlu zeminlerdeki yol tutuşu iyileştiriyor. Yeni Land Cruiser 300, aynı zamanda Çoklu Arazi Monitörü ile donatılan ilk Toyota oldu. Bu sayede gerçek zamanlı olarak yol yüzeyinin görüntüsü, aracın etrafı ve lastiklerin pozisyonu görülebiliyor. Çoklu Arazi Seçim sistemi zemin yüzeyinin durumuna karar vererek otomatik olarak en uygun sürüş modunu seçerek ideal yol tutuşu sağlıyor. Land Cruiser’ın gelişen sürüş dinamikleri, yeni V6 çift turbo 3.5 litre benzinli ve 3.3 litre dizel motorla destekleniyor. Her iki motor da yeni 10 ileri otomatik şanzımanla eşleştirildi. Yeni şanzımanla birlikte mevcut modele göre yüzde 10 daha düşük yakıt tüketimi ve CO2 emisyonu salımı elde edildi. Yeni Land Cruiser 300, arazi sürüşlerinde aracı tam olarak hassas bir şekilde konumlandırılacak şekilde mevcut modelin ölçülerini, yaklaşma ve uzaklaşma açılarını da korudu. Bununla birlikte Yeni Land Cruiser, ikinci nesil Toyota Safety Sense sistemiyle güncellenen aktif güvenlik ve sürüş yardımcıları sunarak güvenlikte önemli bir da adım attı. Ön Çarpışma Sistemi gibi ileri seviye kaza önleme özelliklerinin yanı sıra yeni Park Etme Destek Freni ile aracı park ederken öndeki ve arkadaki engelleri tanıyarak olası kazaların önüne de geçebiliyor. | 16 Haziran 2021 : 10.50

  • İlk kez Türkiye’de satılacak

    Renault’nun B-Sedan segmentindeki yeni oyuncusu Taliant, modern tasarım çizgileri, teknolojik donanımları, artırılmış kalite ve konfor unsurlarıyla B-Sedan segmentine farklı bir perspektif getiriyor. X-Tronic şanzıman ve LPG versiyonlarıyla en önemli ihtiyaçlara cevap veren Renault Taliant, satışa sunulacağı pazarlar arasında ilk kez 25 Mayıs’ta Türkiye’de yollara çıkıyor. Hem perakende, hem de filo kullanıcılarına yönelik sunduğu özelliklerle segment liderliği hedefleyen model, lansmana özel ve sınırlı sayıda stokla 167.900 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulacak. Renault, Taliant modeliyle B-Sedan segmentine şık ve yenilikçi bir yaklaşım getiriyor. Yakın dönemde logosunu yenileyen marka, ürün gamının yeni temsilcisi Taliant’ı hedef pazarlar arasında ilk kez Türk tüketicisinin beğenisine sunuyor. Renault Grubu’nun CMF-B modüler platformunda üretilen Taliant, X-Tronic şanzıman, kör nokta uyarı sistemi, kablosuz Apple Car Play, 8 inç dokunmatik multimedya ekranı ve elektrikli park freni gibi dikkat çeken özellikleri de beraberinde getiriyor. Model, Joy ve Touch donanım seviyeleriyle tüketicilerle buluşacak. Taliant ismi Renault’nun güçlü ve tutarlı uluslararası ürün konumlandırma stratejisini yansıtıyor. Farklı pazarlarda telaffuz kolaylığı sağlaması hedeflenen Taliant, yetenek ve başarıya da atıfta bulunuyor. Modern bir fiyat performans otomobili Renault Taliant’ın ilk kez Türkiye’de satışa sunulmasının altını çizen Renault MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş, “Türkiye, Renault Grubu için çok büyük bir önem taşıyor. 2021 ilk çeyrek itibarıyla ülkemiz, grubun küresel çapta en büyük 7’nci pazarı konumunda bulunuyor. Renault Taliant modeli için Türk tüketicisinin önceliklendirilmesi, bu önemin göstergesi niteliğinde. 2021’in başından bu yana Renault’da yenilikler tüm hızıyla devam ediyor. Renaulution stratejik planı, yeni logo ve misyonun ardından sıra, ürün gamımızın en yeni üyesinde. Modern ekipman seviyesi ve ihtiyaçlara yönelik sunduğu çözümler sayesinde Renault Taliant, perakende ve filo kullanıcılarını ideal fiyat-performans oranıyla buluşturacak. B-Sedan segmenti 2020 yılında Türkiye’de toplam binek pazarından yüzde 2,4 oranında pay aldı. Taliant modelimizin X-Tronic şanzıman ve LPG seçenekleriyle segmentteki en önemli 2 talebe cevap veriyoruz. Rekabetin kısıtlı olduğu bu segmentin yanı sıra Taliant, C sınıfından gelen tüketiciler için de cazip bir seçenek olacak. Türkiye’nin lider otomobil markası olarak, çok yönlülüğüyle öne çıkan yeni modelimizin satış performansımıza ciddi katkı vermesini öngörüyoruz” ifadelerini kullandı. Dinamik ve yenilikçi tasarım çizgileri Renault Taliant, dış tasarım öğeleri sayesinde modern kimliğini vurguluyor. Özellikle Renault markasıyla özdeşleşmiş olan C şeklinde farlarla tasarım imzasını ortaya koyuyor. Tasarım imzasının şıklığı, ön ızgaradaki krom detay ve tampondaki estetik sis farları ile tamamlanıyor. Tüm unsurlarında yenilikçi marka DNA’sına sadık kalan model, dinamik tasarım çizgileriyle dikkat çekiyor. Kaput üzerindeki aerodinamiği gözeten belirgin hatlar, ilk bakıştan itibaren güçlü bir izlenim uyandırıyor. Renault Taliant 4.396 mm uzunluğu ve 2.649 mm aks açıklığına eşlik eden eğimli ön camı ve toplam 1.501 mm yüksekliği ile zarif bir görünüme sahip. Akıcı tavan çizgisi, arka tarafta konumlandırılan radyo anteni ve tavan çizgisiyle birlikte küçülen arka camlar, modelin dinamik yapısını pekiştiriyor. Otomobilin ağırlığı yaklaşık 1.100 kg olmasına rağmen ön camın daha eğimli olması, yan aynaların formu ve kaput çizgileri gibi tasarım öğeleri sayesinde aerodinamik direnç katsayısı 0,654 olarak gerçekleşiyor. Bu sayı, daha düşük yakıt tüketimi ve karbondioksit salınımını açısından avantaj sağlıyor. Arka farlarda, ön tarafta olduğu gibi C şeklindeki ışık imzası göze çarparken, tüm Renault modellerinde olduğu gibi logo altında model ismi “Taliant” yazısı konumlanıyor. Tampon yapısının da katkısıyla arka tarafta kaslı bir görünüm elde edilirken, gövde rengi modern kapı kolları genel anlamda bütünlüğü sağlıyor. Lansman rengi Ayışığı Gri olan Renault Taliant’ın altı farklı renk seçeneği daha bulunuyor. Donanım seviyesine ve opsiyona göre 15” çelik, 16” çelik ve 16” alüminyum olmak üzere 3 farklı jant seçeneğiyle birlikte geliyor. İç mekânda şık ve ergonomik unsurlar Renault Taliant, markanın her tasarımında ve teknolojisinde hayata dokunan anlayışına uygun olarak hayat buldu. Taliant’ın iç mekân detayları, dış tasarımın dinamik kimliğiyle örtüşüyor. Konsoldaki otomatik klima dizaynı, kumanda tuşlarıyla uyum içinde konumlanıyor. Konsolun hemen üzerinde yer alan 8” dokunmatik multimedya ekranı modern unsurlardan biri olarak öne çıkarken, şık havalandırma ızgaraları ve iç mekânda kullanılan dekoratif malzemeler Taliant’ı B-Sedan segmentinin bir adım ötesine taşıyor. Rahat okunabilir gösterge paneli, LPG tankı doluluk bilgisi de dahil olmak üzere sunduğu birçok özellikle sürücünün hayatını kolaylaştırıyor. Yükseklik ve derinlik ayarlı direksiyon elektrik takviyeli olması sayesinde kullanıcıya yüksek bir sürüş konforu sunuyor. Ayarlanabilir koltukların yanı sıra 1364 mm arka sıra omuz mesafesi sunan Renault Taliant, arka koltukta seyahat eden yolculara 219 mm diz mesafesi sağlıyor. Ön koltukların arkasında bulunan katlanabilir masalar, arka koltuklarda seyahat edenler için özellikle uzun yolculuklarda büyük konforlu bir deneyim vadediyor. Ön ve arka kapı panelleri, orta konsol ve torpido gözünün yanı sıra kolçak altında da derin bir saklama alanı bulunan Renault Taliant, iç mekânda toplamda 21 litrelik bir depolama hacmi sağlıyor. 628 litrelik bagaj hacmi sunan model, bu alanda segment lideri olmanın yanı sıra, çoğu C Sedan modelinden daha fazla bagaj hacmi sunmasıyla dikkat çekiyor. İhtiyaca göre farklılaşan 3 multimedya sistemi Renault Taliant, B-Sedan segmentinin standartlarını değiştirirken teknolojiden yararlanıyor. İhtiyaçlara göre dizayn edilmiş 3 farklı sistemden ilki USB ve Bluetooth bağlantısı, 2 hoparlör ve 3,5 inç TFT ekranlı radyo sistemi ile Joy versiyonunda standart olarak sunuluyor. Ücretsiz olarak sunulan R&Go aplikasyonu indirilerek, ön konsoldaki bölmeye yerleştirilen akıllı telefon otomobilin multimedya ekranı gibi kullanılabiliyor. Müzik, telefon, navigasyon ve araç bilgileri, bu uygulama üzerinden görüntülenebiliyor. Tüm Touch versiyonlarında standart olarak sunulan multimedya sisteminde, 8 inç dokunmatik ekran, Apple CarPlay ve toplam 4 adet hoparlör yer alıyor. Direksiyon üzerindeki kontrol tuşları vasıtasıyla Siri üzerinden otomobille iletişim kurulabiliyor. Touch versiyonlarında opsiyonel olarak sunulan en üst seviye multimedya sistemi kablosuz Apple CarPlay, toplam 6 hoparlör ve navigasyon özelliğini de tüketicilerle buluşturuyor. CMF-B modüler platformun avantajları sürüş ve güvenliğe yansıdı Renault Taliant, markanın Clio ve Captur modelleri gibi CMF-B platformu üzerinde yükseliyor. Bu modüler platform, modelin kullanıcılarına daha fazla kalite, konfor ve ADAS teknolojileriyle güvenlik sunmasını sağlıyor. Otomatik yanan farlar, yağmur sensörü, kör nokta uyarı sistemi, ön&arka park sensörleri, geri görüş kamerası, elektrikli park freni ve Start-Stop teknolojisi modelin yardımcı sistemleri olarak öne çıkıyor. Renault Taliant’ta ayrıca E-Call ve Eller Serbest Renault Kart Sistemi de bulunuyor. Hafif ve sertleştirilmiş şasi sayesinde ses ve titreşimlerin kabine iletimini ciddi oranda azaltıyor. Segmente yepyeni bir soluk getiren motor & şanzıman kombinasyonları Tüketicilere zengin ve verimli bir motor yelpazesi sunan Renault Taliant, X-Tronic şanzımanla sınıfının otomatik vites seçeneğine sahip olan tek modeli. Euro 6D-Full standardına uygun motorlardan 90 beygir güce sahip turbo Haberin devamı için tıklayınız

  • Hyundai ‘Yeni’ Tucson

    Yeni Tucson, Hyundai için sadece bir evrim değil, aynı zamanda bir tasarım devrimi. Hyundai Tucson, ilk kez 2004 yılında tanıtıldı ve 2021 yılında da dördüncü jenerasyonuna ulaştı. Dünya çapında 17 yıllık tarihinde 7 milyondan fazla satışla markanın en çok satan SUV modeli oldu. Hyundai Tucson, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Avrupa’da ise 1,4 milyon adet satıldı. Segmentinde benzinli ve dizel motorların haricinde plug-in hibrit, hibrit ve dizel 48 volt hafif hibrit sunan ender bir model. Sensuous Sportiness tasarım kimliğine göre tasarlanan ve geliştirilmiş ilk Hyundai SUV modeli. Parametrik gizli Farlar ve Gündüz Farları, Tucson’a karanlıkta bile kusursuz bir görünüm katıyor. İç mekan, kusursuz kullanıcı deneyimi için doğal olarak akıcı bir düzene sahip. Tucson’da 10,25 inç dijital gösterge ve 10,25 inç dokunmatik multimedya eğlence ekranı bulunuyor. Çoklu havalandırma, üç bölgeli klima kontrolü, ön ve arka ısıtmalı koltuklar gibi konfor özelliği var. Yeni Tucson, 620 litre bagaj hacmine sahip. Bu rakam koltuklar yatırıldığındaysa 1.800 litreye çıkıyor. Otomobilde öndeki yolcuların birbirleriyle çarpışmasını önlemek için yeni bir orta hava yastığı var. Yeni Tucson’da donanım seviyesine bağlı olarak 18 ve 19 inç jant ebatları sunuluyor. 1.6 litrelik T-GDI motor, 180 PS gücünde. 4×2 çekiş sistemi ve 7 ileri DCT ile birlikte sunuluyor. 7 ileri DCT şanzımanlı, 1,6 litrelik CRDi dizel motor ise 136 PS gücünde. 4×2 ve 4×4 çekiş sistemi var. Hyundai Tucson, Güney Koreli üretici tarafından ilk kez 2004 yılında satışa sunuldu ve o tarihten bu yana üretilmeye devam etti. Kompakt bir crossover olan Tucson, C-SUV segmentinin en başarılı ve öncü modellerinden biri olmayı başardı. İlk nesil Tucson, pazarların dinamiklerine ve bölge ihtiyaçlarına uygun olarak Kore, Çin, Hindistan, Brezilya, Mısır ve Ukrayna’daki fabrikalarda eş zamanlı olarak üretildi. Adını Arizona’nın Tucson şehrinden alan otomobilin ikinci nesli ise 2009 yılında tanıtıldı. Avrupa, Avustralya ve hatta Çin pazarına ix35 model adıyla giriş yapan otomobil, Kore ve Amerika gibi güçlü pazarlarda ise Tucson adıyla satılmaya devam etti. Türkiye’de de başarılı satış adetlerine ulaşan ix35, 2015 yılına kadar satılmaya devam etti. Türkiye’den sonra Avrupa’daki ikinci fabrika olan Nosoviçe (Çekya), ix35’i Ekim 2015’e kadar üretmeye devam etti. Üçüncü nesilde ise artık bambaşka bir model otomobilseverlerin beğenisine sunuldu. Aldığı global bir kararla “Tucson” adını tüm pazarlarda kullanmaya başlayan Hyundai, özellikle üçüncü jenerasyon ile satışlarında büyük bir ivme yakaladı. 2018 yılında geçirdiği makyaj operasyonuyla 1.6 litre dizel üniteye de kavuşan Tucson, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok pazarda satış rekorları kırarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Böylelikle Tucson, 2004 yılında piyasaya sürülmesinden bu yana dünya çapında 7 milyondan fazla satılarak en çok satan Hyundai SUV modeli unvanını elinde bulundurmaya başladı. Avrupa’da 1.4 milyon adet satılan Tucson, bu başarısını dördüncü nesliyle sürdürmek ve hatta segmentinde zirveye yerleşmek istiyor. Yeni Tucson, markanın yeni “Sensuous Sportiness” tasarım kimliğine göre geliştirilen ilk Hyundai SUV modeli olarak öne çıkıyor. Bu tasarım felsefesinde, dört temel unsur arasındaki uyum karakterize ediliyor. Yani; oran, mimari, stil ve teknoloji. Yenilikçi teknoloji ve çözümlerle üretilen Hyundai modelleri, kullanıcılara duyusal ve duygusal bir dokunuş sunmayı amaçlıyor. Sensuous Sportiness yani Duygusal sportiflik misyon olarak otomobillerdeki tasarımın duygusal niteliklerini yükseltmeyi üstleniyor. Geleneksel çizim ve eskiz yöntemlerinden kaçınan Hyundai tasarımcıları, en yeni dijital teknoloji ile üretilen geometrik algoritmalar aracılığıyla Yeni Tucson’un fütüristik tasarım öğelerini geliştirdiler. Parametrik dinamikler olarak bilinen bu süreç, benzeri görülmemiş cesur tasarım estetiği yaratmak için dijital verilerle oluşturulan çizgileri, yüzleri, açıları ve şekilleri kullanıyor. Sonuç olarak, “parametrik mücevherler” olarak bilinen bu belirgin geometrik desenler, Tucson’un tasarımının tamamında görünerek ona daha belirgin bir karakter kazandırıyor. Bu parametrik mücevherlerin en göze çarpan detayı, “Parametrik Gizli Farlar”. Güçlü bir ilk izlenim sağlayan ön farlar, aracın ızgarasına yerleştirilmiş. Farlar kapatıldığında da aracın önü tamamen siyah ve koyu bir hale dönüşüyor. Geometrik desenlerle ızgaraya entegre edilen LED Gündüz Farları (DRL) ile Parametrik Farlar arasında hiçbir fark yok. En son teknolojiye sahip, yarım aynalı aydınlatma teknolojisi sayesinde DRL’ler açıldığında ızgaranın koyu krom görünümü, mücevher benzeri şekillere dönüşerek göz alıcı bir hale dönüşüyor. Parametrik detaylar, aracın yan tarafında da belirgin bir tasarım öğesi olarak yer alıyor. Yontulmuş yüzeyler, şık bir siluet ile oldukça kaslı ve maskülen bir yapıya bürünüyor. Sert ve keskin çizgiler, gövde boyunca çarpıcı bir kontrast oluşturarak hareketsiz dururken bile ileriye doğru hareketi anımsatıyor. Gergin atletik şekiller, jantların güçlü ve dinamik bir duruş sağladığı köşeli plastik çamurluk üstü koruyucuları ile kusursuz bir şekilde birleşiyor. Tucson’un sportif tasarım hatları, yan aynalardan başlayıp C sütununa kadar devam ederken, kenarlı, parabolik şekle sahip krom cam çerçevesiyle de iyice vurgulanıyor. Tucson’un en güçlü bölümü, kesinlikle yan tarafı. Çünkü, yandan bakıldığında etrafı saran kapılar, dinamik ve açılı tekerlek yuvalarıyla beraber oldukça sağlam bir karakter çizgisi oluşturuyor. Arkadaysa parametrik gizli detaylara sahip geniş arka lambalar, tasarım temasını devam ettiriyor. Yeni Tucson’un arka tamponu da parametrik desen ayrıntılarını sportif bir süslemeyle birlikte üç boyutlu bir efektle bütünleştiriyor Spoylerin altına yerleştirilmiş, gizli arka sileceklerin uygulandığı ilk Hyundai modeli olan Tucson, yüksek teknoloji tasarım öğelerini logosunda da devam ettiriyor. Geleneksel marka amblemlerinden farklı olarak, Hyundai logosu üç boyutlu bir şekilde sunuluyor. Dış yüzeyden çıkıntı yapmayan bu pürüzsüz cam Hyundai logosu, aslında aracın teknolojisini ve dinamizmini en iyi şekilde simgeleyen bir detay. Hyundai Tucson’da donanıma bağlı olarak 18 ve 19 inç jantlara yer veriliyor. Sürüş dinamikleri kadar görselliği de oldukça pekiştiren bu jantlar, özellikle yan taraftaki cesur hatları destekleyen önemli bir ayrıntı. Yeni Tucson’un sofistike ve ferah iç mekanı, düzenli şekilde organize edilmiş bir evin odasına benziyor. İç mekanda teknoloji ve konfor uyumlu bir şekilde kesişirken, şelalelerden ilham alınmış. Orta ön panodan arka kapılara kadar sürekli akıcı, ikiz gümüş renkli çizgiler, birinci sınıf plastik ve deri kaplamalarla birleştirilmiş. Segment lideri birçok teknolojinin yer verildiği iç mekanda kusursuz bir dijital entegrasyon var. Yeni Tucson, kullanıcılara gelişmiş ve tamamen özelleştirilebilir bir dijital deneyim sağlarken özellikle 10,25 inç dokunmatik multimedya ekranıyla konsolun merkezini belirgin şekilde dolduruyor. Donanım seviyesine bağlı olarak 6 ve 8 hoparlörle desteklenen sistemde müzik dinlemek oldukça keyif verici. Hyundai tasarımcıları, fiziksel düğmeler ve geleneksel butonlardan vazgeçerek multimedya, havalandırma ve klima gibi donanımları dokunarak kontrol edilir hale getirmiş. Tam dokunmatik ekranlı bir konsola sahip ilk Hyundai modeli olan Yeni Tucson, iç mekandaki yüksek kaliteli yumuşak dokunuşlu malzemeleriyle de görünümünü ve hissiyatını yeni bir seviyeye yükseltiyor. Havalandırma ızgaraları ise kapılardan başlayıp orta Haberin devamı için tıklayınız

  • Mercedes Concept EQT

    Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar ürün gamını genişletmeye devam ediyor. Ailelere ek olarak, hobi amaçlı kullanıma da hitap eden yeni bir seçenek daha sunulmaya hazırlanılıyor. 10 Mayıs 2021 tarihinde dijital dünya lansmanı yapılan Concept EQT, 2022’de yollara çıkması planlanan T-Serisi’nin tamamen elektrikli versiyonuna dair ipuçları veriyor. Yaklaşık 5 metre uzunluğundaki Concept EQT, 3 sıralı koltuk düzeni, geri dönüştürülmüş deri döşeme ve bagaj bölümüne yerleştirilebilen elektrikli kaykay ile akıllarda yer ediyor. Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar, yeni Concept EQT ile aileler ve bireysel kullanıcılar için hafif ticari araç segmentindeki premium araçla ilgili ön gösterimini dijital dünya lansmanı ile gerçekleştirdi. Concept EQT, yakın dönemde yollarla buluşacak olan T-Serisi’nin tamamen elektrikli versiyonu. Seri üretime yakın bu konsept araç, yedi kişiye kadar oturma kapasitesine sahip geniş ve çok yönlü bir yaşama alanı ile geniş bagaj gibi özellikleri, Mercedes-Benz’e özgü; kalite, konfor, işlevsellik, bağlanabilirlik ve güvenlik gibi, üst sınıf niteliklerle birleştiriyor. Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar böylece V-Serisi’nin başarı reçetesini kompakt bir formata uygulayarak küçük boyutlu hafif ticari araç segmentine yeni bir premium anlayışı getiriyor. Concept EQT, bagaj alanına entegre edilmiş elektrikli “longboard” kaykay bölmesi ile, premium konforu ve taviz verilmeyen işlevselliğini, elektrikli sürüş keyfi ile benzersiz bir kombinasyonda sunuyor. Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar Başkanı Marcus Breitschwerdt; “Yeni T-Serisi ile küçük boyutlu hafif ticari araç segmentindeki ürün gamımızı daha da genişletiyoruz. Yeni modelimiz, ailelere ve yaşları ne olursa olsun, boş zamanlarını çeşitli aktivitelerle geçirmekten hoşlanan, rahatlık ve tasarımdan ödün vermeden geniş bir alana ve işlevselliğe gereksinim duyan kullanıcılara hitap edecek. T-Serisi, Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar dünyasına cazip bir giriş sunuyor. Concept EQT örneğinde olduğu gibi; elektrikli ulaşımda lider olma iddiamızı istikrarlı bir şekilde sürdürüyoruz. Ayrıca gelecekte bu segmentte tamamen elektrikli bir model de sunacağız.” dedi. Concept EQT, ilk bakışta Mercedes-EQ ailesinin yeni bir üyesi olarak algılanıyor. Tasarım, dengeli gövde orantıları ve heyecan uyandıran bir yüzey tasarımı ile dikkat çekiyor. Güçlü omuz çizgisi ve dikkat çekici çamurluk kemerleri aracın güçlü karakterini ve çekiciliğini vurguluyor. LED ön farlara sahip karakteristik siyah ön panel, kusursuz bir şekilde motor kaputuyla bütünleşiyor ve Yıldız deseniyle ışıldıyor. Ön panelden, parlak 21 inçlik hafif alaşım jantlara ve panoramik cam tavandan arkadaki elektrikli kaykaya kadar aracın her bir yanında 3D efektine sahip farklı boyutlu yıldızlar göze çarpıyor. Ayrıca hem önde hem de arkadaki LED aydınlatmaları bağlayan birer ışık şeridi de bulunuyor. Bu, aracın parlak siyah boyasıyla birleştiğinde büyüleyici bir kontrast oluşturarak son derece estetik bir görsel şölen sunuyor. Ayrıca Mercedes-EQ ailesinin bir üyesi olduğunu vurguluyor. Daimler Grubu Baş Tasarım Sorumlusu Gorden Wagener; “Concept EQT, ‘Duygusal Saflık’ tasarım DNA’sına sahip yeni ve tamamlayıcı bir model. Duyguları harekete geçiren formlar, zarif kaplamalar ve sürdürülebilir malzemeler, bu aracın Mercedes-EQ ailemizin bir üyesi olduğunu gösteriyor.” dedi. Concept EQT’nin iç mekanı da genel tasarımı kadar duyguları harekete geçiren şık bir ifade sergiliyor. Siyah ve beyaz, son derece zarif bir kontrast oluşturuyor. Koltuklar, beyaz nappa deri ile kaplı. Koltuk merkezlerindeki örgülü uygulamalar, geri dönüştürülmüş deriden üretiliyor. Gösterge paneli duyguları harekete geçiren tasarımıyla dikkat çekiyor. Göstergenin üst kısmı, deniz kıyısındaki çakılları andıran görünümüyle bir kanat profili orta koyuyor ve gösterge paneli ile dinamik bir şekilde bütünleşiyor. Önemli eşyalar veya belgelere kolay erişim için, gösterge panelinin üzerinde, pratik bir yarı kapalı saklama alanı bulunuyor. Bunun dışında, parlak siyah yuvarlak havalandırma ızgaraları, galvaniz süslemeler ve dokunmatik kumanda yüzeylerine sahip çok fonksiyonlu direksiyon simidi kabin içindeki kalite algısını ve modern görünümü güçlendiriyor. Orta konsol, kapılar ve ayak boşluğundaki aydınlatmalar da şık bir ortam yaratıyor. Mercedes-Benz, MBUX bilgi-eğlence sistemi (Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi) ile yenilikçi işletim ve ekran konseptini hafif ticari araç segmentine uyguluyor. Sistem, bağımsız merkezi dokunmatik ekran, direksiyon simidindeki dokunmatik kumanda düğmeleri ve isteğe bağlı olarak sunulan, “Hey Mercedes” sesli asistanı ile rahatlıkla kontrol edilebiliyor. Bünyesinde barındırdığı yapay zeka ile gelişmiş öğrenme yeteneği sergileyen MBUX, öngörüye dayalı davranışlar yardımıyla sürücünün bir sonraki adımda ne yapmak istediğini tahmin edebiliyor. Örneğin, birisi Cuma günleri eve giderken düzenli olarak belirli bir kişiyi arıyorsa, sistem haftanın o günü ilgili kişinin telefon numarasını ekranda gösteriyor. MBUX ayrıca Mercedes me connect üzerinden canlı trafik bilgisi ve havadan güncelleme gibi çözümler de sunuyor. Bilgi-eğlence sistemin yüksek çözünürlüklü ekranın ana menüsündeki EQ bölümü, belirli ekranlara ve ayarlara erişim için merkezi bir nokta görevi görüyor. Burada; şarj akımı, hareket süresi, enerji akışı ve tüketim grafikleri gibi bilgiler gösteriliyor. Bilgi-eğlence sistemi ekranı aynı zamanda navigasyon veya sürüş modlarına erişim için de kullanılabiliyor. Mercedes me connect üzerinden ayrıca; şarj noktaları, elektrikli sürüş menzili, şarj seviyesi, hava durumu veya trafik koşullarını dikkate alarak optimize edilmiş rota planlaması gibi elektrikli araçlara özgü navigasyon hizmetleri ve işlevleri de sunuluyor. Concept EQT (Uzunluk/Genişlik/Yükseklik: 4.945/1.863/1.826 milimetre), üçüncü sıradaki iki tam boy koltuğa rahatlıkla erişim sağlamak üzere için her iki tarafta büyük bir açıklığa sahip sürgülü kapılarla donatılıyor. İkinci koltuk sırasına yan yana üç adet çocuk koltuğu yerleştirilebiliyor. İçine lazerle yıldızlar işlenen panoramik cam tavan, iç mekanı ışıkla dolduruyor. Cam tavanının önden arkaya doğru daralan zarif şişe tasarımı, aracın daha uzun görünmesini sağlıyor. Dik bagaj kapağı geniş bagaja erişimi kolaylaştırıyor. Daha fazla alan gerektiğinde, üçüncü sıradaki koltuklar katlanabiliyor veya tamamen çıkarılabiliyor. Böylece bir çocuk arabası, köpek taşıma çantası veya diğer eğlence ekipmanları için daha fazla alan oluşturulabiliyor. Konsept araç; ailelerin bagajları ve spor ekipmanları için bagajı daha işlevsel hale getiren, bagaj bölmesine entegre, elektrikli kaykay ile oldukça sıra dışı bir fonksiyonellik seviyesi sunuyor. Elektrikli kaykay, alüminyum bir çerçeveye yerleştirilen ve bagaj zemini ile aynı hizada olan pleksiglas bir zeminin altındaki çift katmanlı bir bölmede gizleniyor. Bu kaykay, alüminyumdan yapılmış olup üzerindeki Yıldız desenleriyle şık bir görünüm sergiliyor. Marcus Breitschwerdt; “Concept EQT, hafif ticari araç segmentinde yer alıyor ve değişkenliğin şık ve konforlu bir yapıyla birleştirilebileceğine dair bir fikir veriyor. Gelecekteki T-Serisi modelimiz birçok açıdan yetenekli bir model olacak ve onunla yeni müşteri gruplarını markamıza çekerek sürdürülebilir bir şekilde büyümeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. 2022 yılında pazara sunulacak olan yeni T-Serisi, ticari olarak konumlandırılan ve bu yıl tamamen elektrikli bir versiyonla tanıtılacak olan Citan ile birlikte markanın hafif ticari araç pazarındaki ürün gamını tamamlıyor. Bunu, bireysel kullanıcılar için tamamen elektrikli bir versiyon takip edecek. | 11 Mayıs 2021 : 10.05

  • Yeni Fabia daha düvenli

    Skoda, B segmentindeki popüler modeli Fabia’nın dördüncü neslini, online olarak gerçekleştirilen dünya prömiyeriyle tanıttı. Segmenti içerisinde en geniş otomobil olan Fabia, artırılmış konfor özellikleri, birçok gelişmiş güvenlik ve asistan sistemleriyle birlikte iddiasını daha da artırdı. Modüler MQB-A0 platformu üzerine yapılan Yeni Fabia, Skoda markasının yüksek fonksiyonellik, geniş iç hacim, Simply Clever özelliklerini daha ileriye taşıyarak yenilendi. Skoda ürün gamında 20 yılın üzerinde bir model olan Fabia, son jenerasyonuyla birlikte evrimleşerek her alanda geliştirildi. 22 yılda 4.5 milyondan daha fazla satış adediyle birlikte Fabia, Skoda markasının temel modellerinden biri haline geldi. Fabia, Octavia’nın ardından en çok üretilen Skoda modeli olma unvanıyla da öne çıkıyor. Her detayıyla geliştirilen dördüncü nesil Skoda Fabia, büyüdü ve mevcut tasarım dilini yeni nesle adapte etti. Yeni Fabia atletik duruşu, sportif çizgileri ve keskin ön-arka farlarıyla birlikte, daha dinamik ve duygulara hitap eden bir model haline getirildi. Modüler MQB-A0 platformuna geçiş yapmasıyla birlikte aracın içi ve dışı daha da büyüdü. Skoda’nın kristal tasarım detayları çarpıcı duruşu daha ileriye taşınırken ön kapılarda gövde çizgileriyle birlikte Çek bayrağının karakteristik üçgeni vurgulandı. LED teknolojisine sahip keskin hatlara sahip farlar ise, Skoda’nın kendine özgü büyüyen ön ızgarasıyla birleştirildi. Dördüncü nesil Skoda FABIA, ilk üç nesil ile karşılaştırıldığında ağırlığını korurken içeride ve dışarıda daha büyük hale getirildi. 4,108 mm uzunluğu ile ilk kez dört metre sınırını aştı. Yeni Fabia mevcut nesle göre 111 mm daha uzun. Aks aralığı 94 mm artarak 2,564 mm olurken, 48 mm artışla genişliği 1,780 mm’ye ulaştı. Artan ölçüleriyle birlikte zaten geniş olan FABIA kabini, daha da iddialı oldu. Skoda aynı zamanda Fabia’nın bagajında da 50 litre ile önemli ölçüde bir artış elde etti. Böylece segmentinin en büyük bagajı hacmini daha da ileriye taşıdı. 380 litre bagaj hacmine sahip Yeni Fabia, koltuklar katlandığında 1.190 litre hacim sunuyor. Skoda, Fabia modelini geliştirirken aracı daha sessiz ve akıcı hale getirmek için kapsamlı aerodinami çalışmaları da gerçekleştirdi. Aerodinamik olarak optimize edilen jantlar ve ön tamponun altında aktif olarak ayarlanan soğutma panjurlarıyla yeni FABIA, B segmentinde bir rekor olacak şekilde 0.28 rüzgar direnci kat sayısına ulaşmayı başardı. Akıllı soğutma panjurları, 120 km/s hızda giderken yakıt tüketimini 100 kilometre başına 0.2 litre düşürdü. Daha geniş kabinde daha fazla konfor Yeni Fabia’nın kabini, duygusal tasarım ve ergonomi arasında kusursuz bir dengeye sahip. Görsel olarak serbest duran karakteristiğiyle bilgi-eğlence sistemi, 9.2 inçe kadar çıkabiliyor. Son teknoloji sistemlerle birlikte Fabia’nın dijital göstergeleri ilk kez 10.25 inç olarak tercih edilebilecek. Dijital Gösterfe Paneli sayesinde sürücüler beş farklı temadan kendi tarzlarına uyanı seçebilecekler. Öncekine nesle göre 94 mm daha uzun aks aralığıyla yeni FABIA, özellikle arkadaki yolcular için daha fazla yaşam alanına sahip. Fabia’da artan ferahlık hissi, yenilenen kabin detaylarıyla birlikte daha da ileriye taşındı. Yeni renkler, ambiyans aydınlatmaları ve konfor özellikleriyle birlikte FABIA çok yönlülüğü ve şık tasarımı bir araya getiriyor. Çok fonksiyonlu yeni nesil direksiyon simidi ise, tercihe bağlı olarak sportif üç kollu ve DSG şanzıman için vites kulakçıklarıyla birlikte sürüş keyfini artırıyor. Daha üst segment araçlarda bulunan ısıtmalı ön cam ve ısıtmalı direksiyon gibi birçok özellik Fabia’da da tercih edilebilecek. Ayrıca yeni nesil Fabia’da, çift bölgeli Climatronic klima da yer alacak. Orta konsolun arkasına yerleştirilen hava kanallarıyla birlikte arkadaki yolcular için de konfor artırıldı. Yeni Fabia, geniş iç hacminin yanı sıra her zaman olduğu Simply Clever akılcı çözümleriyle de pratikliği artırıyor. Yeni Fabia’da beşi tamamen yeni ve sekizi ilk kez Fabia’da olmak üzere 43 akılcı çözüm sunuyor. Bu sayede Fabia, günlük kullanımı kolaylaştıran dokunuşlarla öne çıkıyor. Bir Skoda klasiği olan yakıt depo kapağındaki lastik derinlik ölçerli buz kazıyıcı, A sütununda otopark bileti tutucu, sürücü kapısının içerisinde şemsiye gibi detayların yanı sıra tamamen yeni Simply Clever özellikler de yer alıyor. Orta konsolda kredi kartı veya otopark bileti için bir klips, kalem tutması için bir elastik bant yer alıyor. Ön koltukların arasında yer alan çıkarılabilir bardaklık ise daha fazla esneklik sağlarken şanzıman tünelinin üzerindeki alan arkadaki yolcular için küçük eşyalar için saklama gözü olarak kullanılabiliyor. Bagajda esnek ve katlanan bölmeler, opsiyonel panoramik tavan için katlanabilir güneş vizörü, akıllı telefon saklama gözleri, iç dikiz aynasında USB-C girişleri kullanışlılığı artıran özelliklerden sadece birkaçı. Düşük yakıt tüketimi, daha fazla menzil Yeni nesil Skoda Fabia daha fazla motor seçeneğiyle birlikte düşük yakıt tüketimi sunacak. Fabia’da EVO nesil beş motor seçeneği yer alacak. Her biri Euro 6d emisyon standartlarına uygun olan motorlar, 1.0 litre ve 1.5 litre hacminde. 3 silindirli 1.0 litre motorlar, 65 PS, 80 PS, 95 PS ve 110 PS güçlerinde tercih edilebilecek. 1.5 litrelik dört silindirli motor ise 150 PS güç ve 250 Nm torka sahip olacak. Yeni FABIA motor seçeneklerine göre 5 ileri manuel, 6 ileri manuel ve 7 ileri DSG çift kavramalı otomatik şanzımanla eşleştirilecek. Aynı zamanda FABIA opsiyonel 50 litrelik yakıt deposuyla alınabilecek ve bu sayede WLTP çevrimine göre 900 kilometreden daha fazla menzil kat edebilecek. Yeni Skoda Fabia segmentindeki en güvenli otomobillerden biri olarak geliştirilmiş aktif ve pasif güvenlik önlemleri sunuyor.  Modüler MQB-A0 platformunun da sağladığı avantajlarla Fabia’nın torsiyonel sertliği de artırıldı. Fabia’da üstün özelliklerin yanı sıra ilk kez Seyahat Asistanı, Park Asistanı ve Manevra Asistanı yer alıyor. Seyahat Asistanı otomatik yönlendirme desteği sağlarken sadece tek tuşla aktif hale getirilebiliyor. 210 km/s hıza kadar çalışabilen Adaptif Hız Sabitleyici, öndeki araca göre hızını otomatik olarak ayarlıyor. Şerit Asistanı, Fabia’nın gerektiğinde otomatik yönlendirmeyle şeritte kalmasına yardımcı oluyor. Geliştirilmiş Kör Nokta Algılama Sistemi, 70 metre uzakta olan araçlara karşı sürücüyü uyarıyor. Park Asistanı ise 40 km/s hıza kadar çalışıyor ve direksiyonu otomatik olarak yönlendiriyor. Manevra Asistanı, park sırasında aracın önündeki ve arkasındaki engelleri tespit ederek otomatik fren uygulayabiliyor. Trafik İşaretleri Tanıma, Yaya ve Bisikletli Algılamalı Ön Asistan da Fabia’nın yeni özellikleri oldu. Aynı zamanda yeni Fabia, sürücü ve ön yolcu, perde hava yastıkları ve ön yan hava yastıklarını standart olarak sunuyor. Opsiyonel sürücü diz ve arka yan hava yastıkları ile güvenlik seviyesi daha ileriye taşınarak dokuz hava yastığıyla donatılabiliyor. | 5 Mayıs 2021 : 10.30

  • 280 Beygirlik B-SUV

    Hyundai N departmanı tarafından geliştirilen Kona N, SUV keyfini yarış pistlerine taşıyor. Yüksek performans vaat eden Kona N, 2.0 lt’lik turbo motoruyla 280 beygir güç üretiyor. Hyundai, hızı seven kullanıcılar için 2022 yılına kadar 18 adet N ve N Line serisi üretmiş olacak. N markasıyla birlikte, ürettiği kaliteli otomobillere hızlı ve oldukça güçlü versiyonları ekleyen Hyundai Motor Company, şimdi de Kona N ile B-SUV sınıfında tüm dengeleri değiştirmeye hazırlanıyor. N rozetli modellerle özellikle Avrupa pazarındaki iddiasını artıran Hyundai, Kona N ile en hızlı B-SUV unvanını da elinde bulunduruyor. Never Just Drive yani asla sadece sürme mottosuyla tanıtılan otomobil, markanın N stratejisi kapsamında gelecekteki elektrikli yarış otomobillerine de ilham kaynağı olacak. Ayrıca Kona N, yüksek performanslı N serisinin en son üyesi değil, aynı zamanda bir SUV gövde tipine sahip ilk N modeli. Hatta, çok yönlü kullanma özellikleri, hızlanma, çeviklik ve yarış pistlerine uygun gövde kitiyle performans seven kullanıcıların ilgi alanına giren ender SUV modellerden biri. Kona N, yeni nesil 8 ileri, ıslak tip çift kavramalı bir şanzımana (N DCT) sahip. Yüksek performanslı 2.0 lt turboşarjlı GDI motordan aldığı gücü N DCT şanzımanla lastiklere ileten otomobilin dişli oranları da bu versiyon için özel olarak geliştirilmiş. Hyundai’nin kendi bünyesinde geliştirdiği bu 8 ileri ıslak tip çift kavramalı şanzıman, yüksek performanslı motorun tepkilerini anında karşılarken aynı zamanda yüksek torka karşı da oldukça dayanıklı. Daha hızlı vites değiştirme özelliğine sahip bu şanzıman, N Grin Shift (NGS), N Power Shift (NPS) ve N Track Sense Shift (NTS) olmak üzere üç farklı sürüş modu sunuyor. Yüksek performanslı motorun ürettiği maksimum tork ise 392 Nm. N Grin Shift modunda, sürüş keyfini en üst düzeye çıkarmak için güç çıkışı daha fazla veriliyor. Motor, yolda veya yarış pistinde seçilen modlara göre gaz tepki süresini ve hızlanmayı değiştirerek istenen sürüş sitilini desteklemiş oluyor. Kona N, maksimum olarak 240 km/s hız yapabiliyor. Ayrıca, Kalkış Kontrolü etkinleştirildiğinde 0-100 km/s arasını 5.5 saniyede tamamlayabiliyor. Bu hızlanma, B-SUV model için son derece etkileyici bir değer anlamına geliyor. Hyundai Kona N, tekerleklere eşit bir şekilde tork dağıtılması için bir dizi sistem ile çalışmayı tercih ediyor. Elektronik Sınırlı Kaymalı Diferansiyel (E‑LSD) ile özellikle virajlarda ve pistlerdeki kesin dönüşlerde maksimum sürüş keyfi sunan otomobil, yüksek performanslı N fren sistemiyle de güvenli bir şekilde dizginlenebiliyor. Kona N için özel olarak geliştirilen lastiklere sahip araçta ayrıca hafifletilmiş 19 inç N Racing jantlar dikkat çekiyor. Kona N, Kalkış Kontrolü (N Launch Control), Değişken Egzoz Sistemi ve en önemlisi N Grin Kontrol Sistemi ile birlikte her türlü yol koşulunda aynı sürüş keyfini sunuyor. N Grin Kontrol Sistemi, beş farklı sürüş modu ile eşleştirilerek yüksek düzeyde özelleştirme sunuyor. Eco, Normal, Sport, N ve Custom olarak belirlenen bu sürüş modları, motorun çalışma prensibini, stabilite kontrolünü (ESP), egzoz sesini ve direksiyon sertliğini seçilen moda göre ayarlayarak aracın karakterini anlık olarak değiştiriyor. Bir başka deyişle Kona N, Eco modda şehir içinde günlük bir SUV gibi hareket ederken, N moduna geçildiğinde ise bir anda yarış otomobili hissiyatı sunmaya başlıyor. Kona N, dışındaki ve motorundaki yüksek performansı, iç mekanındaki detaylarla da devam ettiriyor. Güncel kardeşleriyle benzer bir atmosfere sahip olan kabinde N logosu birden fazla yerde karşımıza çıkıyor. Birçok Hyundai modelinde karşımıza çıkan 10,25 inç bilgi-eğlence ve dijital gösterge sisteminde N modu bulunuyor. Tamamen dijitalleştirilmiş öğelerle aracın tüm ayarlarına buradan ulaşılıyor. Tur süresi, G kuvveti, turbo basıncı, yağ sıcaklık ve kalkış kontrolü gibi değerler, bu ekrandan takip edilebiliyor. İlk kez 2013 yılında tanıtılan N markası, ralli otomobillerinden alınan tecrübeyi günlük kullanıma uygun spor otomobillere aktardı. Bu özel kombinasyonlarla kendisine önemli bir müşteri kitlesi oluşturan Hyundai, gelecekte üreteceği performans kokan elektrikli versiyonlarla da iddiasını sürdürecek. | 1 Mayıs 2021 : 22.40

  • Mini John Cooper Works

    Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu MINI, yüksek performans modeli MINI John Cooper Works’ü yeniledi. Yeni MINI John Cooper Works, heyecan veren yüksek performans sürüş dinamiklerini lüks ve konforla birleştiriyor. Yarış pistlerinden aldığı mirası şehrin caddelerine taşıyan MINI’nin ikonik modeli MINI John Cooper Works, farklı tasarımı ve lüks donanımıyla artık çok daha iddialı. Yeni MINI John Cooper Works genlerinden gelen yarışçı karakterini korurken, yüksek standart donanımlarıyla aynı zamanda çok daha konforlu şehir sürüşü vadediyor. Yeni MINI John Cooper Works yenilenen tasarımı ve sürücü asistanı donanımlarıyla yüksek performansın yanı sıra son derece güvenli bir sürüş deneyimi sunuyor. Direksiyon ısıtması, Şeritten Ayrılma Uyarısı, Fren Fonksiyonlu Hız Sabitleyici ve Park Mesafe Kontrolü, Yeni MINI John Cooper Works’ün standart donanımları arasında yer alıyor. Yeni MINI John Cooper Works standart olarak gelen siyah panel tasarımına sahip 8,8 inç dokunmatik bilgi-eğlence ekranıyla da dikkat çekiyor. Yeniden tasarlanan orta gösterge ekranı araç ayarlarının, ses işlevlerinin ve navigasyonun kontrolünü yapan yeni bir işletim sistemine sahip. Uygulamaları daha da sezgisel hale getiren yeni işletim sistemiyle dokunmatik ekranda bir kaydırma hareketi ile seçilebilen Canlı Pencere Öğeleri de ilk kez sunuluyor. Bilgi-eğlence ve gösterge ekranı iki farklı renkte kişiselleştirile biliyor. Lounge modunda, ekran yüzeyleri rahatlatıcı mavi ve turkuaz tonlarında görünürken, Sport modunda ekran arka planları kırmızı ve antrasit renge geçiyor. Ekranların renk seçenekleri Yeni MINI John Cooper Works’te standart olan MINI Sürüş Modlarına bağlanabiliyor. Bu sayede “Sport” sürüş modu etkinleştirildiğinde, gaz pedalı, direksiyon özellikleri, amortisör ve vites seçim özellikleriyle aynı anda ekran rengi de değişebiliyor. MINI’nin güncel tasarım diliyle şekillenen Yeni MINI John Cooper Works, ön tarafta yuvarlak LED farlar ve aşağıya doğru uzanan altıgen radyatör ızgarasıyla dikkat çekiyor. Genişletilmiş motor soğutma kanalları, otomobilin sportif görünümüne katkı sağlarken, aynı zamanda fren sisteminin optimum sıcaklıkta kalmasına yardımcı oluyor. Yeniden tasarlanan difüzör ve arka rüzgarlık hava akışını kontrol ederek, Yeni MINI John Cooper Works’ün yere daha sağlam basmasını sağlıyor. Yeni MINI John Cooper Works’ün yarış uzmanlığıyla geliştirilen 2,0 litrelik motoru TwinPower Turbo teknolojisiyle, 231 hp güç ve 320 Nm tork sunuyor. 8-ileri Steptronic Sport şanzımanlı Yeni MINI John Cooper Works 0-100 km/sa hızlanması için sadece 6,1 saniyeye ihtiyaç duyuyor. Yeni MINI John Cooper Works’ün sportif süspansiyon ayarı, sadece yarış pistindeki hızlı sağ-sol kombinasyonlarında değil, aynı zamanda dolambaçlı şehir trafiğinde de heyecan veren çevik yol tutuşuna katkıda bulunuyor. Frekans seçimli amortisör teknolojisi ile sportiflik ve sürüş konforu arasında optimize edilmiş bir denge sağlayan Adaptif Süspansiyonun yeni bir versiyonu da artık bir seçenek olarak MINI tutkunlarına sunuluyor. Yeni MINI John Cooper Works’ün, yenilenen Adaptif Süspansiyonu eskisine göre yüzde ondan daha fazla sönümleme gücüyle çalışıyor. İki adet 85 milimetre paslanmaz çelik egzoz borusuna sahip spor egzoz sistemi, heyecan verici sesiyle Yeni MINI John Cooper Works’ün yüksek performansına eşlik ediyor. Uzman fren üreticisi Brembo ile iş birliği içinde geliştirilen spor fren sistemi standart donanımın bir parçası olurken, ön tekerleklerde dahili havalandırmalı disklere sahip dört pistonlu Yeni MINI John Cooper Works logosunu taşıyan kırmızı fren kaliperleri, otomobili en kısa mesafede durdurma görevini başarıyla yerine getiriyor. Standart olarak sunulan 18 inç Circuit Spoke alaşım jantlar otomobilin dış tasarım ögelerini pekiştiriyor. | 30 Nisan 2021 : 17.00

  • Citroen C5 X

    Yeni C5 X, tasarımı ve tarzıyla Citroën felsefesinin en iyi örneği. C5 X, bir sedanın zarafeti, bir station wagonun dinamizmi ve bir SUV’un yükseltilmiş duruşunu tek bir gövdede bir araya getiriyor. Yeni C5 X, Citroën Advanced Comfort® programı kapsamında sunulan yeni Citroën Advanced Comfort aktif süspansiyon ve Advanced Comfort koltuklar sayesinde sürücü ve beraberinde yolculara Lounge seviyesinde konforlu bir yaşama alanı sunuyor. C5 X, genişleyen Yükseltilmiş Gösterge Ekranı, yarı otonom sürüşü sağlayan sürüş destek sistemleri ve doğal ses tanıma özelliğine sahip yeni 12 inçlik HD dokunmatik ekranlı iletişim arayüzü ile araçtaki yaşamı kolaylaştıran son derece gelişmiş ve modern teknolojilerle donatılıyor. Citroën, Citroën otomobilleri geleneğine yenilikçi bir yaklaşım getiren ve sedan ile station wagon gövde tiplerini harmanlayan özgün gövde orantılarıyla büyük hacimli otomobil dünyasına tamamen yeni bir soluk kazandıran yeni amiral gemisi C5 X’i tanıttı. Hem benzinli hem de şarj edilebilir hibrit versiyonları bulunan yeni model, modernlik, statü ve inovasyon ifade ediyor ve tüm bu özelliklerle hem büyük hacimli otomobil hem de SUV segmenti müşterilerinin yüksek beklentilerini karşılıyor. C5 X, Citroën tarihinin en önemli niteliklerinden biri olan sihirli halı üzerinde seyahat etme hissini daha da artıran Citroën Advanced Comfort aktif süspansiyonun dünya tanıtımı ile tamamen yeni bir sayfa açıyor. Lounge tarzındaki iç mekan Advanced Comfort koltuklarla gelişmiş bir konfor seviyesi ve özellikle ikinci sıradaki yolculara son derece geniş ve ferah bir yaşama alanı sunarak benzersiz bir yolculuk deneyimi sunuyor. Büyük bir özenle şekillendirilen ve 545 litre hacim kullanıma sunan bagaj station wagon müşterilerinin de gereksinimlerini karşılıyor. Günlük elektrikli sürüş ile ë-Comfort özelliğini birleştiren şarj edilebilir hibrit versiyon huzurlu bir ulaşım deneyimi yaşatıyor. Araç içindeki huzur ve rahatlık hissi otomobilin kullanımını kolaylaştıran teknolojilerle daha da artıyor. Genişleyen Yükseltilmiş Gösterge Ekranı, otoyol sürüş asistanı gibi sürücü üzerindeki yükü azaltan sürüş destek sistemleri veya 12 inçlik HD dokunmatik ekranlı yeni bilgi-eğlence sistemi, doğal ses tanıma ve tablet benzeri kişiselleştirilebilir ekran gibi teknolojiler bunlardan bazıları. C5 X oldukça geleneksel D segmentinde henüz ilk göz temasında dikkat çekiyor ve heyecan uyandırıyor. 2016 Paris Otomobil Fuarında tanıtılan CXperience Concept’ten ilham alınarak tasarlanan C5 X pazarda benzersiz olan güçlü bir duruş ve özgün bir tasarımla dikkat çekiyor. C5 X, iddialı, güçlü ve sıra dışı tasarımıyla bulunduğu ortamda henüz ilk göz temasında dikkat çekiyor. D segmentinin kodlarını yenileyen ve SUV araçları çekici kılan tasarım unsurlarını kullanarak sedan ile station wagon gövde tiplerini harmanlayan fastback gövde tipiyle C5 X, D segmentinin kodlarını yeniden yazıyor. Uzun motor kaputu, akıcı ve aerodinamik hatları, yüksek omuz çizgisi ve arka tekerleklerin üzerindeki vurgu farklı ve dinamik bir görünümü beraberinde getiriyor. Tüm bu unsurlar aynı zamanda Citroën’in üst sınıfa damgasını vuran çeşitli otomobillerini de hatırlatıyor. Yine Citroën’in büyük hacimli otomobillerine özgü bir özellik olarak bagaj; geniş, işlevsel bir bagaj ağzı ve kolay, pratik günlük kullanım için alçak yükleme eşiği ile bir station wagonun tüm pratikliğini sunuyor. Geleneksel bir sedana kıyasla daha fazla yerden yükseklik ve çoğu versiyonda 19 inçlik büyük ve dar lastiklerle donatılan 720 mm çapında tekerleklerin sağlamış olduğu yüksek duruş, SUV müşterilerinin çok beğendiği ve yola hakim bir sürüş ve daha fazla güvenlik hissi veren daha yüksek oturma pozisyonunu beraberinde getiriyor. Son derece cömert bir arka koltuk yaşama alanını beraberinde getiren 2.785 mm dingil mesafesine sahip olan C5 X, 4.805 mm uzunluğu, 1.865 mm genişliği ve 1.485 mm yüksekliği ile heybetli boyutlar sunuyor ve böylece D segmentinin merkezine yerleşiyor. C5 X önde ve arkada, yeni C4 ile tanıtılan Citroën’in yeni V şeklindeki ışık imzasıyla donatılıyor. İster gece, isterse de gündüz olsun, bulunduğu her ortamda bir Citroën olarak hemen algılanan bu teknolojik ışık imzası, tüm versiyonlarda LED farlardan oluşuyor ve C5 X’e özgün bir görünüm kazandırıyor. C5 X’in yolcu kabini, sıcaklık, huzur ve ferahlık hissi veriyor, geniş bir yaşama alanı ile rahat ettiriyor ve özenle uygulanan detaylarla yüksek kalite hissi ve üstün bir pratiklik sunuyor. Yenilikçi teknolojiyle harmanlanan zarafet ve konfor, geleneksel Citroën konukseverliğini gözler önüne seriyor. Citroën’in kişiselleştirme felsefesine uygun olarak C5 X için farklı iç ortamlar sunuluyor. Kaliteli malzemeler kadar özenli işçilik de rahat ve huzurlu bir iç mekana katkı sağlıyor. C5 X’teki Advanced Comfort koltuklar, oturma konforu için bir referans noktası olup, sürücü ve beraberindeki yolcuların kendini evinde, oturma odasında hissetmesini sağlıyor. Koltukların yatak pedi gibi özel dolguları sadece oturma anında değil, görsel olarak da gelişmiş bir rahatlık seviyesi sunuyor. Yüksek yoğunluklu bir katman ve kalın köpük vücudu kavrayarak uzun sürüşlerde bile üstün konfor ve rahatlık sunuyor. Citroën otomobillerinin sihirli halı etkisini yeniden yaratmak ve tüm engellerin, çukurların, tümseklerinin ve diğer yol bozukluklarının üstesinden gelmek için Citroën Advanced Comfort süspansiyon devreye giriyor. Şarj edilebilir hibrit versiyonlarda Citroën Advanced Comfort aktif süspansiyon ile süspansiyon çözümü bir adım ileriye taşınıyor. Üç farklı modu ile Progressive Hydraulic Cushions® süspansiyonun çalışma karakteri yol şartlarına göre uyarlanabiliyor. Citroën, C5 X’i tasarlarken özellikle yaşama alanı genişliğine büyük önem verdi. Rahat ön koltuklar kadar derli toplu konsol tasarımı geniş ve ferah bir yaşama alanına katkı sağlıyor. Rahat koltuklarla birlikte olağanüstü diz mesafesi, omuz mesafesi ve baş mesafesi arka koltuk yolcularını dinlenmeye ve rahatlamaya davet ediyor. Kelebek camları dahil otomobilin etrafını çevreleyen geniş cam alanlar kadar büyük boyutlu açılır cam tavanın da katkısıyla aydınlık ve ferah bir iç mekan oluşuyor. Dış gürültüyü en aza indiren akustik lamine ön ve arka camlar dışında etkin yalıtım çözümleri de rahat ve konforlu bir yolculuk deneyimine katkı sağlıyor. Yeni C5 X tasarlanırken, Avrupalı kullanıcıların gereksinimlerine cevap vermek üzere kullanım kolaylığı ve pratiklik esas alındı. Buna bağlı olarak gerek hacim gerekse de kullanım ergonomisi açısından station wagon seviyesinde bir bagaj konsepti uygulandı. Normal kullanımda 545 litre olan bagaj hacmi, arka koltukların katlanmasıyla 1640 litreye kadar çıkıyor. Tamamen düz bir yükleme zemini, geniş ve büyük bagaj ağzı kadar alçak yükleme eşiği de kullanım kolaylığını destekliyor. Bagaj kapağına bağlı bir bagaj perdesi kadar eller serbest elektrikli bagaj kapağı da bagaj erişimini kolaylaştırıyor. Zekice tasarlanan ve kabin içine serpiştirilen saklama alanları ve gözler küçük eşyaların neden olabileceği karmaşanın önüne geçiyor. C5 X şarj edilebilir hibrit versiyonuyla, elektrikli sürüş özelliği ile kısıtlamaların yaşandığı şehir merkezlerine erişim veya içten yanmalı motorla uzun yolculuklar olmak üzere üstün hareket özgürlüğü sunuyor. 225 HP güç üreten sistem, tamamen sessiz, titreşimlerden arındırılmış Haberin devamı için tıklayınız

  • Toyota bZ4X

    Toyota, Şangay Otomobil Fuarı’nda yakında piyasaya sunulacak olan elektrikli Toyota bZ4X modelinin konsept versiyonunu gösterdi. Ön gösterimi gerçekleştirilen bu yeni konsept, sıfır emisyonlu bataryalı elektrikli araçlar serisinin ilki olarak öne çıkıyor. Toyota bZ (beyond Zero/Sıfırın ötesinde) yeni ürün gamıyla birlikte global olarak yeni elektrikli araçlar da tanıtacak. Bu yeni ürün gamının ilki ve dört tekerlekten çekiş sistemine (AWD) sahip olan orta ölçekli SUV model Toyota bZ4X Concept, Toyota’nın sadece bir otomobil şirketi olmaktan herkes için mobilite üreten bir şirket olmaya giden yolun önemli bir parçası olarak dikkat çekiyor. Konseptteki ‘bZ’ kısaltması ‘beyond Zero/Sıfırın ötesinde’ isminin baş harflerini temsil ediyor ve Toyota’nın sadece sıfır emisyonlu ve karbon nötr araçlar yapmanın ötesine gitme başarısı olarak değerlendiriliyor. Toyota bu araçla birlikte aynı zamanda topluma, bireylere ve çevreye yeni faydalar sağlamayı da amaçlıyor. Yeni Toyota bZ4X Concept aracı, Toyota ile Subaru işbirliğiyle her şirketin kendine özgü becerilerini ve deneyimlerini temel alarak geliştirildi. Bu aracın üretim versiyonunun ise, 2022’nin ortasında satışa sunulması planlanıyor. Sadece bir araçtan daha fazlası olan Toyota bZ4X Konsepti, aynı zamanda tüm yolculukları daha konforlu hale getiriyor ve insanların keyif alacakları bir araç yaratmanın önünü açıyor. Hiçbir noktadan ödün vermeden insanların elektrikli araçtaki yüksek beklentilerini karşılayacak şekilde dikkat çekici tasarıma sahip Toyota bZ4X Konsepti, dinamizmi ve çok yönlülüğü birleştiriyor.  Bir SUV’un yüksek sürüş pozisyonuna sahipken, aynı zamanda yola sağlam basan bir görünüm sunuyor. Aracın gövdesindeki duygulara hitap eden yüzeyler dikkat çekici bir tarzda bir araya getirilmiş. Aracın ön bölümünde bilindik ön panjur tasarımından vazgeçilerek bunun yerine “çekiç başlı” form içerisinde sensörler, ışıklandırmalar ve aerodinami parçaları yer alıyor. Toyota bZ4X Konsepti, elektrikli araçlar için özel olarak geliştirilen yeni e-TNGA modüler platformu üzerine yapıldı. Uzun aks aralığı ve kısa ön-arka çıkıntılarıyla birlikte geniş bir kabine sahip aracın arka diz mesafesi ise, büyük bir D segmenti modeli ile benzer seviyede. Aracın ön yaşam alanı ise, bir “sürüş modülü” etrafında tasarlandı. Böylece sürücüye, yol ve önemli bilgilerle direkt olarak bağlantıda olma hissi veriliyor. Alçağa konumlandırılan ön konsol panoramik bir görüş açısı sağlarken daha ferah bir atmosfer getiriyor. Kontroller kolay kullanım için orta konsolda toplandı. Dijital sürücü göstergeleri direksiyonun üzerinde konumlandırıldı. Böylece sürücü, bilgileri gözünü yoldan minimum oranda ayırarak görebiliyor. Geliştirme programı, Toyota’nın 20 yılın üzerindeki araç elektrifikasyon liderliğinin getirdiği faydalar ve markanın belirleyici kalite, dayanıklılık ve güvenilirliğiyle birlikte gerçekleştirildi. Bu sayede motor, kontrol ünitesi ve batarya yönetim sisteminden oluşan elektrikli güç ünitesi, sınıfının lideri verimliliğe ve oldukça rekabetçi bir sürüş menziline sahip oldu. Aracın çevreci profili, aynı zamanda aracın üzerinde bulunan ve menzili artıran solar şarj sistemiyle güçlendiriliyor. Toyota’nın hibrit ve dışarıdan kabloyla da şarj edilebilen hibrit araçları için geliştirdiği batarya teknolojisinin getirdiği kapsamlı deneyim sayesinde, Toyota bZ4X Konsepti için kullanılan daha büyük, daha güçlü batarya, yüksek güvenilirlik, kalıcı performansı ve soğuk iklimlerde dahi sürüş menzilini koruyacak şekilde geliştirildi. Toyota bZ4X Konsepti’nde yer alan AWD sistemi, ön ve arka akslarda yer alan elektrik motorlarıyla gerçekleştiriliyor. Toyota’nın bu alandaki zengin geçmişi ve derin deneyimiyle birlikte Toyota bZ4X, dört tekerlekten çekiş sistemiyle dikkat çekiyor. Sistem Toyota bZ4X Konsepti’ne gerçek off-road kapasitesi sağlarken, aynı zamanda her yol koşulunda ekstra güvenlik sağlıyor. Yeni teknolojik özelliklerle geliştirilen Toyota bZ4X Konsepti ile dünyada ilk kez seri üretim bir araçta farklı tasarıma sahip elektronik direksiyon bağlantı sistemi kombine edilecek. Bu teknoloji sürücüye daha iyi bir kontrol sağlarken, bozuk yol yüzeylerinde yaşanacak rahatsızlıkları ortadan kaldırıyor. Elektronik sistemle birlikte geleneksel, dairesel direksiyonun yerini yeni direksiyon şekli aldı. Bu yeni teknoloji, sürücünün dönüş yaparken ellerini direksiyonla birlikte çevirme ihtiyacını ortadan kaldırarak araca daha fazla eğlenceli sürüş katıyor. Toyota bZ4X Konsepti, Toyota’nın yeni bZ, yani beyond Zero adlandırma kuralını taşıyan ilk modeli oldu. Toyota, 2025’e kadar 7 Toyota bZ modeli dahil olmak üzere 15 bataryalı elektrikli model sunmayı hedefliyor. Bu yeni bataryalı elektrikli araç serisi, insanların mevcut araçlarından herhangi bir rahatsızlık yaşamadan elektrikli araca geçiş yapmalarına olanak sağlıyor ve elektrikli otomobilin sunabileceği tüm faydalarını ortaya koyuyor. Toyota’nın yeni bZ modelleri aynı zamanda karbon nötr hedeflere ulaşılmasına da katkı sağlayacak. Üretim, dağıtım, kullanım, geri dönüşüm ve son imha dahil olmak üzere aracın tüm yaşam çevrimi boyunca CO2 emisyonunun nötr olması hedefleniyor. Toyota ‘beyond Zero’ bakış açısını dört noktada değerlendiriyor. Bunların ilki ve en önemlisi “Sen ve Çevre” olarak konumlandırılıyor. Sadece aracın hareket ettiği enerji dikkate alınmıyor. Aynı zamanda solar güç gibi rejeneratif veya yenilenebilir enerjinin de nasıl kullanılabileceğini değerlendiriyor. İkinci nokta ise, “Sen ve Otomobilin” olarak tanımlanıyor. Tamamen özel bir platform üzerine tasarlanan bataryalı elektrikli araç, son teknolojik özelliklerin kullanımını sağlarken aynı zamanda üstün bağlantı özellikleriyle güvenli ve keyifli bir sürüş deneyimi getiriyor. Üçüncü olarak “Sen ve diğerleri” bakış açısı, insanlarla etkileşime girebilecek ve birlikte deneyimlerin paylaşılacağı geniş ve sessiz bir yaşam alanı olan elektrikli aracı temsil ediyor. Son olarak “Sen ve Toplum” ise, topluma daha geniş açıdan bakarak, herkes için dünyayı daha iyi bir yer yapmayı hedefliyor. Yeni Toyota bZ4X Konsepti, Toyota’nın dünyanın ilk seri üretim hibrit aracı olan ilk Prius’u tanıtmasıyla birlikte 20 yıldan daha fazla süre önce başlayan sıfır emisyona ulaşma yolculuğunun son kilometre taşını temsil ediyor. Toyota o zamandan bu yana araç elektrifikasyonunda her zaman sınırları zorladı ve hibrit teknolojisinin verimliliğini artırdı. Dışarıdan kabloyla da şarj edilebilen hibrit araçlar ve hidrojen yakıt hücreli elektrikli araçların geliştirilmesiyle ilgili yeni fırsatlar ortaya koydu. Toyota, şu ana kadar 140 milyon ton civarında CO2 tasarrufu sağlayarak 17 milyondan daha fazla elektrikli araç satışı gerçekleştirdi. 2010-2019 yılları arasında yürüttüğü elektrifikasyon çalışmaları, Toyota’nın ortalama araç CO2 emisyonlarını global olarak yaklaşık yüzde 22 düşürmesine katkı sağladı. Toyota ‘bZ’ aynı zamanda geleceğin mobilitesinde Toyota’nın sıfır emisyonun ötesine odaklandığının altını çiziyor. Herkes için daha iyi mobilite sunma hedefiyle beyond Zero, Toyota’nın daha yüksek sürüş deneyimi sağlayan ürünler ve hizmetler sunması, daha iyi bağlantı deneyimleri ve tüm sürücülere güvenli bir çevre sunmayı amaçlıyor. Tüm bunlar nihai hedef olarak dünyada daha iyi bir toplum yaratmayı hedefliyor. Toyota buna ulaşmak adına elektrifikasyon teknolojilerini farklı pazarlara ve araç kullanım tiplerine uygun olacak şekilde hibritler, dışarıdan kabloyla da şarj edilebilen hibritler, hidrojen yakıt hücreli elektrikli araçlar ve bataryalı elektrikli araçlar olmak üzere geniş çerçeveden değerlendiriyor. Buna ek olarak Toyota temiz enerji kaynağı olarak hidrojenli araç teknolojilerini sadece otomobil olarak değil aynı zamanda ağır ticari araçlar, trenler ve gemiler Haberin devamı için tıklayınız

Giriş