Otomobil ve sanat birarada

Premium otomobil üreticisi Lexus, kuruluşundan bu yana sanatla iç içe olmaya devam ediyor. Her zaman yeni deneyimler sunarak lüksü yeniden tanımlayan Lexus, Milano Tasarım Haftası’nda da sınırları zorladı. Lexus dünyanın en büyük uluslararası tasarım etkinliği olan Milano Tasarım Haftası’nda yeni sergisi ‘Time/Zaman’ ile adından söz ettirdi. Uluslararası sanatçıların orijinal enstalasyonlarının yer aldığı sergi, Milano’nun dünyaca saygın yaratıcı bölgesi Tortona’daki Superstudio Più’de bulunan Art Point ve Art Garden’da sanatseverlerle buluştu.

Dünyanın önde gelen iki tasarımcısının yeni ve orijinal çalışmalarını içeren Time/Zaman isimli interaktif enstalasyonları sergileyecek. Her iki sanat eseri de, dünyanın en büyük tasarım etkinliğinde insan merkezli tasarımın geleceğini aydınlatmayı hedefliyor. Bu iki sanat çalışmasında da, donanım ve yazılım sinerjisinin otomotiv deneyimini nasıl yeniden tanımlayabileceğini temsil eden bir konsept olan yeni nesil Lexus elektrikli aracı LF-ZC yer aldı. Sanatçılar, yazılımın gücünü kullanarak kişiye özel deneyim olanaklarını nasıl sınırsızca genişleteceğini ve gelecekteki tasarımın nasıl gelişeceğini ortaya koydu

Lexus’un sergisi aynı alanda içinde iki ayrı sergi olarak gerçekleştirildi. Hideki Yoshimoto/Tangent tarafından hazırlanan Beyond The Horizon/Ufkun ötesinde adlı iç mekan sergisi, Keiichiro Shibuya’nın ziyaretçileri interaktif bir bir alana davet eden müziğiyle tamamlanıyor. Bu eser, yazılım aracılığıyla sınırsız bir şekilde gelişmeye devam eden yeni nesil mobilite dünyasını ifade ediyor. Dışarıda sergilenen olan Marjan van Aubel’in 8 Minutes 20 Seconds/8 Dakika 20 Saniye adlı eseri, karbon-nötr bir geleceğe doğru tasarım ve teknolojide yeni yaklaşımlara öncülük etme konusunda Lexus ile paylaştığı işbirliğini yansıtıyor. Lexus yaklaşık 20 yıldır Milano tasarım haftasına düzenli olarak katılım gösteriyor ve ziyaretçiler için sürükleyici deneyimler yaratmak üzere önde gelen birçok tasarımcı ve sanatçıyla işbirliği yaptı. Bunlar arasında Philippe Nigro, Sou Fujimoto, Rhizomatiks, Germane Barnes ve Suchi Reddy gibi uluslararası saygın isimler yer alıyor. | 20 Nisan 2024 : 09.00

Yorum yaz

Arşiv

OSD HABERLERİ

Tanıtım

  • DFSK SUV E5 Türkiye’de

    Çin’in en büyük dört otomobil üreticisinden biri olan DFSK, model atağına devam ediyor. Türkiye’de SHS Otomotiv distribütörlüğündebinek ve ticari araçlarıyla adından söz ettiren DFSK, şimdi ise şarj edilebilir hibrit SUV modeli E5’i Türk kullanıcılarıyla buluşturdu. 7 kişilik oturma kapasitesi, şık tasarımı ve 1150 km’ye varan sürüş menziliyle D-SUV modeli DFSK E5, lansmana özel 1.890.000 TL’den başlayan fiyatlarla DFSK showroomlarındaki yerini aldı. Şarj edilebilir hibrit SUV model E5’in Türkiye pazarına girişi ile ilgili düzenlenen lansmanda konuşma yapan DFSK Türkiye Genel Müdürü Çınar Noyan, DFSK modellerinin dayanıklılık, verimlilik ve ulaşılabilir fiyat avantajlarıyla rekabete farklı bir soluk getirdiğini belirterek “bugün DFSK’nın yeni dönemini amiral gemisi SUV modeli E5 ile başlatıyoruz. Yeni sunduğumuz E5 modelimiz ile SUV segmentinde konumumuzu güçlendireceğiz. DFSK E5, bizim için yeni dönemin en önemli ürünü olacak. Ticari araçlardaki uzmanlığıyla öne çıkan bir markaydık ve yeni SUV modellerimizle bu uzmanlığımızı daha da genişleteceğiz. Yeni DFSK E5, sektördeki önemli rakiplerle rekabet etmemizi sağlayacak bir ürün. E5’in ardından birçok yeni ürünle DFSK’nın Türkiye’de arzu edilir bir marka olmasını sağlayacağız. Önümüzdeki 2 ay içerisinde C+ SUV modelimiz E4’ü benzinli olarak sunacağız. Eylül ayında B-SUV modelimiz plug-in hibrit ve tam hibrit olarak gelecek. Yıl sonunda D+ SUV konumunda olan E6’yı tüketicilerle buluşturacağız. Böylece yeni dönemde tamamen yeni modellerle ürün yelpazemizi hızla genişleteceğiz” dedi. DFSK E5’in satışa sunulmadan önce Türkiye’de zorlu yol şartlarında ve koşullarda kapsamlı şekilde test edildiğini belirten Noyan, sözlerine şöyle devam etti; “DFSK E5’i 24 ilde çeşitli yükseklikte 5 bin kilometreyi aşan şekilde test ettik. Sıcak, soğuk, yağışlı ve kuru olmak üzere bütün iklimlerde ve farklı yüksekliklerde aracı denedik. Sürüş kalitesinden batarya dayanıklılığına ve konforuna kadar tüm testlerden geçti. Bunun için Çin’den 5 mühendis bize eşlik etti ve şimdi sonuna kadar güvendiğimiz bu ürünü Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz. Biz bu ürünü ‘oyunu değiştirmeye geliyoruz’ iddiasıyla satışa sunuyoruz ve benzinli araç fiyatına plug-in hibrit sunan bir marka olarak rekabete farklı bir boyut getiriyoruz. Biz oyunu ürün kalitesiyle ve teknolojiyle değiştireceğiz. Tüm modellerimizi rekabetçi ve ulaşılabilir rakamlarla ülkemize ulaştırmak istiyoruz. Cazibesiyle ve tutkusuyla otomobili kullandığınızda iyi hissettiren bir marka olacağız. Satış sonrası eğitimlerimizle birlikte DFSK Türkiye’nin servis hizmetleri ve yedek parçalarıyla bütün Avrupa’yı desteklemesini hedefliyoruz.” Seres Group Denizaşırı Başkanı Zhang Xingyan, DFSK markasının en yeni plug-in hibrit elektrik aracı E5’in Türkiye’deki sunmanın heyecanını yaşadıklarını ifade ederek, “DFSK için değil, aynı zamanda yenilikçi teknolojimizi ve küresel pazardaki çevresel taahhüdümüzü sergileyen önemli bir lansman. Bizim şirket olarak misyonumuz, ‘otomotiv enerji dönüşümünü harekete geçirmek ve daha akıllı bir mobil yaşam yaratmak’. Türkiye’de sunduğumuz E5 modeli, en son teknolojiyi entegre ediyor ve sürdürülebilir kalkınma konusunda kararlılığımızı simgeliyor. DFSK markasının geçen Ekim ayında Türkiye’de piyasaya sürülmesinden bu yana, ürünlerimizi ve iş birliği modellerimizi sürekli olarak iyileştirdik. Türkiye pazarı DFSK için stratejik öneme sahip ve Türkiye’yi Avrupa’ya açılan bir kapı olarak konumlandırmayı hedefliyoruz. Avrupa’da üretim tesisleri kurma planlarımızdan biri olan Türkiye, en önemli aday ülke konumunda. Türkiye pazarına daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, Temmuz ayından itibaren kapsamlı satış sonrası eğitimleri başlatmayı planlıyoruz. Her tüketiciye uygun ve profesyonel hizmet sunabilmek için güçlü bir satış ve hizmet ağı kurmayı hedefliyoruz. Ayrıca, yerel hükümetler ve iş ortaklarıyla aktif işbirliği yaparak yeni enerji araçları endüstrisinin gelişimine katkıda bulunuyoruz” dedi. DFSK’nın yeni modeli E5, tasarımıyla yenilikçi yaklaşımını ortaya koyuyor. Güçlü SUV tasarımını, yenilikçi teknolojilerle birleştiren E5, modele özgü LED aydınlatmalı ön panjuru, fütüristik alt ızgarası, şerit arka ışıklandırma imzası, aerodinamik tasarımı ve geleceği ifade eden yeni E logosuyla dikkat çekiyor. Sürtünmeyi azaltan 19 inç jantlar ise, şıklığı daha ileriye taşırken verimliliği de artırıyor. Her yolculukta ve her yol koşulunda yüksek konfor sunan DFSK E5, 7 kişilik koltuk kapasitesiyle geniş ailelerin de ihtiyaçlarına yanıt veriyor. 7 koltuğun tamamında yüksek konforlu bir yolculuk deneyimi vaat eden DFSK E5, konforlu koltukları, geniş görüş açıları, yüksek kaliteye sahip malzemeleri ve lüks detaylarıyla D-SUV segmentinin yeni yıldızı olmayı hedefliyor. Her detayında estetiğe odaklanılan DFSK E5, konforu ve sürüş eğlencesini bir arada sunuyor. Yüksek kaliteli ses sistemiyle donatılan DFSK E5 Elegance, 12 hoparlörlü müzik sistemiyle konser kalitesinde sürükleyici müzik deneyimi vaat ediyor. 4760 mm uzunluğa, 1865 mm genişliğe, 1710 mm yüksekliğe ve 2785 mm aks aralığına sahip DFSK E5, 5 koltuk dik konumdayken 465 litre, arka koltukların tamamı katlandığında 1432 litreye varan bagaj hacmiyle tüm ihtiyaçları karşılıyor. DFSK E5, şarj edilebilir hibrit teknolojisine sahip motoruyla birlikte tam elektrikli araçlardaki menzil kaygısını ortadan kaldırırken aynı zamanda elektrikli araç konforunun yaşanmasına da öncülük ediyor. Özellikle şehir içi sürüşlerde tamamen elektrikli olarak hareket edebilen E5, uzun yolculuklarda ise toplam 1150 km’ye varan sürüş menziliyle gerçek bir konfor otomobili olduğunu kanıtlıyor. Şarj edilebilir bataryası sayesinde 87 kilometreye kadar elektrik gücüyle yol alabilen DFSK E5, şehir içerisinde trafikte yakıt tasarrufunu en üst seviyeye çıkarıyor. Elektrik öncelikli işleyişi nedeniyle aynı zamanda yüksek performansıyla da dikkat çekiyor. 1.5 litrelik 108,6 HP benzinli motoru, 130 kW (174 HP) elektrikli motoruyla kombine eden DFSK E5, 300 Nm maksimum torka sahip. 0-50 km/s hızlanmasını sadece 2.9 saniyede tamamlayan E5, 7.4 saniyelik 0-100 km/s hızlanmasıyla da etkileyici bir performans ortaya koyuyor. 17.52 kWsa bataryaya sahip DFSK E5, 6.6 kW AC şarj hızıyla 4 saatte tamamen doldurulabiliyor. E5’in bataryası tamamen dolu olduğunda aracın ortalama yakıt tüketimi ise 1.2 litre/100 km seviyesine düşerek oldukça yüksek verimliliğe ve çevreciliğe sahip bir sürüş sunuyor. Önden çekişli DFSK E5, yakıt verimliliğini maksimuma çıkaran e-CVT otomatik şanzımanla eşleştirildi. Sürüş dinamikleri konusunda da konfor özellikleriyle öne çıkan yeni SUV modeli, önde McPherson Bağımsız Süspansiyonlara ve arkada Çok Noktadan Bağlantılı Bağımsız Süspansiyon Sistemi’ne sahip. DFSK E5’in şarj edilebilir hibrit teknolojisi, aynı zamanda araçta farklı elektrikli cihazlara güç veren V2L özelliğine de sahip. Bu Çift Yönlü Şarj Özelliği sayesinde çok farklı elektrikli aletleri çalıştırmak veya tüm elektrikli aletleri şarj etmek mümkün. DFSK, yeni SUV modeli E5’i Türkiye’de Comfort ve Elegance olmak üzere iki farklı seviyeyle sunuyor. Her ikisi de zengin donanımlarıyla dikkat çeken 1.890.000 TL’den sunulan DFSK E5 Comfort ve 2.290.000 TL’den sunulan DFSK E5 Elegance, yüksek standartlarıyla dikkat çekiyor. DFSK E5’in siyah iç tasarımı hakim olduğu giriş seviyesi modeli Comfort donanımında, Sunroof, LED aydınlatmalı E logosu, LED ön-arka farlar, LED gündüz farları, elektrikli ayarlanabilir sürücü ve ön yolcu koltuğu, ısıtmalı ve havalandırmalı ön koltuklar, 12.3 inç dokunmatik multimedya ekranı Haberin devamı için tıklayınız

  • Skoda SUV ailesini büyük avantajlarla sunuyor

    Skoda, Kasım ayı boyunca SUV ürün ailesini avantajlı kampanyalarla müşterilerine sunuyor. Yeni otomobil almak isteyenler ay sonuna kadar 240 bin TL’ye varan indirimlerle bir Skoda SUV sahibi olabilecekler. Kampanya kapsamında Skoda Kamiq, Karoq ve Kodiaq modellerinde büyük avantajlar Skoda Yetkili Satıcılarında otomobil tutkunlarını bekliyor. Kasım ayı boyunca markanın giriş seviyesi SUV modeli Kamiq’e 110 bin TL indirim ile 1 milyon 199 bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla, 200 bin TL için 12 ay ve 0 faizli kredi kullanımı ile ulaşılabilecek. C SUV modeli Karoq ise 130 bin TL’ye varan indirimlerle 1 milyon 619 bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla sunuluyor. Markanın D-SUV modeli Kodiaq için de Kasım ayında avantajlar var. Geniş iç hacmi, şık tasarımı ve konforuyla öne çıkan Kodiaq modeli 240 bin TL’ye varan indirimle birlikte 1 milyon 804 bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla tercih edilebilecek. Kodiaq modeli 150 PS 1.5 TSI ve 245 PS 2.0 TSI benzinli motorların yanı sıra 200 PS 2.0 TDI dizel motor seçenekleriyle sunuluyor. Skoda SUV modelleriyle birlikte dinamik hatchback modeli Scala ise 120 bin TL’ye varan fiyat indirimiyle 1 milyon 74 bin TL’den başlayan fiyatlara sahip oldu. Kasım ayı boyunca bu modeli 200 bin TL için 12 ay yüzde 0 faizli kredi desteğiyle almak da mümkün. | 7 Kasım 2023 : 17.20

  • Skoda Super B daha sofistike

    Skoda, D segmentinde yer alan amiral gemisi modelinin Superb’in yeni neslini dünya prömiyeriyle tanıttı. Skoda Superb’in dördüncü nesli, daha sofistike bir tasarım, daha fazla genişlik, daha fazla konfor ve en yeni teknolojilerle iddiasını daha ileriye taşıdı. Yeni Skoda Superb, mevcut nesilde olduğu gibi sedan ve Combi station wagon versiyonlarıyla tercih edilebilecek. Haziran ayından itibaren Türkiye’de satışa sunulacak  Skoda Superb’in dünya lansmanında değerlendirmeler yapan Yüce Auto Skoda Genel Müdürü Zafer Başar, “Türkiye’de tüm nesilleriyle büyük beğeni kazanmış Superb’in yeni nesli markamızın gerçek anlamda amiral gemisi olarak Skoda’yı ileriye taşıyacak. Haziran ayından itibaren biz de yeni nesil Superb’i Türk kullanıcılarıyla buluşturmak üzere hazırlıklarımızı yapıyoruz. 2015’te satışa sunulan üçüncü nesliyle 55 binin üzerinde satış rakamı elde ettik. O yıldan bu yana markamızın ülkemizde sattığı her 4 araçtan biri Superb modeli oldu. Biz Türkiye olarak Superb sedanın en büyük pazarı olmaya devam edeceğiz. Global olarak satılan yeni nesil sedan araçların yüzde 50’si ülkemizde satılacak. Yeni Superb sedan segmentinde payını artırarak daha iddialı bir modelimiz olacak”dedi. İlk kez 2001 yılında tanıtılan ve şu ana kadar 1.6 milyondan fazla satış rakamı elde eden Superb, aynı zamanda yirmi yılı aşkın bir süre boyunca çok sayıda uluslararası ödülün de sahibi oldu. 2001 ve 2008 yılları arasında toplam 137 bin adet birinci nesil Superb satışı gerçekleştirilirken, ikinci nesil model 2008’den 2015’e kadar toplam 618 bin adet satış rakamı elde etti. Üçüncü nesil Superb ise 2015 yılında tanıtıldı ve bugüne kadar toplam 845 binin üzerinde satış gerçekleştirildi. Skoda’nın amiral gemisi modeli, yeni nesliyle birlikte tüm özelliklerini bir üst seviyeye taşımayı başardı. Yenilenen tasarımla birlikte daha rafine bir hale getirilen dördüncü nesil Superb, sekizgen Skoda ön panjuru, kaput üzerindeki Skoda logosu ve daha akıcı tasarımıyla dikkat çekiyor. Daha aerodinamik tasarıma sahip olan Superb, geleneksel olarak Skoda modellerinin tasarımına yön vermeye devam ediyor. Markanın yeni Modern Solid tasarım dilinin unsurlarını tamamen yeni Superb modeline taşıyan Skoda, kristal detaylarla tamamlanan yeni LED Matrix farları ve LED arka ışıklandırmayla dikkat çekiyor. Segmentinin lideri ölçüler, yaşam alanı ve bagaj hacmi Dinamik, modern ve keskin hatları bir araya getiren yeni Superb, önceki nesle göre daha uzun ve daha yüksek olarak tasarlandı. 2,841 mm ile önceki nesil ile aynı aks aralığına sahip yeni Superb, sedan versiyonda 4,912 mm uzunluğa (+43 mm), 1,481 mm (+12 mm) yüksekliğe ve 1,849 mm genişliğe sahip oldu. İçeride daha geniş bir yaşam alanı sunan yeni Superb’in zaten iddialı olan bagaj hacmi sedan versiyonda 20 litre artarak 645 litreye ve Combi’de 30 litre artarak 690 litreye ulaştı. Bu ölçülerle birlikte uzunluk ve bagaj hacmiyle Superb segmentinin lideri olarak dikkat çekiyor. Daha fazla teknolojiye ve konfora sahip kabin Dördüncü nesil Superb, iddialı dış tasarımını içeride de devam ettiriyor. Yeniden tasarlanan kabinde direksiyon, göstergeler, ön konsol ve dekoratif döşemeler daha dikkat çekici hale getirildi. İlk kez bir Škoda modelinde vites kontrolünün direksiyon kolonuna taşınmasıyla orta konsolda daha geniş bir alan sunulurken, 10 inç Dijital Gösterge Paneli, ön cama yansıtmalı Head-up gösterge ve 13 inç yüksek çözünürlüklü yatay dokunmatik multimedya ekranı aracın teknolojik yanını vurguluyor. Hem fiziksel hem de dijital dünyayı bir araya getiren Smart Dials,  araç özelliklerinin yönetilmesini kolaylaştırarak sürüşü daha güvenli hale getiriyor ve her sürüş koşulunda istenen ayarların kolayca yapılmasını sağlıyor. Üçlü döner düğme tasarımına sahip bu düğmeler, yüksek dokunsal kalitenin yanı sıra sezgisel bir kullanım da sağlıyor. Basılabilen ve aynı zamanda çevrilebilen bu akıllı düğmelerin her biri, çeşitli araç fonksiyonlarına kolay erişim sağlıyor. Bu düğmelerden, sıcaklık, koltuk ısıtma/soğutma, fan hızı, havalandırma yönü, ses ayarları, sürüş modları veya harita yaklaştırma/uzaklaştırma gibi özellikler yönetilebiliyor. Bununla birlikte Skoda, sürdürülebilirlik hedefiyle yüzde 100 geri dönüştürülmüş polyesterden yapılmış döşemeler kullanıyor. Yeni Superb hibrit teknolojili motorlarla geliyor Skoda, yeni nesil Superb ile daha verimli ve performanslı motor seçenekleri de sunacak. Buna göre yeni nesil modelde, biri hafif hibrit teknolojisine sahip olmak üzere üç modern TSI benzinli motor, iki dizel ve 100 kilometreden fazla elektrikli menzile sahip yeni bir plug-in hibrit seçenek olmak üzere farklı motor seçenekleri bulunacak. Benzinli motor seçenekleri 1.5 TSI 150 PS mHEV, 2.0 TSI 204 PS ve 2.0 TSI 265 PS olarak dikkat çekerken, 2.0 litre TDI dizel motor ise 150 PS ve 193 PS güce sahip olacak. Superb’de dizel ve benzinli seçeneklerin en üst versiyonları 4×4 seçeneğiyle birlikte sunulacak. Tüm motorlar DSG otomatik şanzımanla eşleştirildi ve her sürüş koşulunda yüksek konfor, performans ve verimlilik elde edildi. İlk kez bir hafif hibrit motorla sunulacak olan Superb’de bu seçenek, performansa katkı sağlarken aynı zamanda yüzde 10’a kadar düşük yakıt tüketimine de yardımcı oluyor. Güvenlik konusunda da ileriye doğru yenilikçi adımlar atan yeni Superb, Dönüş Asistanı ve Acil Durum Direksiyon Asistanı gibi gelişmiş akıllı asistan sistemleri sunacak. Önceki modelde zaten mevcut olan Seyahat Asistanı, Yan Asistan ve Ön Asistan gibi diğer sistemler de önemli ölçüde geliştirildi. Bir kaza durumunda, Yolcu Koruma Yardımı ve 10 adede kadar hava yastığı yolcuları maksimum oranda koruyor. Kapsamlı testler ve en son teknoloji sayesinde yeni Superb, yolcularına mümkün olan en iyi güvenliği sunacak şekilde geliştirildi. Uzaktan Park Asistanı, Škoda’da ilk kez sunuluyor ve aracın direksiyonunu ve hızını otomatik olarak kontrol ederek kendi kendine park etmesini sağlıyor. Bununla birlikte Fren Destekli Geri Manevra Uyarı Sistemi, Ön Bölge Frenleme Asistanı, Şerit Takip Asistanı, Şerit Değiştirme Asistanı, Akıllı Adaptif Hız Sabitleyici, Kavşakta Çarpışma Önleme Sistemi, Trafik İşareti Algılama Sistemi ve Sıkışık Trafik Asistanı gibi birçok özellik de yeni Superb’de yer alıyor. | 4 Kasım 2023 : 06.30

  • Toyota EV konseptleri

    Toyota, 2023 Japonya Mobilite Fuarı’nda geleceğin mobilitesini şekillendiren konseptlerini ve yeniliklerini ilk kez paylaştı. Tam elektrikli yüksek performanslı spor otomobil FT-Se konsepti ve yeni nesil SUV konsepti FT-3e ile birlikte elektrikli Land Cruiser Se ve EPU pick-up modellerinin de örtüsünü kaldırdı. Ayrıca fuarda “Herkes için Mobilite” anlayışını destekleyen çözümler de gösterildi. Japonya mobilite fuarında yenilikçi ürünlerle gövde gösterisi yapan Toyota, Land Cruiser Se konseptiyle elektrikli araçların yüksek torklu performansını zarif ve şık bir tasarımla buluşturdu. Bu konseptle Land Cruiser’ın çekiciliğini daha da artıran Toyota, üçüncü sıra koltukları da ekleyerek farklı ihtiyaçlara yanıt verdi. Hem yolda hem de offroad’da elektrikli aracın sessizliğiyle birlikte konforlu bir yaşam alanı sunan Land Cruiser Se konsepti, monokok gövdeyle birlikte zorlu yollarda güven ve çevik bir yol tutuş sunuyor. Toyota, fuarda yeni nesil pick-up konseptini de sergiledi. Monokok gövde ile yüksek dayanıklılığa sahip olan EPU konsepti, pratik ve şık bir tam elektrikli pick-up olarak dikkat çekiyor. 5 metrenin üzerinde bir uzunlukla çift kabin tasarımı sunan EPU, kullanışlı kasa alanıyla farklı kullanım ihtiyaçlarına hitap ediyor. Outdoor aktiviteleri ve farklı yaşam tarzlarını destekleyen EPU, yenilikçi elektrikli teknolojisiyle üstün yol tutuş ve sürüş konforu için alçak ağırlık merkezine sahip. Ay’da ve uzayda kullanılmak üzere mobilite araçları geliştiren Toyota, yenilikçi teknolojilerini de sergiledi. Dünya dışı ortamlarda bile sağlam ve güvenli bir sürüş sağlamak adına çalışan Toyota, zorlu arazilerde ilerleyebilecek Space mobility prototipini tanıttı. Her bir tekerlekte motor ve yönlendirme özelliği sunan prototip, 50 cm yüksekliğe kadar olan kayaları aşabiliyor ve 25°’lik dik yamaçlara tırmanabiliyor. Bu prototip sayesinde geliştirilen teknoloji Lunar Cruiser gibi uzay mobilite araçlarında kullanılacak. Toyota’nın Japonya’da sergilediği konsept araçlar arasında yer alan FT-Se, yüksek performanslı tam elektrikli model olarak öne çıkıyor. Karbon nötr çağda eşsiz sürüş heyecanını yansıtmayı amaçlayan FT-Se geliştirilirken, markanın motor sporları departmanı Toyota Gazoo Racing’in uzmanlığından yararlanıldı. Daha yüksek yol tutuş ve aerodinamik performans elde etmeyi amaçlayan FT-Se, yazılım güncellemeleriyle sürekli olarak geliştirilebilen bir otomobil olarak tasarlandı. Fuarda sergilenen FT-3e konsepti, yeni sürüş deneyimini ve kişiselleştirilmiş hizmetleriyle birlikte yenilikçi teknolojileri bir araya getiren yeni nesil elektrikli araç oldu. FT-3e, farklı tasarımıyla estetiği ve yenilikçi bir tarz sunacak. Bu araç aynı zamanda karbon nötr hedefe destek sağlamak ve daha iyi bir dünya yaratılmasına katkıda bulunmak amacıyla araçtaki veri ve bataryadaki enerjiyi diğer araçlara ve aygıtlara iletebiliyor. Toyota, Japonya Mobilite Fuarı’nda dört tekerlekli araçlarının yanı sıra farklı mobilite ihtiyaçları için de geliştirdiği konseptleri paylaştı. 2023 Japonya Mobilite Fuarı’nda ilk kez gösterilen konseptler ve yenilikler oldukça dikkat çekti. Üç tekerlekli elektrikli bireysel mobilite konsepti olan Land Hopper, katlanabilir tasarımı sayesinde kolayca taşınabiliyor. Land Hopper, bir otomobil ile kombine edildiğinde şehir içerisinde varış noktasına ulaşmayı kolaylaştırmayı amaçlıyor. Sürücü ehliyeti olmadan kullanılabilir 16 yaş ve üzeri kişiler tarafından kullanılan bilen araç üstün manevra kabiliyetiyle de dikkat çekiyor. Japonya’da sergilenen bir başka mobilite ürünü ise, tarzı ve kolay kullanımı bir araya getiren Juu elektrikli tekerlekli sandalye oldu. Juu, elektrikli veya normal tekerlekli sandalyelerle erişilmesi zor olan yerlerde özgürce gezinmelerini sağlayarak kullanıcının dünyasını genişletecek. Bir merdiveni çıkarken veya inerken, Juu’nun yanlarındaki iki büyük motorlu tekerlekler 16 cm kadar yükseklikteki basamakların aşılmasını sağlarken küçük tekerlekler ise devrilmeyi önlüyor. Toyota ayrıca, JUU’nun kullanıcı araca bindikten sonra otonom olarak hareket etmesini, kendini bir aracın arkasına yüklemesini ve kullanıcı inmek istediğinde sürücü koltuğuna geri dönmesini sağlayacak gelişmiş işlevleri de geliştirmek üzere çalışıyor. Bununla birlikte fuardaki bir yenilik ise, Neo Steer ismi verilen yeni kokpit konsepti oldu. Motosiklet gidonlarını temel alan yeni kokpit konsepti, gaz ve fren pedallarının işlevlerini direksiyona entegre ediyor. Yeni direksiyon tasarımıyla araca binmeyi kolaylaştıran ve daha iyi görüş açıları sunan yeni kokpit konsepti, pedalsız zemin alanıyla da yaşam alanını genişletiyor. Sürüş heyecanı sağlamasının yanında engelli kullanıcılar için de elle güvenli ve sezgisel bir sürüş sunuyor. 2023 Japonya Mobilite Fuarı’nda sergilenen araçlardan biri de, eşsiz bir mobilite özgürlüğü sunan Kayoibako’yu oldu. Her yerde ve her zaman istediğiniz hayatı sürdürebilme özgürlüğüne sahip bir mobilite geleceği ortaya koyan Kayoibako konsepti, iş hayatından eğlenceye kadar müşteri ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceğini ortaya koydu. Belirli rollere göre özelleştirilebilen donanım ve yazılıma sahip elektrikli Kayoibako konsepti, iş veya özel kullanım için kişiselleştirilebiliyor. İstendiğinde mobil bir mağazaya, servis aracına veya yaşam tarzına göre istenen herhangi bir araca dönüştürülebiliyor. | Toyota, 26 Ekim 2023 : 10.00

  • Kia EV stratejisi

    Kia, EV (Elektrikli Araçlar) Günü’nde küresel elektrikli araç stratejisini tanıttı. Üç yeni model tanıtan Kia, zengin ürün gamıyla elektrikli araç devrimini hızlandırıyor. Kia, Güney Kore’de düzenlenen Kia EV Günü’nde üç yeni teknolojik modelini tanıttı. Kia böylece bir kez daha elektrikli araç geleceğine liderlik etme ve bu geleceği hızlandırma yönündeki iddialı küresel stratejisini gözler önüne serdi. Marka düzenlenen etkinlikte “Herkes için Elektrikli Araçlar” vizyonunu ve elektrikli araç ürün gamını hızlı bir şekilde genişletme stratejisini ortaya koydu. EV6 ve EV9 modellerinin pazara sunulmasıyla elektrikli araç pazarında kendisini kanıtlayan Kia, üç yeni elektrikli modelle ürün gamının geleceğini de göstermiş oldu. Etkinlikte ilk olarak Y kuşağı ailelere yönelik kompakt bir elektrikli SUV olan EV5’in ilk gösterimi yapıldı.  İki konsept model daha tanıtan Kia, Concept EV3 ile elektrikli bir kompakt SUV’da pratiklik ve sürüş keyfi sunmayı hedefliyor. Tanıtılan diğer model olan Kia Concept EV4 ise, ‘zıtlıkların birleşimi’ tasarım felsefesiyle şekillenen elektrikli sedan olarak karşımıza çıkıyor. Kia konsept araçlarının yanı sıra yolcu ve sürücü rahatlığını ve güvenliği artırmayı amaçlayan elektrikli araç stratejisini de aktardı. Marka; teknolojisi, sıra dışı tasarım anlayışı, sürücü ve yolcular için geliştireceği sezgisel hizmetlerle elektrikli araç geleceğine hizmet ederek daha fazla kişiyi bu geleceğe dahil etmeyi planlıyor. Müşteri deneyimini satın alma öncesinden itibaren geliştirmeyi amaçlayan Kia, bunun için yeni dijital platformlardan, teknolojilerden ve yapay zekadan yararlanmaya devam edecek. Yeni konsept araçlarının üretime geçmesiyle birlikte 2026 yılına kadar yılda bir milyon elektrikli araç satışı hedefleyen Kia, 2030 yılında bu sayıyı 1,6 milyon adete çıkarmayı hedefliyor. | 26 Ekim 2023 : 08.55

  • Nissan Hyper Force

    Nissan şimdi ve gelecekte mobilitedeki enerjiye yönelik her şeyi kapsayan yaklaşımını sergilerken, elektrikli araç tanıtımlarına hız kesmeden devam ediyor, son tanıttığı Nissan Hyper Force da dahil olmak üzere etkileyici bir elektrikli araç konsepti serisiyle gelecekteki müşteri ihtiyaçlarını ve yaşam tarzlarını öngörüyor ve karşılıyor. Nissan Japonya Mobilite Fuarı’nda beş “hiper” konsept araçtan oluşan yenilikçi serisinin yankı uyandıran finali olan Nissan Hyper Force’u tanıttı. Fuar öncesinde 3 Ekim’den bu yana her hafta bir elektrikli araç konsepti tanıtan Nissan, gelecekteki müşteri ihtiyaçlarını ve yaşam tarzlarını geniş bir yelpazede öngörme ve insanların yaşamlarını yenilik ve heyecanla zenginleştirme becerisini sergiledi. Nissan Başkanı ve CEO’su Makoto Uchida basın toplantısında şunları söyledi: “Bugün sergilenen beş konsept otomobil de geleceğin sembolüdür ve ‘başkalarının yapmadığını yapmaya cesaret et’ şeklindeki kuruluş ruhumuzu somutlaştırmaktadır. Daha sürdürülebilir bir dünya yaratmak için mobilitenin ötesine geçerek elektrikli araç inovasyonlarımızı geliştirdik. Elektrikli araçlar, tutkulardan ve hayallerden ödün vermeden herkes için daha temiz, daha güvenli ve daha kapsayıcı bir dünya yaratma geleceğimizi sembolize ediyor. İnovasyonun gücü sayesinde Nissan, herkesin mobilite heyecanını yaşayabileceği bir gelecek yaratıyor.” Nissan Hyper Force, yarış pistinin adrenali için yanıp tutuşan ama aynı zamanda çevre bilincine sahip yarış tutkunları ve oyuncular için tasarlandı. Tamamen elektrikli yüksek performanslı süper Nissan Hyper Force, sürüş keyfinde en üst seviyeyi sunmayı amaçlarken aynı zamanda günlük kullanım için yüksek çevresel performans ve konfor sunuyor. Özünde, hassas ve hızlı ivmelenme ile 1.000 kW’a kadar güç üretebilen, optimum ağırlık dengelemeli, tamamen katı hal bataryalı, yüksek çıkışlı, tamamen elektrikli bir güç aktarma organı yer alıyor. Güçlü tutunma kuvveti, Nissan’ın e-4ORCE dört tekerlekten kontrol teknolojisinin gelişmiş bir formu ve yüksek mukavemetli karbon içeren hafif gövde, pistlerde ve virajlı yollarda gelişmiş viraj alma ve olağanüstü yol tutuşu vaat ediyor. Geniş ve dik orantılara sahip dış tasarım, altındaki performansı yansıtan cesur geometriyle kusursuz bir şekilde birleşen şık kıvrımların bir karışımı. Ön ve arka lambalar gibi unsurlar, Nissan’ın yüksek performanslı otomobillerine saygı duruşu niteliğinde. Dış tasarım, NISMO yarış ekibiyle birlikte geliştirilen ve güçlü tutunma kuvveti üreten yüksek aerodinamik performansa ulaşıyor. Ön kaputun altındaki iki katmanlı aerodinamik yapı hem güçlü tutunma kuvveti hem de yüksek soğutma performansı sağlıyor. Bu arada, çift seviyeli arka difüzör hava akışını en iyi şekilde kontrol ediyor. Ön kanatlar, ön çamurluk kapağı ve arka kanadın her iki ucu benzersiz aktif aero işlevselliğine sahipken, yeni geliştirilen bir plazma aktüatörü virajlarda yol tutuşunu en üst düzeye çıkarmak ve iç tekerlek kalkışını en aza indirmek için hava ayrılmasını bastırıyor. Hafif dövme karbon jantlar aerodinamiğe ve fren soğutmasına yardımcı oluyor. Konsept, R (yarış) ve GT (grand touring) olmak üzere iki sürüş moduna sahip. Grafiksel kullanıcı arayüzü moda göre renk ve görüntü değiştirebiliyor ve sürüş koşullarına uygun olarak sürücü için en gerekli bilgileri anında görüntülemek üzere tasarlandı. R modunda kabin kırmızı renkte aydınlatılıyor ve konsantrasyonu desteklemek için sürücünün etrafında merkezlenmiş sezgisel bir kokpit oluşturuluyor. Gösterge paneli sürücünün etrafındaki kokpit hissini geliştirmek için oturma alanına doğru uzanıyor. Bu arada, direksiyon simidinin etrafındaki dört uydu ekranı lastik tutuşunu ve sıcaklığını, hava basıncını, fren rotoru sıcaklığını, güç dağılımını ve yarış için çok değerli diğer bilgileri gösteriyor. GT modunda ise kabin mavi renkte aydınlatılıyor ve direksiyon simidini çevreleyen ekranlar uzaklaşarak bir araya geliyor. Böylece konforlu bir sürüş için klima, ses, süspansiyon ve dengeleyici ayarları dahil olmak üzere daha basit bir bilgi-eğlence arayüzü ile sürükleyici bir deneyim sağlıyor. Süspansiyon ve dengeleyiciler, dünyada bir ilk olarak, sürüş sırasında ekrandan kolayca kontrol edilebilir şekilde tasarlandı. Sürücü ve ön yolcu koltukları, uzun mesafeli konforlu sürüşe olanak tanıyan hafif, son derece sert karbon fiberden yapıldı ve dört noktalı emniyet kemerleri ile donatıldı. Güvenlik, bu konsept otomobilin denkleminde çok önemli bir rol oynuyor. Hiper LIDAR’lı gelişmiş otonom sürüş ve spor sürüş için ayarlanmış bir dizi sensör sayesinde araç hem halka açık yollarda hem de pistte yüksek düzeyde güvenlik sağlamak üzere tasarlandı. Nissan Hyper Force’un cazibesini artıran ise hem gerçek hem de sanal dünyada sorunsuz bir sürüş sağlayan yenilikçi bir artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) deneyimi. Araç durduğunda sürücü, zamana karşı veya çevrimiçi yarışçılara karşı yarışmayı sağlayan modlarla birlikte oyunlaştırılmış bir sürüş deneyimine girmeyi sağlayan VR için kör vizörlere sahip özel bir kask kullanabiliyor. AR için iskelet vizörleri kullanarak, sürücü bir pistte kendi, arkadaşlarının ve hatta profesyonel sürücülerin gerçek dünyadaki pistlerde sürüş becerilerini güvenli bir şekilde sergilemelerine olanak tanıyor. Performans otomobili türünde bir paradigma değişimine işaret eden Nissan Hyper Force, çevreye duyarlı müşterilerin sürekli gelişen tercihlerine hitap ediyor. Çevre dostu olması, heyecan verici performansı ve üstün güvenlik donanımlarıyla bu konsept, Nissan’ın yeni nesil tamamen elektrikli yüksek performanslı süper otomobil vizyonunu yansıtıyor. | 25 Ekim 2023 : 13.25

  • Stradale efsanesi geri döndü

    Alfa Romeo, stil ve sürüş deneyimi açısından şimdiki ve gelecekteki yeteneklerinin gerçek bir manifestosu olan fuoriserie (sınırlı üretim) 33 Stradale’nin yeniden doğuşunu özel bir etkinlik ile kutladı. Benzersiz bir zanaatkarlık süreciyle, özel seri olarak ve yalnızca 33 adet üretilen yeni iki koltuklu coupe, İtalyan sportmenliğinin sembolü olarak markanın mirasını ve geleceğini birleştiriyor. Birçok kişi tarafından şimdiye kadarki en güzel otomobiller arasında sayılan ve 1967’de piyasaya sürülen 33 Stradale, bugün, aynı cesaret ve vizyonla, Alfa Romeo ekibi tarafından yeniden tasarlandı ve geliştirildi. Markaya inanan hayran kitlesine en heyecan verici sürüş deneyimini ve bir ikonun ölümsüz cazibesini sunmayı amaçlayan yeni 33 Stradale, tıpkı Rönesans zanaatkar butikleri ve 1960’lardaki atölyelerde olduğu gibi, markanın tasarımcılarının, mühendislerinin ve tarihçilerinin önce potansiyel alıcıları dinlediği, ardından otomobili birlikte ürettiği, Alfa Romeo Bottega’da yaratıldı. Markanın geçmişine saygı niteliğindeki 33 projesinde müşteriler, projenin başından itibaren üretim sürecine dahil oldu. Müşterilerle ilk toplantılar 2022 Monza Grand Prix’sinde gerçekleşirken, 33 aracın tamamı birkaç hafta içinde satıldı. Alfa Romeo, 1960’lı yılların ikonu olan, tüm zamanların en güzel otomobillerinden biri olarak kabul edilen ve dünya motor sporlarının efsanelerinden Tipo 33’ün altyapısı kullanılarak üretilmiş 33 Stradale’yi yeniden yorumlayarak özel bir seri üretti. Alfa Romeo, 50 yılı aşkın bir sürenin ardından, sınırlı üretim (‘fuoriserie’)  otomobiller dünyasına, tamamı satılmış olan ve sadece 33 adet üretilecek yeni 33 Stradale serisi ile dönüş yaptı. Yeni 33 Stradale, Alfa Romeo ekibinin otomotiv dünyasında ve Stellantis Grubu modelleri arasında türünün tek örneği olmasının yanında markanın geçmişiyle örtüşebilecek yeni bir projeyi yaratma tutkusunu yansıtıyor. Tutkularını meslek haline getirmiş otomobil severler için hayatlarının fırsatı olan bu özel seri, Alfa Romeo ekibi için bir rüyanın gerçekleşmesini de temsil ediyor. Alfa Romeo’nun geçmişine selam duran ve onu geleceğe taşıyan yeni 33 Stradale, 1967 model 33 Stradale’nin karakteristik özelliklerinin titizlikle ve saygıyla yeniden yorumlanmasıyla elde edilerek, geçmişin içten yanmalı motorları ile elektrikli gelecek arasında bir köprü görevi görüyor. Bir yol otomobili olan 33 Stradale pistte de olağanüstü performans sunuyor; konfor ve kullanım kolaylığından ödün verilmeden tasarlanmış olmasıyla da fark yaratıyor. Alfa Romeo CEO’su Jean-Philippe Imparato “yeni 33 Stradale ile geçmişimizi yansıtan, markaya hizmet eden ve Alfisti’leri gururlandıracak bir otomobil ortaya koymak istedik. Böyle bir sonuç, ekibimizin uzmanlığı, sıkı çalışması ve tutkusu ile markanın geleceğinde yeni sayfalar yazma konusunda açık bir hırsa sahip yönetimin desteği ve markanın benzersiz geçmişine tam saygı sayesinde elde edilebilirdi. Yeni 33 Stradale 1969’dan bu yana markanın ilk özel yapım otomobili ve sonuncusu olmayacak, söz veriyorum” diye konuştu. | 1 Eylül 2023 : 18.30

  • Ferrari Stradale ve Spider

    Ferrari, SF90 Stradale altyapısını kullanan sınırlı sayıda üretilecek yeni özel serilerini tanıttı. Yeni V8 motorlu PHEV ikili, Ferrari’nin yol modellerinin performansını yeni seviyelere taşıyan özel versiyon konseptinin en son ve en uç örneğini ortaya koyuyor. Ürün gamındaki süper otomobil SF90 Stradale’yi esas alan SF90 XX Stradale 799 adet SF90 XX Spider ise 599 adet üretilecek. Son 20 yılda geliştirilen özel seriler programında, 488 Pista ve 812 Competizione gibi modellerin birçoğu Ferrari ürün gamında hızla referans noktası olarak kabul edildi. XX programı ise Ferrari’nin yine son 20 yılda seçkin bir grup uzman sürücüye yol onayı olmayan, ancak pistte limitleri zorlayan ekstrem otomobiller sunmak amacıyla geliştirildi. Programa en son eklenen FXX-K EVO dâhil olmak üzere bütün modeller büyük bir başarı elde etti. Ferrari her iki alandaki deneyimlerinden yola çıkarak, iki farklı programın mühendislik konseptlerini en üst düzeyde yansıtan, yol onaylı bir otomobil yaratmaya karar verdi. SF90 XX Stradale, SF90 Stradale’nin etkileyici olan pist ve sınırlarda sürüş deneyimini yeni bir seviyeye çıkarıyor. SF90 XX Stradale geliştirilirken, SF90 Stradale’in hibrit sisteminin tüm işlevlerini korundu, aynı zamanda maksimum sürüş keyfi sunan, şimdiye kadarki en yüksek performanslı Ferrari yol otomobilinin üretilmesi hedeflendi. SF90 XX Stradale, SF90 Stradale ve SF90 Spider modellerinde de kullanılan PHEV güç-aktarma sisteminden yararlanıyor. Bu sistemde içten yanmalı V8 motoru, ikisi ön aksta ve biri arkada motor ile şanzıman arasında olmak üzere üç elektromotor destekliyor. Bu konfigürasyon SF90 Stradale’e kıyasla +30 cv daha fazla olmak üzere maksimum 1030 cv güç sunuyor ve tamamen yeni bir performans seviyesi belirliyor. F50 günlerinden bu yana bir yol Ferrari’sinde ilk kez 250 km/s’de 530 kg bastırma kuvveti sağlayan sabit bir arka spoyler kullanılıyor. Bununla birlikte diğer yeni aerodinamik çözümler performansı tamamen yeni bir seviyeye taşıyor. SF90 XX Stradale’ye güç sağlayan F154FB motor için SF90 Stradale’nin güç ünitesi başlangıç noktası olarak kullanıldı ve çok sıradışı bir seviyeye taşındı. Orta-arka konumlu V8 turbo motor 797 cv kullanıma sunarken, emme ve egzoz kanallarının revize edilmesiyle verimlilik ve yeni pistonlarla yanma odasının özel olarak işlenmesiyle sıkıştırma oranı artırıldı. İkincil hava sisteminin kaldırılması, önceki uygulamaya kıyasla motorun ağırlığını 3,5 kg azalttı. SF90 XX Stradale’in motor sesi ise otomobilin yarışçı ruhunu en üst düzeye çıkartacak şekilde yeniden tasarlandı. SF90 Stradale gibi, SF90 XX Stradale de biri içten yanmalı motor ile şanzımanın arasında ve ikisi ön aksta olmak üzere üç elektromotora sahip. Bu örnekte, bir Ferrari yol otomobilinde ilk olan patentli ekstra takviyeli araç dinamiği mantığı sayesinde maksimum 233 cv güç sağlıyorlar. SF90 XX Stradale’in yüksek performanslı lityum-iyon bataryası, üç motoru besleyerek tamamen elektrikli sürüş modunda 25 km menzili sunuyor. İçten yanmalı motor kapalıyken, ön motorlar araca maksimum 135 km/s hız sağlıyor. Flavio Manzoni liderliğindeki Ferrari Tasarım Merkezi tarafından tasarlanan SF90 XX Stradale, SF90 Stradale’in temelini oluşturan mühendislik ilkelerini bünyesinde barındırıyor ve onları yeni uç noktalara taşıyor.SF90 XX Stradale, SF90 Stradale’in en ekstrem versiyonu olarak pist otomobili ile yol kullanımı için tip onayı alabilecek tasarım özelliklerini harmanlıyor. Özel bir versiyon olmanın ötesinde Ferrari pisti teknolojisini, aerodinamik verimliliğini ve gücünü yollara aktaran fabrika kapılarından çıkan ilk XX modeli olma özelliğini taşıyor. SF90 XX Stradale’in iç tasarımında ise temel ilke, ağırlıktan önemli ölçüde tasarruf sağlayan ama aynı zamanda Ferrari’nin yarışçı kimliğini vurgulayan kokpit çözümleri oldu. Ana alanlarda ağırlıklı olarak teknik kumaşlar ve karbon fiber kullanıldı. Yarış dünyasından ilham alınarak, ön konsolun üst kısmı Alcantara® deri ile alt kısmı ise teknik kumaşla kaplandı. SF90 XX Stradale Ferrari tarihindeki herhangi bir yol otomobilindeki en verimli aerodinamik performansa sahip. Bu da onu sadece LaFerrari süper otomobiliyle karşılaştırılabilir kılıyor. SF90 Stradale’in maksimum bastırma kuvvetini iki katına çıkararak yol tutuşunu iyileştiriyor. Böylece Fiorano’da gözle görülür şekilde daha hızlı bir tur süresi sağlıyor. Maranello’nun yarış deneyimi ile elde edilen bu sonuca, daha yüksek maksimum güçle başa çıkmak üzere motor bölmesinin yanı sıra termal ve elektrikli bileşenler için soğutma akışı yönetiminin yeniden tasarlanmasıyla ulaşılıyor. İmza niteliği taşıyan arka sabit kanatın oluşturduğu basınç alanı ise karmaşık ve karşı basınç sistemleriyle etkileşime girerek, aerodinamik verimliliği daha da arttırıyor. SF90 XX Spider ise SF90 XX Stradale ile aynı gelişmiş aerodinamik çözümlerden yararlanıyor. Ayrıca özel olarak geliştirilen kokpit hava akışı mükemmel yolcu konforunu garanti ediyor. Ferrari Tasarım Merkezi’nin otomobilin arkasında yaptığı değişikliklerle, Ferrari geleneğinin çok sevilen bir unsuru olan uçan payanda, aracın ön tarafındaki ok temasıyla kusursuz bir şekilde birleşiyor. Böylece ilk bakışta tanınan bir mimari ortaya çıkıyor. Bu görsel etki gövdeyi öne doğru uzatarak, araca SF90 XX Stradale’den tamamen farklı bir görünüm kazandırıyor. Tavan kapalı kullanımda, takla barları sorunsuz bir şekilde çatı yapısına bağlanıyor. Takla barları gibi tavan da karbon fiber ve Ferrari Açılabilir Sert Tavan (RHT) mekanizması sayesinde, araç 45 km/s hıza kadar hareket halindeyken de sadece 14 saniyede açılabiliyor. Bu durum da kullanıcının her türlü hava koşulunda aracın keyfini en üst düzeyde çıkarmasına imkân sağlıyor. Ferrari’nin benzersiz kalite standartları ve müşteri hizmetleri odaklı yaklaşımı SF90 XX Stradale ve SF90 XX Spider ile sunulan uzatılmış yedi yıllık bakım programının temelini oluşturuyor. Tüm ürün gamı için dünya genelindeki tüm pazarlarda ve resmi bayilerde geçerli olan program, otomobilin ömrünün ilk yedi yılı boyunca tüm düzenli bakımları kapsıyor. Ferrari otomobillerini yıllar boyunca en yüksek performans ve güvenlik seviyesiyle kullanma olanağı sağlayan bu özel program ikinci el Ferrari sahiplerine de sunuluyor.  | 20 Ağustos 2023 : 09.30

  • Gücünü köklerinden alıyor 

    Toyota, Yeni Land Cruiser Prado modelinin örtüsünü kaldırdı. Land Cruiser Prado, 70 yılı aşkın bir süredir güç ve dayanıklılığın simgesi haline gelen modelin tüm özelliklerini sunuyor. Yeni model, efsanevi Land Cruiser DNA’sını yeni teknolojilerle birleştirerek günlük kullanımlarla birlikte şehir içi ve arazi sürüşlerinde çok daha yüksek performans getiriyor. Toyota, Yeni Land Cruiser Prado modelini 2024’ün ikinci çeyreğinden itibaren Türkiye’de müşterilerine sunmayı planlıyor. 72 yıl önce 1 Ağustos 1951’de “Toyota BJ” olarak doğan Land Cruiser, tanıtılmasından kısa bir süre sonra Fuji Dağı 6. İstasyonuna kadar tırmanabilen ilk araç olarak gücünü ve dayanıklılığını kanıtlamıştı. Toyota, ilk günden bu yana Land Cruiser’ı, yolcuların en zorlu şartları aşarak güvenli bir şekilde hedeflerine ulaştırabilecek şekilde tasarladı. Dünyanın farklı yerlerinden Land Cruiser kullanıcılarının her geçen gün yaşadığı olağanüstü deneyimler de bunu kanıtlamaya devam ediyor. 170’in üzerinde ülkede ve bölgede, şimdiye kadar 11.3 milyonu aşkın satış adedine ulaşan Land Cruiser, Toyota’nın en çok satan modellerinden biri olmayı başardı. Yeni Land Cruiser Prado, en zor koşullarla baş edebileceğini açıkça vurgulayan zamansız tasarımını, modern bir yaklaşımla harmanlıyor. Yeni Land Cruiser, “köklerine dönüş” tasarım diliyle öne çıkarken aynı zamanda maceracı görüntüsüyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Keskinleştirilmiş ön arka köşe hatları ve daraltılmış alt gövdesiyle birlikte çok daha yüksek bir off-road performansı sağlıyor. Bununla birlikte gövde parçaları, bir hasar durumunda kolayca değiştirilebilecek şekilde tasarlandı. Dış tasarımında klasik Land Cruiser siluetine sahip olan yeni model, güçlü yatay çizgileriyle dikkat çekiyor. Land Cruiser Prado, 4.920 mm uzunluğa, 1.980 mm genişliğe ve 1.870 mm yüksekliğe sahip. Aks mesafesi ise 2.850 mm. Yeni Land Cruiser Prado, kabinde fonksiyonelliği öne çıkararak beş veya yedi koltuklu olarak tercih edilebiliyor. Land Cruiser Prado Türkiye’de ise mevcut modelde olduğu gibi yedi koltuklu olarak satışa sunulmaya devam edilecek. Yatak olarak tasarlanmış dijital kokpiti ve fonksiyonel tasarım öğeleriyle donatılan araçta, zorlu arazilerde sürüş yaparken dahi tüm kontrollerin kolayca yönetilmesi sağlanıyor. Yüksek sürüş pozisyonu ve görüş açısında yapılan geliştirmeler sayesinde sürücü her zaman yola hakim olabiliyor. Yeni Land Cruiser Prado’nun motor seçenekleri de, Toyota’nın güçlü ve off-road sürüş şartlarındaki dayanıklılığını yansıtıyor. Yeni model bir dizel ve iki benzinli motor seçeneğiyle tanıtıldı. Türkiye pazarında sunulması planlanan 2.8 litrelik turbo dizel motor, yakıt verimliliği ve yüksek performans arasında güçlü bir denge sunacak şekilde tasarlandı. 204 HP güç üreten motor, yeni sekiz ileri Direct Shift otomatik şanzımanla eşleştirildi. Bu motorun çekme kapasitesi 3.500 kg olarak açıklandı. Benzinli motor seçeneklerinden yeni TNGA 2.4 turbo motor (279 HP) sekiz ileri Direct Shift otomatik şanzımanla eşleştirilerek dinamik ve güçlü bir sürüş sağlıyor. Land Cruiser Prado’nun diğer benzinli motor seçeneği ise, 163 HP gücüne sahip 2.7 litre versiyonu olacak. Yeni Land Cruiser Prado’nun klasik ve son derece dayanıklı ayrı şasi iskelet gövde yapısı korunurken, daha büyük Land Cruiser 300’den alınan GA-F platformuyla eşsiz off-road kabiliyeti elde ediliyor. Yeni model, dar alanlarda kolay manevra yeteneği ve fonksiyonelliği sayesinde günlük kullanımlarda da keyifli bir sürüş deneyimi sunuyor. Aracın yeni çerçevesinde yüzde 50 artan rijitliğin yanı sıra gövde ve çerçevenin kombine olarak rijitliğinin yüzde 30 oranında arttırılması, sürüş konforunu ve yol tutuşunu daha ileriye taşıyor. Yeni Land Cruiser Prado’da ilk kez elektrik destekli (EPS) direksiyon sistemi de kullanıldı. Böylece zorlu off-road şartlarında sürüş yaparken hissedilen darbeler minimuma indiriliyor. Ayrıca tüm hızlarda daha direkt direksiyon tepkileri ve kolay manevra kabiliyeti elde ediliyor. Yeni Land Cruiser Prado’nun artan off-road kapasitesiyle birlikte yeni ayrılabilir ön viraj denge çubuğuna yer verildi. Yeni SDM “Stabiliser with Disconnection Mechanism” teknolojisi, ilk kez bir Toyota modelinde kullanıldı. Sürücü, kokpit üzerinde bulunan bir kontrol düğmesiyle viraj denge çubuğunun durumunu değiştirebiliyor. Bu özellik sayesinde zorlu off-road şartlarında daha yüksek sürüş kabiliyetine sahip olunurken, aynı zamanda daha konforlu ve daha iyi yol tutuş performansı elde ediliyor. Yeni Land Cruiser Prado’da Çoklu Arazi Monitörü ve Çoklu Arazi Seçim modunda da güncellemeler yapıldı. Çoklu Arazi Monitörü’nün yüksek çözünürlüklü kamerası ve ekranı, sürücünün etrafında ve aracın altında neler olduğu konusunda net bir görüş açısı sağlıyor. Çoklu Arazi Seçim modu, farklı arazi koşullarına göre araç performansını otomatik olarak adapte ediyor. Yeni Land Cruiser Prado, sürücünün ve yolcuların güvenliğini en yüksek seviyede sağlayan T-Mate ve en gelişmiş Toyota Safety Sense 3 güvenlik özellikleriyle donatıldı. Yeni Land Cruiser Prado, Avrupa’da özel bir “First Edition” model ile sunulacak. Avrupa için limitli 3 bin adet üretilecek Land Cruiser Prado First Edition, özel tasarımıyla birlikte modelin eşsiz geçmişine sahip detaylar sunacak. Versiyonda bulunan özel detaylar arasında klasik yuvarlak farlar ve farklı gövde renkleri olacak.  | 5 Ağustos 2023 : 11.00

  • Dacia Extreme

    Dacia macera tutkunu ve outdoor ruhuna sahip kullanıcılar için yeni Extreme donanım seviyesini sunuyor. Jogger’ın Extreme donanımıyla standart olarak sunulan “Artırılmış Yol Tutuş Kontrolü” özelliği, kullanıcılara zorlu yollarda hareket özgürlüğ sağlıyor. Spring Extreme modelinde yer alan yeni ELECTRIC 65 motor, gelişmiş bir sürüş deneyimi yaşatıyor. Duster, 4×4 versiyonuyla sunulan Extreme donanım seviyesiyle, SUV konforunu ve sürüş özelliklerini her tür zorlu koşulda üst seviyeye taşıyor. Jogger ve Duster’ın Extreme versiyonları haziran ayında, Spring Extreme ise 2023 yılının ikinci yarısında Türkiye’de kullanıcılarla buluşacak. Jogger’ın tüm donanım seviyelerine uyumlu olan ve yolcu bölmesini sadece birkaç dakikada yatak odasına dönüştüren Uyku Paketi de Türkiye’de haziran ayından itibaren talep üzerine kullanıcılara sunulmaya başlayacak. Dacia, Brüksel’deki Avrupa Otomobil Fuarı’nda, Spring modelinin Extreme donanım seviyesinin özel bir ön gösterimini sergiledi. Outdoor ruhuna uygun, özgün görünümüyle fark yaratan Extreme donanım seviyesi, Spring ile birlikte Jogger ve Duster’da da kullanıcılara sunulmaya başlanıyor. Extreme donanımın sahip olduğu özellikler: Dış tasarım: Yeni gövde rengi: Sedir Yeşil (Jogger ve Duster) / Arduvaz Mavi (Spring), Parlak Siyah Köpekbalığı Anten (Jogger ve Duster); tavan raylarında bakır kahve harflerle model ismi (Jogger ve Duster) / tavan raylarında bakır kahve dokunuşlar (Spring); yan ayna kapaklarında ve jant kapaklarında bakır kahve dokunuşlar, bagajda bakır kahve Dacia logosu; ön kapılar üzerinde topoğrafik tasarıma sahip şeritler, ön kapılar ile ön çamurluklar (Spring ve Jogger) arasında Duster’ın imzası niteliğindeki şnorkele gönderme; sis farlarının yanında bakır kahve dokunuşlar (Jogger) / farların yanında bakır kahve dokunuşlar (Spring); topoğrafik tasarıma sahip kapı eşikleri (Spring ve Jogger); parlak siyah alaşım jantlar (Duster’da 17 inç, Jogger’da 16 inç); topoğrafik tasarıma ve kaplamalara sahip B sütunları (Duster); bakır kahve şnorkel (Duster); İç tasarım: Extreme donanım seviyesinde (Jogger ve Duster) gri renkli yeni bir döşeme türü olan MicroCloud, kapı panelleri ve koltuklar (Jogger ve Duster) ile ön konsolu (Jogger) kaplıyor. MicroCloud, araç içi ile ilgili unsurlar (koltuklar ve diğer parçalar) için özel olarak geliştirildi. Aşınma ve yıpranmaya karşı dirençli, temizlemesi kolay, kadifeyi andıran benzersiz bir görünüme ve dokunma hissi uyandıran hoş bir yüzeye sahip; ön koltuklarda kabartmalı Dacia Link amblemi; önde topoğrafik tasarıma sahip kauçuk paspaslar; ikinci sırada (Duster ve Jogger) ve üçüncü sırada (Jogger) topoğrafik tasarıma sahip kauçuk paspaslar; ön kapı panelleri ve havalandırma ızgaraları çevresinde bakır kahve dekor kaplamalar; topoğrafik desenli kapı eşikleri; vites kolu çerçevesinde bakır kahve dekor kaplama (Duster); vites kolu körüğünde bakır kahve dikişler (Duster); navigasyon ekranı çerçevesinde bakır kahve dekor kaplama (Spring) Dacia Spring, Extreme donanımıyla tamamen yeni ELECTRIC 65 motorunu (65hp / 48kW) tanıtıyor. Bu motor, sadece Spring Extreme ile sunuluyor. Yeni motor, benzersiz bir şanzımanla tekerleklere aktarılan torku artırarak, daha uzun bir menzil, daha fazla hızlanma ve geri kazanım sağlıyor. Yeni ELECTRIC 65 motor sayesinde Spring Extreme, WLTP karma döngüde 220 km menzil sunuyor. Çamurlu, karlı veya kaygan yüzeylerde ilerlemek iki tekerlekten çekişle zorlu olabiliyor. Dacia’nın akıllı Artırılmış Yol Tutuş Kontrolü çözümü, sürücüleri zorlu koşullarla başa çıkma konusunda destekliyor ve daha fazla hareket özgürlüğü sunuyor. Artırılmış Yol Tutuş Kontrolü, Jogger’ın Extreme donanım seviyesinde standart olarak sunuluyor. Orta konsoldaki bir düğmeyle etkinleştiriliyor. Elektronik Denge Kontrolü (ESC) ayarlarını düzenleyerek tekerleklerin daha serbest dönmesini ve gevşek/zorlu zeminlerde daha iyi tutunmasını sağlıyor. Dacia’nın ikonik outdoor aracı Duster, dört tekerlekten çekişli seçeneği ile birlikte sunuluyor ve pazardaki en güvenilir SUV’lardan biri olmaya devam ediyor. Uyku Paketi, InNature aksesuar serisinin bir parçası olarak ilk kez sunuluyor. Tüm Jogger donanım seviyelerinde mevcut olan Uyku Paketi, yolcu bölmesini sadece birkaç dakikada yatak odasına dönüştürmeyi mümkün kılıyor. Çıkarılabilir bu aksesuar tüm Jogger araçlar ile uyumlu. Toplamda 50 kilogramdan daha hafif olan pakette, yardım almadan iki dakikadan daha kısa sürede kurulabilen çift kişilik bir yatak, bir raf ve bir depolama alanı bulunuyor. Bu pratik ahşap aksesuar, birçok kullanıcının halen sahip olduğu (soğutucu veya portatif soba gibi) kamp ekipmanlarını tamamlamayı amaçlıyor. Bagaj kapağı kapandığında paket gizleniyor ve Jogger normal bir 5 kişilik araç gibi görünüyor. Zekice uygulanan mühendislik sayesinde paket kurulu olsa da (220 lt) depolama alanına her zaman imkân sağlıyor. Logolu kapağı kapatıldığında raf olarak da kullanılabiliyor. Arka kapılardaki kayar yatak sistemi 190 cm x 130 cm ebatlarında bir şilte içeriyor. Bu kurulum, en az 60 cm genişliğinde tavan boşluğu sağlıyor. Dacia’nın InNature Uyku Paketi’ni tamamlayan aksesuarlar da mevcut: ışık ve mahremiyet kontrolü için tüm camlarda güneşlikler; bagaj açıkken Jogger’a bağlanabilen ve ekstra uyku alanı sağlayan akıllı çadır; uyku Paketi Türkiye’de haziran ayından itibaren talep üzerine kullanıcılara sunulmaya başlanacak. | 2 Mart 2023 : 23.50

  • 75. Yıla özel Vision 357

    Porsche 75. yılını çok özel bir otomobil ile kutluyor. Porsche Vision 357, 1948 yılında üretilen Porsche 356’nın mirasını günümüze taşıyor ve gelecekteki tasarım felsefesini ortaya koyuyor. Ferry Porsche’nin spor otomobil hayalini gerçekleştirmek amacıyla 1948 yılında, ekibiyle birlikte, Porsche 356 ‘No. 1’ Roadster’ı üretmesinin ve efsanevi Porsche markasının temellerinin atılmasının üzerinden tam 75 yıl geçti. 75. Yıldönümü için 2023 yılında dünya çapında etkinliklere imza atacak Porsche, özel bir model ile kutlamalara başlıyor: Porsche Vision 357. Kutlamalara Vision 357’nin gösterimiyle başlanıyor Porsche’nin 75 yılının tutkuyu ve hayalleri temsil ettiğini söyleyen Porsche AG Yönetim Kurulu Başkanı Oliver Blume, “75. yılımızı hayallerden ilham alan insanlarla kutluyoruz” dedi. Kutlamalar 27 Ocak günü Berlin’deki DRIVE Volkswagen Group Forum’da açılacak ve 10 Eylül 2023 tarihine kadar devam edecek olan ‘Driven by Dreams. Porsche spor otomobillerin 75 yılı’ başlıklı özel sergiyle başlayacak. Ziyaretçiler, Porsche’nin başarı öyküsünü oluşturan vizyon ve girişimlere yakından bakma fırsatı yakalayacaklar. ‘Driven by Dreams’ ifadesi markanın özünü tanımlıyor. Ayrıca, bu slogan, Porsche’nin arkasındaki insanların her gün dünyanın dört bir yanındaki müşterilerin hayallerini gerçekleştirmek için çalışırken benimsedikleri yaklaşımın da bir yansıması niteliğinde. Blume, “Mirasımızla gurur duyuyoruz. Bu miras, başarılı bir geleceğin temeli. Mirasımızı yenilik ve ilerleme ile ilişkilendiriyor ve benzersiz Porsche hikayesine sürekli olarak olağanüstü yeni anlar ekliyoruz” dedi. Porsche Vision 357 75.Yıla özel olarak üretilen ve 356’ya saygı duruşu niteliğindeki Porsche Vision 357 de ilk defa Berlin’de sergileniyor. Style Porsche ekibi, Porsche Vision 357 ile geçmişi günümüze taşıyor ve geleceğe ait tasarım felsefesinin ipuçlarını sergiliyor: Bunun en çarpıcı örneği ise geleceğe işaret eden, hem ilerici hem de vizyoner ışık imzasındaki geliştirme. Temel konsept, gelenek ve yenilik arasındaki etkileşimi yansıtıyor. Style Porsche Başkan Yardımcısı Michael Mauer, “Porsche Vision 357 ile çok özel bir doğum günü hediyesi yarattık. Bu otomobil, bizim 365’te temellenen tasarım DNA’mızın ne denli önemli olduğunun altını çiziyor. Bu çalışma geçmişi, bugünü ve geleceği tutarlı bir şekilde bir araya getirmeye yönelik bir girişim. Otomobilin oranları tarihi modeli anımsatırken, detaylar geleceğe bakışımızı sergiliyor” diye konuştu. 368 kW (500 PS) gücündeki 718 Cayman GT4 RS platformu üzerine inşa edilen Porsche Vision 357, olağanüstü spor otomobil performansını temsil ediyor. Yaratıcı özgürlük önemli Tasarım, en başından beri Porsche efsanesinin temel bir bileşeni oldu. Vizyoner çalışmalar ve konsept otomobiller, kusursuz ve yenilikçi tasarımın temelini oluşturuyor. Gelecek hakkında yaratıcı bir şekilde düşünmenin, Style Porsche’nin temel sorumluluklarından biri olduğunu söyleyen Mauer “Konsept çalışmaları, yarının tasarımını besleyen bir fikir havuzu niteliğinde. Mobilitenin geleceğine doğru sürekli bir kavramsal yolculuk halindeyiz. Markanın tarihi bize her daim ilham veriyor. Geleneğimizi geleceğin konsept otomobiliyle anmak, gözüktüğü kadar paradoksal değil. Yaratıcı özgürlük de önemli: Tutarlı tasarım felsefemizi yenilikçi ve daha önce denenmemiş şekillerde hayal etmemizi sağlayan değerli fikirler ancak bu sayede ortaya çıkabilir.” 75.Yıla özel etkinlikler Porsche, yıldönümü kutlamalarına Stuttgart’ın hemen dışındaki Retro Classics’te devam edecek. Klasik otomobil kültürünün önde gelen fuarı, 23-26 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek. 9 Haziran günü Zuffenhausen, Stuttgart’taki Porsche Müzesi’nde kapsamlı bir özel sergi açılacak. Porsche Almanya, 10 ve 11 Haziran günlerinde Hockenheimring’deki ‘Düşler Festivali’nde yıldönümünü ön plana çıkaran etkinlikler düzenleyecek. Spor otomobil üreticisi, buradaki Porsche Deneyim Merkezi’nde markanın geçmişini, bugününü ve geleceğini sergileyecek. Porsche meraklıları, Porsche kulübü üyeleri, otomobil toplulukları ve her yaştan hayranlar ve müşteriler için araç sergileri, ‘Rüya Sohbetleri’, canlı performanslar, çeşitli temalarda deneyimler ve daha birçok önemli ve büyüleyici deneyim sunulacak. Küçük ziyaretçiler ‘Çocuk Dünyası’ alanında özel etkinlikler yapılacak. ‘Düşler Festivali’nde ayrıca özel olarak ayrılmış bir ‘karavan’ alanıyla konaklama seçenekleri de sunulacak. Motor sporları da etkinliklerde önemli bir rol oynayacak: Canlı yayınlanacak Le Mans 24 Saat Yarışlarına ek olarak, Porsche Carrera Cup Deutschland, Porsche Carrera Cup Benelux ve ADAC GT Masters da katılımcılarla buluşacak. Dünya çapında roadshow ve sergiler ‘Porsche Spor Otomobillerinin 75 Yılı’nın başarı öyküsü, Los Angeles’taki Petersen Otomotiv Müzesi’nde, Grossglockner’da bulunan dünyanın en yüksek rakımlı otomobil sergisinde ve Lucerne’deki İsviçre Ulaşım Müzesi’nde de kutlanacak. Ayrıca, ‘Driven by Dreams’ sergi materyalleri, yıldönümü için özel olarak tasarlanan bir ‘Heritage Truck’ ile Avrupa ve ABD’de 60’tan fazla noktaya götürülecek. Dünya çapındaki etkinlikler, 28 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında Kaliforniya’da düzenlenecek olan ‘Rennsport Reunion’ otomobil festivalinde son bulacak. 911’in 60, Le Mans’ın 100 yılı ‘Porsche Spor Otomobillerinin 75 yılı’ kapsamında kutlanacak iki büyük yıldönümü daha var: 911’in 60., Le Mans 24 Saat Yarışlarının 100 yılı. 911, Eylül 1963’te Uluslararası Otomobil Fuarı’nda (IAA) tanıtıldığı günden bu yana göz kamaştırdı ve ikonik tasarımı ve eşsiz sürüş deneyimiyle dünyanın dört bir yanındaki spor otomobil hayranlarının ortak hafızasında yer etti. Dünyanın en ünlü dayanıklılık yarışının organizatörlerinin de kutlama yapmak için sebepleri var: 10 ve 11 Haziran’da Sarthe’de Le Mans 24 Saat Yarışlarının yüzüncü yıldönümünü kutlayacaklar. Her spor otomobil üreticisi Circuit des 24 Heures du Mans’da başarılı olmanın hayalini kurar. Porsche’nin de bu Fransız dayanıklılık klasiği ile özellikle yakın bir ilişkisi var: Marka, Le Mans’ın en başarılı markası olmanın yanı sıra 1951 yılından bu yana 24 saatlik yarışta kesintisiz temsil edilen tek katılımcı. Bu süre zarfında şirket 110 sınıf zaferi ve 19 genel zafere imza attı. | 2 Şubat 2023 : 20.23

  • Dacia’nın ilk hibrit motoru

    Dacia’nın kısa bir süre önce satışa sunulan modeli Jogger, kullanıcılar tarafından yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Dacia’nın tarihindeki ilk hibrit motora sahip olan ve merakla beklenen modeli “Jogger HİBRİT 140” Türkiye’de Nisan ayında kullanıcılarla buluşmaya hazırlanıyor. Geniş aileler ve kalabalık yaşamların değişen gereksinimlerini tam olarak karşılayan Jogger, HİBRİT 140 motoruyla birlikte gelecek olan otomatik şanzıman seçeneğiyle, başarısını daha da ileriye taşımayı hedefliyor. Dacia’nın yedi kişilik aile otomobili Jogger, satışa sunulduğu ülkelerde şimdiye kadar 83.000 adedin üzerinde sipariş ve 51.000’in adedin üzerinde satışla büyük bir başarı yakaladı. Bir yıldan kısa bir süre içinde Jogger, SUV sınıfı hariç C-segmentinde perakende müşterilerinin en çok tercih ettiği ikinci otomobil oldu. Jogger müşterilerinin üçte ikisi, ECO-G 100 motoru tercih ederek Dacia’nın LPG uzmanlığını seçti. Ayrıca müşterilerin üçte ikisi en yüksek donanım seviyesini tercih etti. Jogger yakında satışa sunulacak otomatik şanzıman ve debriyajsız vites kutusu içeren HİBRİT 140 motoruyla, başarısını sürdürmeye devam edecek. Nisan ayında Türkiye’de satışa sunulması planlanan hibrit teknolojisine sahip ilk Dacia modeli olan Jogger HİBRİT 140, Romanya Mioventi fabrikası’nda üretiliyor olacak ve markanın elektrikliye geçiş süreci açısından çok büyük öneme sahip. Dacia Jogger mevcut gövde renklerine ek olarak, hibrit modele özel “Mineral gri” rengiyle kullanıcılara sunulacak. Jogger HİBRİT 140, hem şehir hayatı hem de outdoor etkinlikleri için uygun, geniş, çok amaçlı bir otomobil arayan ailelere ve diğer kullanıcılara hitap edecek. Jogger HİBRİT 140 aynı zamanda elektrikli araç kullanmanın avantajlarından yararlanmak isteyen kullanıcılar için öne çıkan bir seçenek olacak. Sessiz, yumuşak, titreşimsiz, tamamen elektrikli ilk hareket performansı sunacak olan Jogger HİBRİT 140, yüksek tork değeriyle anlık hızlanma gibi avantajlarla sürüş keyfini arttıracak. Jogger, bir Station Wagon’un uzunluğu, bir MPV’nin genişliği ve bir SUV’nin karakteri gibi özellikleri bünyesinde birleştiriyor. Güçlü ve dayanıklı olduğu kadar üstün sürüş ve yol tutuş özelliklerine sahip olan Jogger, üçüncü sırada oturan yetişkinler de dahil olmak üzere tüm yolcular için mükemmel konfor özellikleri sunuyor. Bu yeni hibrit versiyon; sürüş özelliklerinden ödün vermeden ve yükleme alanından fedakarlık yapmadan, cömert iç mekan hacimleriyle mevcut Jogger’ın tüm avantajlarını bünyesinde barındırıyor. Dacia Jogger, henüz geliştirme aşamasında iken hibrit motor ve batarya entegrasyonu göz önünde bulundurularak tasarlandı. Batarya, aynı zamanda ECO-G 100 versiyonunda LPG deposunun da yer aldığı stepne bölmesinde, araç zemininin altına bulunuyor. Jogger HİBRİT 140, motor frenini güçlendirirken rejeneratif fren işlevini artıran “B moduna” sahip bir otomatik şanzımanla yollara çıkıyor. Bu modun kullanılması, şehir içi kullanımda sürüş konforunu artırırken daha fazla enerji geri kazanımı da sağlıyor. Sürücü bu işlev sayesinde fren pedalı kullanımını azaltabiliyor. Böylece sürüş hem sürücü, hem de beraberindeki yolcular için daha da konforlu hale geliyor. Jogger HİBRİT 140, kendine özgü 7 inçlik gösterge paneline sahip. Sürücünün tercihine bağlı olarak kişiselleştirebildiği ekran, bataryanın şarj seviyesi, kalan menzil ve enerji akışı gibi temel bilgileri gösteriyor. Jogger HİBRİT 140 ayrıca daha fazla konfor için standart olarak bir elektrikli park freni, kapalı eşya gözü ve bir kol dayamaya sahip yüksek orta konsol ile donatıldı. Jogger ile birlikte hibrit motor, Dacia ürün gamına giriş yapıyor. Hibrit güç-aktarma sistemi ve 140 bg toplam sistem gücüyle Jogger ürün gamında en iyi yakıt tüketimi ve CO2 emisyon değerlerini sunuyor. Sistem, kendini kanıtlamış ve Renault Grubunda yaygın olarak kullanılan bir teknolojiden yararlanıyor. 90 bg güç üreten dört silindirli 1,6 litrelik benzinli motor, iki elektromotor (bir 50 bg motor ile birlikte yüksek voltajlı marş jeneratörü) ve içten yanmalı motora bağlı dört vites ve elektromotora bağlı iki vitesli otomatik şanzıman olmak üzere gelişmiş bir çözümden oluşuyor.  Fren enerjisi geri-kazanım sistemiyle 1,2 kW saat (230V) kapasiteli bataryanın yüksek enerji geri-kazanım seviyesi kadar otomatik şanzımanın verimliliği de önemli kullanım avantajlarını beraberinde getiriyor: Şehir içi kullanımlarının %80’inde tamamen elektrikli sürüş, benzer kullanım koşullarında içten yanmalı bir motora kıyasla %40’a kadar daha fazla yakıt ekonomisi. Jogger’ın ilk hareket anındaki tamamen elektrikli çekişi ve otomatik şanzımanı, araca konforlu ve sürüşü kolay bir yapı kazandırarak enerji performansını artırıyor. Sürücü fren yaptığında veya yavaşladığında batarya şarj oluyor ve benzersiz bir hibrit deneyim yaratıyor. Jogger HİBRİT 140, WLTP ortalama çevriminde 900 km’nin üzerinde menzile ulaşabiliyor. Jogger HİBRİT 140’ta batarya sekiz yıl veya 160.000 km garantisi ile sunuluyor. | 7 Ocak 2023 : 19.30

  • 620 beygir R8

    Ayrıcalıklı özelliklere sahip dünya çapında 333 otomobil; RWD Drive ile birleştirilmiş 5,2 L V10 FSI motorla sağlanan sürüş keyfi; Hassas ve kontrollü savrulma sağlayan yeni sürüş modu… Audi Sport GmbH Yeni Audi R8 Coupé V10 GT RWD’yi sunuyor. Audi, ilk Audi R8 GT’nin prömiyerinden on iki yıl sonra, bu özel süper spor modelin ikinci versiyonunu pazara sunuyor: Yeni Audi R8 Coupé V10 GT RWD. 5,2 litrelik doğal emişli V10 motorun 620 PS’e yükselek gücüyle markanın tarihindeki en güçlü arkadan itişli otomobil özelliğine sahip. Modelde yer alan daha hızlı vites geçişleri sağlayan yeni 7 vitesli çift kavramalı şanzıman ve yeni Torque Rear sürüş modu, sürücülerin kendi ESC desteği seviyelerini seçmelerine olanak tanıyor. Yedi kademeli arka tork, direksiyon simidinde yer alan kontrol uydusu aracılığıyla ayarlanabiliyor. Yeni R8 GT‘den dünya çapında sadece 333 adet satışa sunulacak. Yeni ve özel dış ve iç özellikler, R8 GT’nin ilk nesline de bir saygı niteliğinde; örneğin sıralı numaralandırma, özel hafif alaşım jantlar ve siyah ile kırmızının bir arada kullanıldığı iç tasarım sayılabilir. Audi Sport GmbH, R8 GT’nin ikinci baskısının temelini oluşturan 570 PS2’li R8 V10’un performansını, quattro modeliyle aynı seviyeye getirmek için bu özel modelin artırmış. Sonuçta ortaya, 10 silindirli 5,2 litrelik motorla elde edilen 620 PS güç ve 565 Nm tork değeri ortaya çıkmış. Bu da Yeni R8 GT‘yi 100 km/sa hıza 3.4 saniyede, 200 km/sa sınırına sadece 10.1 saniyede çıkarıyor ve 320 km/saate kadar maksimum hıza ulaştırıyor. Bir başka belirleyici fark ise daha da hızlı vites değiştirme sürelerine sahip yeni 7 vitesli çift kavramalı şanzıman. Değişen vites oranı ve buna bağlı daha yüksek hız sayesinde, yeni vites kutusu tüm viteslerde daha da etkileyici hızlanma sağlıyor. Bunun dışında, yalnızca R8 GT için özel bir tasarım özelliği de bulunuyor: emme manifoldu siyaha boyanmış. Yeni R8 GT2’yi Böllinger Höfe’de ve büyük bölümünü el yapımı olarak üreten Audi Sport GmbH, yeni modelde ilk kez Torque Rear modunu sunuyor. Bu sürüş modunda kayma, ESC’nin bir parçası olarak, çekiş kontrol sistemi (ASR) tarafından arka aksta kontrol ediliyor. ASR’de farklı destek seviyeleri sunan yedi karakteristik eğri yer alıyor. Seviye 1 çok az kaymaya izin verirken, seviye 7 daha fazla kaymaya izin veriyor. Direksiyon simidi üzerindeki kontrol uydusunu çevirerek istenilen arka tork seviyesi ayarlanabiliyor. Bu işlev aynı zamanda sürüş becerileri ve yol koşulları geliştikçe farklı bir adaptasyon da sağlıyor. Gelişmenin nasıl ilerlediğine bağlı olarak, tekerlek hız sensörlerinden gelen bilgileri, direksiyon açısını, gaz pedalı konumunu ve seçilen vitesi dikkate alarak motor kontrol ünitesi arka akstaki motor gücünü belirliyor. RWD’nin, performansında artış sağlamak amacıyla yapılan çeşitli iyileştirmeler, yaklaşık 20 kilogramlık bir azalmayla, toplamda 1570 kilogramlık (sürücüsüz) bir ağırlığa sahip olmasını sağlamış. Yol ve pisti kullanımı için tasarlanmış yüksek performanslı Michelin Sport Cup 2 lastiklerle sunulan özel 20 inç, 10 kollu jantlar, ağırlığın azaltılmasında kilit rol oynuyor. Hafif dövme jantların temeli, Audi’nin motor sporları modellerine dayanıyor. R8 GT 2’de standart donanım olan son derece güçlü seramik fren sistemi, ağırlık tasarrufu sağlayan bir başka özellik. Ayrıca, R8 koltuklar ve CFRP viraj denge çubuğuna sahip performans spor süspansiyon da bunlar arasında yer alıyor. Ön viraj demiri, karbon fiber takviyeli plastikten yapılmış. Kırmızı eloksallı alüminyumdan (korozyona karşı koruyan) yapılmış iki bağlantı çubuğu, hem ağırlık azaltımına katkı sağlıyor, hem de yol tutuşu ve viraj dinamiklerini artırıyor. Daha sportif R8 GT coilover süspansiyonu da bir seçenek olarak sunuluyor. Yeni Audi R8 V10 GT RWD’yi benzerlerinden farklı kılmak için, özel ek parçalarla donatılmış. İlk ayırt edici özellik, arkadaki siyah R8 GT yazısı. Modeldeki diğer tüm amblemler ise siyah renge sahip. Rüzgar tünelinde geliştirilen yüksek parlaklığa sahip ön ayırıcı, flics, yan çamurluk kapakları, arka tamponun kenarlarındaki cW elemanları, difüzör ve arka kanattan oluşan Carbon Aerokit, optimum kanat alt akışı ve aerodinamik verimliliği artırırak, daha iyi denge ve dolayısıyla daha hızlı viraj alma imkanı tanıyor. Yeni R8 GT selefinide olduğu gibi mat Suzuka Gri renkte sunuluyor. Alternatif olarak Tangorot Metalik ve Daytona Grey Metalik de mevcut. İç mekan siyah ve kırmızı kombinasyonuyla hazırlanmış. Buna sadece 12 yıl önceki R8 GT’de mevcut olan kırmızı kemerler de dahil. Paspaslar ve R8 koltuklarda, özel modelin siyah ve kırmızı yazıları yer alıyor. R8 GT 2’lerin sıralı numaralandırması vites kolunun ortasında, karbon kaplamada görülüyor. | 5 Ekim 2022 : 16.00

  • i20 N Türkiye’de

    Hyundai’nin İzmit’te üreterek 40’tan fazla ülkeye ihraç ettiği i20, 1.0 lt ve 1.4 lt motorlu versiyonlarından sonra şimdi de 1.6 lt turbo benzinli motoruyla B segmentine 204 beygir güç getiriyor. Hyundai’nin 2012 yılında dönüş yaptığı motor sporları dünyasından ilham alarak geliştirdiği i20 N, motor performansı ve dinamik teknolojisiyle de dikkat çekiyor. Türkiye’de üretilen en güçlü otomobil olma özelliğiyle dikkat çeken Hyundai i20 N, üst düzey performans sunan bir karakter ve agresif bir tasarım öğeleriyle geliyor. Hyundai’nin motor sporlarında elde ettiği deneyimlerle hazırladığı bu özel otomobil, son yılların en heyecan verici hot hatch modellerinden biri. Merak uyandırıcı i20 N ilgili görüşlerini dile getiren Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel, “Uzun bir bekleyişten sonra, nihayet performanslı modelimizi Türkiye’de satışa sunmaktan dolayı çok heyecanlıyız. Hyundai N ailesinin dinamik bir üyesi olan i20 N, göz alıcı bir görünüme sahip. İster yolda ister yarış pistinde olsun, sürüşü çok eğlenceli. Bu mükemmel performans ve sportif tasarımla beraber Türk tüketicisine dinamizm sunarken aynı zamanda ülkemizde üretilen en hızlı ve en güçlü otomobile imzamızı attığımız için de oldukça gururluyuz. i20’nin tek amacı, eğlenceli bir sürüş” dedi. Yeni i20 N’nin temeli motor sporlarına dayanıyor. Bu doğrultuda hazırlanan otomobilin tek hedefi, günlük hayatta maksimum performansa sahip bir spor sürüş keyfi sunmak. i10, i20 ve BAYON gibi Hyundai’nin İzmit’teki fabrikasında Türk işçisinin emeğiyle üretilen i20 N, FIA Dünya Ralli Şampiyonası’ndaki (WRC) bir çok kriteri rahatlıkla karşılıyor. Böylelikle, aracın doğrudan motorsporlarından geldiği anlaşılırken aynı zamanda Dünya Ralli Şampiyonası’ndaki Yeni i20 WRC’ye de ışık tutmuş oluyor. Hyundai i20 N, 1.6 litrelik turbo motoruyla yüksek performans deneyimine rahatlıkla olanak sağlıyor ve ayrıca oldukça dikkat çekici bir görünümü var. Güçlü modelin dış tasarımı, Hyundai’nin Sensuous Sportiness tasarım kimliğiyle birleştirilerek yüksek performanslı bir tema altında vurgulanıyor. Güncel i20’den 10 mm alçak olan araç, dış tasarımında da aerodinamik olarak tamamen farklı bir formda. Ön tarafta, turbo motor için daha geniş hava girişine sahip bir tampon dikkat çekerken, N logolu geniş radyatör ızgarası da yarış pistlerini simgeleyen damalı bayrak silüetiyle hazırlanmış. Kırmızı şeritli tampon altı spoyler de modelin performans odaklı tasarımını pekiştiriyor. Bu kırmızı renk, genişliğini vurgulayarak yeni tasarımlı marşpiyele ve oradan da arkaya doğru uzanıyor. Arkada ise yine i20 WRC’den esinlenilmiş bir tavan spoyleri bulunuyor. Bu aerodinamik parça, sportif görünümün yanı sıra yere basma kuvvetini de artırıyor ve böylece agresif bir sürüş imkanı sunuyor. Yüksek hızlarda dengeyi korumaya yardımcı olan bu parçayı tampon altındaki difüzör takip ediyor. Üçgen arka sis lambasına sahip arka tampon, motorsporlarında görmeye alıştığımız ışık temasını yansıtıyor. Buna ek olarak, araçta kullanılan tek egzoz çıkışı da motorun yüksek performans potansiyelini perçinlemiş oluyor. Bu egzoz sistemi, sürüş modlarına bağlı olarak son susturucudaki valfi açarak sesi daha dinamik ve daha kışkırtıcı bir hale getiriyor. Diğer i20 modellerindeki gibi ön LED farlar i20 N’de de yer alırken, karartılmış arka stoplar da adeta i20 N’in sportif bütünlüğünü destekliyor. Z formundaki arka LED lambalar, gece karanlığında otomobile karakteristik bir özellik de katıyor. Mat gri renkli özel tasarım 18 inç alaşım jantlar ise Pirelli tarafından sadece bu model için özel olarak üretilen 215/40 R18 ebatındaki P Zero HN lastiklerle kullanılıyor. Bu özel P Zero HN lastikler sayesinde aracın yol tutuşu ve dinamizmi artarken ayrıca yarış pistlerinde de maksimum sürüş keyfi elde ediliyor. Güçlü otomobil, yüksek performanslı motorun ürettiği 204 beygir gücü N markalı kırmızı fren kaliperleri ve önde 320 mm’lik diskler ile dizginliyor. Bu fren kitiyle sporcu kimlik tamamlanırken, yüksek performanslı kullanımlarda da sürücüsüne maksimum güven ve koruma sağlıyor. Ayrıca fren sistemi, balataların yıpranması durumunda da sürücüsünü gösterge tablosundaki görsel uyarıyla bilgilendiriyor. i20 N, Hyundai N modellerine özgü “Performans Mavisi” ve iki tonlu bir tarz için “Phantom Black” siyah tavan rengiyle geliyor. Gövde üzerindeki kırmızı renkli parçalar ise Hyundai’nin motor sporları DNA’sını ve yarış pistlerini vurguluyor. Heyecan verici otomobilin iç mekanındaysa performans kokan donanım öğelerine yer verilmiş. Bir hot hatch otomobilde olması gereken tüm unsurları barındıran i20 N, nubuk ve deri karışımı N logolu koltuklara sahip. Güncel modelden farklı olarak; üç kollu N direksiyon simidi, N vites topuzu ve N pedal takımıyla üretilen aracın tamamen siyah kokpitinde mavi renkli ambiyans ortam aydınlatması da var. Hyundai i20 N, 10.25 inçlik dijital gösterge ve yine 10.25 inç AVN dokunmatik ekranlı multimedya özelliğine sahip. Gösterge tablosunda performans değerleri anlık olarak da takip edilebiliyor. Bu ekranda yağ ve motor sıcaklığı haricinde vites değişim zamanını gösteren uyarı ışığı, G metre, turbo basıncı, beygir gücü ve tork değerleri gibi sürüş bilgileri var. i20 N, anahtarsız çalıştırma, dijital klima, Apple CarPlay, Android Auto ve kablosuz şarj gibi özelliklere de sahip. Bunlara ek olarak, müzik keyfi için de subwooferlı BOSE ses sistemi bulunuyor. Hyundai i20 N sadece dışı ve içiyle dikkat çeken bir sporcu değil. Bu karakteri ve duruşu yüksek performanslı bir turbo motorla destekleyen otomobilde Hyundai Motorsport imzalı 1.6 litrelik bir turbo motor kullanılıyor. Sadece altı ileri (6MT) manuel şanzımanla sunulan araç, maksimum olarak 204 beygir güç üretiyor. Bu verimli motor, performansını 275 Nm tork ile süslerken ağırlık ise 1265 kg. Bu ağırlık, aracın sınıfındaki en iyi ağırlık değerine sahip olduğunu gösteriyor. Hatta, ton başına düşen 171 PS güç/ağırlık oranıyla sınıfının en dinamik ve en güçlü modeli olarak tescilleniyor. Hyundai i20 N, 0-100 km/s arasını 6.2 saniyede tamamlarken aynı zamanda maksimum olarak 230 km/s hız yapabiliyor. i20 N’in düz güç ayarı (Flat Engine Power), kullanılamayan yüksek devirlerde maksimum güç rakamlarına gitmek yerine daha düşük devirlerde daha fazla tork ve güç sağlayarak günlük sürüş koşullarında motorun potansiyelinden daha fazla yararlanıyor. Normal yol koşulunda veya yarış pistlerinde daha etkili bir kalkış için özel bir sisteme (Launch Control) sahip olan otomobil, böylelikle istenilen devirde yere gücünü aktarıyor. i20 N, maksimum torkunu da 1.750 ile 4.500 devirleri arasında zinde tutuyor ve 5.500 ile 6.000 arasında da maksimum güce ulaşıyor. Bu devir aralığı, orta ve yüksek hızlarda hızlanmayı iyileştiriyor ve çeşitli sürüş koşullarında yüksek performans sağlıyor. Ayrıca, ön tekerleklere gelen güç aktarımını kontrol etmek için torsiyon dişli tip Mekanik Sınırlı Kaymalı Diferansiyel (m-LSD) de kullanılıyor. Bu eklenti ile daha sportif ve daha çevik bir sürüş için optimum çekiş sağlanıyor ve özellikle virajlarda tutuş maksimum seviyelere ulaşıyor. Sistem, tekerlekler arasındaki dönüş hızı farkı belirli bir limiti aştığında devreye girerek dönüş hızlarını eşitliyor. Bu da özellikle Haberin devamı için tıklayınız

  • bZ4X

    Toyota, tamamen yeni bZ4X’in dünya prömiyeriyle birlikte tanıtımını gerçekleştirdi. bZ4X, markanın bataryalı elektrikli araçları olan bZ ürün gamının ilk modeli olarak öne çıkıyor. Bu yılın başında gösterilen konsepte sadık kalınarak tasarımı ve teknolojisi geliştirilen üretim versiyonu bZ4X, Toyota’nın en baştan itibaren bataryalı elektrikli olarak geliştirdiği ilk modeli oldu. Yeni model, aynı zamanda bataryalı elektrikli araçlara özel olarak geliştirilen platforma sahip ilk Toyota oldu. Toyota’nın elektrikli araçlardaki 25 yıllık batarya teknolojisi deneyimi sayesinde bZ4X modelinde de dünyaya öncülük eden kalite, dayanıklılık ve güvenilirlik elde edildi. bZ4X, 71.4 kWh kapasiteli yüksek yoğunluklu lityum batarya ile tek şarjda 450 kilometreden daha fazla yol alabiliyor. Yüksek elektrikli motor ve batarya performansı 150 kW elektrik motorundan güç alan elektrikli model, önden çekişli versiyonunda 204 PS güç ve 265 Nm tork üretiyor. 0-100 km/s hızlanması 8.4 saniye olan bZ4X’in, maksimum hızı 160 km/s olarak açıklandı. Dört çeker sürüşe sahip bZ4X ise 217.5 PS ve 336 Nm tork değerine sahip ve 0-100 km/s hızlanmasını sadece 7.7 saniyede gerçekleştirebiliyor. Tek pedallı kullanım özelliği ise frenin enerji rejenerasyonunu artırarak sürücüye sadece gaz pedalını kullanarak hızlanma ve yavaşlama imkanı veriyor. Toyota, elektrikli araçlardaki uzmanlığını ortaya koyarak bataryayı 10 yıllık (240 bin kilometre) sürüşün sonrasında dahi orijinal performansın yüzde 90’ını verecek şekilde geliştirdi. Verimli ve etkili ısıtma sistemi sayesinde sıfırın altındaki sıcaklıklarda dahi güvenilirliğini koruyan batarya, 150 kW hızlı şarj sistemiyle birlikte yüzde 80 kapasiteye 30 dakika civarında erişebiliyor. Bununla birlikte bZ4X’in sürüş menzili, opsiyonel güneş paneliyle maksimuma çıkarılabiliyor. Bu paneller, sıfır emisyon ve sıfır maliyetle güneş enerjisinden elektrik üreterek aracın bataryasını dolduruyor. Toyota güneş panellerinin yıllık olarak 1800 km sürüş menzili sağlayacak şekilde enerji depolayabileceğini tahmin ediyor. Güneş panelleri sürüş sırasında veya park halindeyken enerji depolayabiliyor. bZ4X yeni platform üzerine konumlandırıldı bZ4X bataryalı elektrikli araçlara özel olarak geliştirilen e-TNGA platformu üzerine yapılan ilk Toyota oldu. Yeni platform ile birlikte batarya, şasinin ayrılmaz bir parçası olarak entegre edildi. Aynı zamanda bataryanın tabanın altına konumlandırılması sayesinde alçak ağırlık merkezine, ideal ön/arka ağırlık dağılımına, kusursuz güvenlik, sürüş ve yol tutuş için yüksek gövde rijitliğine sahip. Yeni ve esnek e-TNGA platformu gelecekte tanıtılacak bZ modellerinde de kullanılacak. Toyota bZ4X, dinamik özellikleriyle öne çıkarken yeni platform sayesinde uzun bir aks aralığı ve geniş bir kabin yaşam alanı elde edildi. Geniş ve konforlu bir SUV olan bZ4X, aynı zamanda dört çeker sürüşü sayesinde her aksta yer alan elektrik motorlarıyla sınıfının öncüsü off-road performansı sunuyor. Akıcı ve güçlü dış tasarımı aracın elektrikli ve SUV tarzını vurgularken yeni model yelpazesinin “çekiç başlı” ön tasarım şekli güçlü duruşun altını çiziyor. Aracın kabini ise İsveççe bir kelime olan ve “tam yerinde” anlamına gelen “lagom” temasıyla tasarlandı. Bir oturma odasının konforunu ve ferahlığını yansıtan kabin, panoramik tavan ve yumuşak malzemelerle tamamlanıyor. Alçağa konumlandırılan ince gösterge paneli ise ferahlık hissini artırıyor ve daha iyi bir görüş açısı sağlıyor. 7 inç’lik TFT gösterge paneli ise direksiyon hattının hemen üzerine yerleştirilerek sürücünün minimum göz hareketiyle verileri okumasını sağlıyor. Uzun aks aralığı tüm yolcular için sınıfının öncüsü diz mesafesi ile aynı zamanda yükleme alanında da iddialı bir hacim sağlıyor. Koltuklar normal konumdayken 452 litrelik bagaj kapasitesi sunuluyor. Toyota bZ4X, dış ölçülerine bakıldığında e-TNGA platformunun getirdiği tasarım avantajlarını da ortaya koyuyor. RAV4 ile karşılaştırıldığında bZ4X 85 mm daha alçak, daha kısa ön-arka çıkıntılara sahip ve aks aralığı RAV4’e göre 160 mm daha uzun ölçülere sahip. Aracın genel çevikliği sınıfının öncüsü 5.7 metrelik dönüş yarıçapı ile de kendisini gösteriyor. Toyota’nın elektriklisi bZ4X, üçüncü nesil Toyota Safety Sense sistemiyle donatılarak güvenlikten de ödün vermiyor. Yeni ve geliştirilmiş özelliklerle birlikte birçok riski azaltarak kazaların önüne geçebiliyor. Araçta kullanılan milimetre dalga radarının ve kameranın algılama aralığı genişletilerek her bir işlevin performansı artırıldı. Bununla birlikte yeni multimedya sistemiyle birlikte araç için uzaktan yazılım güncellemeleri de yapılabiliyor. | 1 Kasım 2021 : 11.00

  • Nissan Z geri döndü

    Nissan, spor otomobillerde 50 yılı aşkın tecrübesi ile tasarladığı yedinci nesil Nissan Z’yi 2022 baharında satışa sunacağını açıkladı. Günümüzde ulaşılabilir spor otomobili temsil eden Z, meraklıları için Orijinal 240Z’nin mirası korunarak üretildi. Akıllı sürüşün öncüsü Nissan, heyecanla beklenilen ikonik Z spor otomobilinin yeni modeli 2023 Nissan Z’nin 2022 baharında Amerika’da satışa sunulacağını duyurdu. Şimdiye kadarki en iyi Z modeli Nissan her nesilde çıtayı yükseltiyor ve Z’nin sınırlarını zorluyor. 2023 model Z’nin 3.0 litrelik V6 çift turbo motoru, önceki nesil 370Z’nin motoruna göre güç çıkışında önemli bir artış sağlıyor. Motorda 68 beygir gücü ve torkta yüzde 30 artış ile Z’nin motoru, hızlanmada tahmini yüzde 15’lik bir iyileşme sunuyor. Bunu sağlamak için turbo hız sensörünün yanı sıra küçük çaplı turboşarjlar kullanılırken ikiz turbo, güç çıkışını ve tepki süresini dengeliyor. Elektronik değişken valf zamanlaması (e-VVT) ile de farklı sürüş seçeneklerinde mükemmel tepki ve yakıt verimliliği sunuyor. 6 vitesli yakın oranlı manuel şanzımanı, EXEDY yüksek performanslı kavramanın arttırılmış hassasiyeti ile vites geçişlerini daha da kolaylaştırıyor. Arkadan çekişli Nissan Z modellerinde, Nissan ilk kez yumuşak hızlanma sağlayan geliştirilmiş yokuş kalkış yardım kontrol sistemi kullanıyor. Otomatik vites modeller kalkış kontrol sistemine sahip. Manuel şanzıman donanımlı modellerde ise ayrıca, 6MT Performans modellerine eklenen SynchroRev Match ve karbon fiber kompozit tahrik mili bulunuyor. Daha sağlam gövde, elektronik hidrolik direksiyon ve daha geniş ön lastikleri sayesinde Z’nin yüksek hızda sürüşü ve virajlarda yol tutuşu da güçlendiriliyor. Otomatik vitesli modellerde standart ve spor olmak üzere iki sürüş modu bulunuyor. Standart mod, daha çok şehir içi ve uzun otoyol sürüşleri için uygunken, spor modu ise hızlı sürüşler ve virajlı yollarda daha iyi yol tutuşu sağlamasıyla öne çıkıyor. Bununla birlikte yeni Nissan Z, 4 tekerlekli havalandırmalı disk frenleri sayesinde hassas fren sistemi özelliği barındırıyor. Z Spor sınıfında 18 inç alüminyum alaşımlı jantlar ve Yokohama ADVAN Sport yüksek performanslı lastikler kullanılırken, Z Performans sınıfında 19 inç RAYS® süper hafif dövme alüminyum jant ve Bridgestone Potenza S007 yüksek performans lastikleri kullanılıyor. Geçmişin gelecekle buluştuğu dış tasarım Temelde Z çizgilerine sahip 2023 Z’nin dış tasarımı geleneksel olanı yeni teknolojiyle birleştiriyor. Nissan’ın küresel tasarım başkanı Alfonso Albaisa, yedinci nesil Z tasarımı için “Nissan’ın gelecek vizyonuna sadık kalarak önceki 6 nesil Z sahiplerinin ve hayranlarının sesine kulak verdik ve kendimizi geçmiş eskizlerin cazibesine doğru çekilirken bulduk. Nihayetinde, modern ancak geçmişten dokunuşlar taşıyan yeni bir Z tasarladık,” değerlendirmesinde bulundu. Uzun kaputu, daha alçak arka kısmı ve birinci nesil Z’yi anımsatan silüeti ile yeni Z, geleneksel arkadan itişli spor bir otomobil tasarımı barındırıyor. En son teknolojilerle modernize edilen dış tasarıma boyut kazandırmak için kullanılan LED aydınlatmalarda, sadece Japon pazarında satışa sunulan 1970’lerin sevilen 240ZG’sinden ilham alan iki yarım daire bulunuyor. 2023 Z’ye yandan bakıldığında, orijinal Z ile olan benzerliği daha da dikkat çekiyor. Eskinin modern teknoloji ile birleştiği iç mekan Yeni Z’nin iç mekanı, modern teknolojiyi eski Z dokunuşlarıyla kusursuz bir şekilde harmanlıyor. Orta konsolu, üçlü analog göstergesi, 8.0 inç dokunmatik ses ekranı ve vites kolunun yanındaki klima kontrol düğmeleri önceki nesil Z iç mekan tasarımından esinleniliyor. Spor bir arabadan beklentilerin karşılanması için Z’nin iç mekan tasarımında Nissan Super GT500 sürücüsü Tsugio Matsuda gibi profesyonel yarış pilotlarının da görüşleri yer alıyor. Yeni Z’nin orta konsolunda yer alan gösterge panelinde üçlü analog göstergesi (güçlendirme, turbo hız, volt) sürücünün görüş alanında yer veriliyor. Optimize edilmiş kavrama ve konfor için özel olarak tasarlanmış manuel ve otomatik vites kolları da yenilendi. Göbekli direksiyon simidinde yer alan tuşlar, direksiyonun eski estetiğini kaybettirmeden sürücüye kullanmak istediği fonksiyonlara hızlı erişim sağlıyor. Koltuğun sırt bölümünde kullanılan süet, viraj alırken vücudun yana kaymasını engelleyerek sürüş konforu sunuyor. 2023 Z Spor sınıfı 8 yöne ayarlanabilen manuel sürücü koltuğu ve 4 yöne ayarlanabilen manuel yolcu koltuğuna sahipken, Z Performans sınıfının, deri döşeme ve ısıtmalı 4 yöne ayarlanabilen elektrikli sürücü ve yolcu koltuğu bulunuyor. Yeni Z için Nissan Akıllı Anahtar, Akıllı Hız Kontrolü, Otomatik Sıcaklık Kontrolü, otomatik kararan dikiz aynası, Dikiz Monitörü, iki adet 12 voltluk güç noktası, Type-A ve Type-C olmak üzere iki USB noktası, ön ve arka sonar sensörleri standart olarak sunuluyor.  Altı hoparlörlü 8.0 inç sesli dokunmatik ekrana sahip Z, hem Android Auto hem de Apple CarPlay ile uyumlu. Ayrıca Bluetooth üzerinden telefon ve se bağlantısı, SiriusXM Radyo, Mesajlaşma Asistanı ve Siri Eyes Free gibi özelliklere de sahip. Z Performans sınıfında ise navigasyonlu 9,0 inç dokunmatik ekran ve NissanConnect Hizmetleri ile Aktif Gürültü Önleme ve Aktif Ses Geliştirme özelliklerine sahip 8 hoparlörlü Bose Ses sistemi de yer alıyor. Z iç mekanı için Siyah, Kırmızı ve Mavi olmak üzere üç renk seçeneği bulunuyor. Sınırlı sayıda üretilen bir versiyonu da var 2023 Nissan Z Amerika’da 6 düz vites ve 9 otomatik vites seçenekleri ile Spor ve Performans sınıfında satışa sunulacak. Tüm modeller, Yaya Algılamalı Otomatik Acil Durum Frenleme Sistemi, Kör Nokta Uyarısı, Şeritten Ayrılma Uyarısı, Arka Çapraz Trafik Uyarısı, Uzun Far Yardımı ve Akıllı Ön Çarpışma Uyarısı dahil olmak üzere bir dizi standart yardım ve güvenlik teknolojisi ile satışa çıkarılacak. 2020’de tanıtılan ve Z Proto severler için ABD’de yalnızca 240 adetle sınırlı olarak satışa sunulacak Proto Spec modeli, Z logolu sarı renkli fren kaliperleri, bronz renkli 19 inç RAYS alüminyum alaşımlı jantlar, özel vites kolu topuzu (yalnızca 6MT), özel Proto Spec deri donanımlı sarı vurgulu koltuklar, özel Proto Spec süet + sarı dikişli kumaş kapı kaplaması ve özel Proto Spec iç dikişlere sahip. Nissan Motor Co., Ltd temsilci icra kurulu başkanı ve operasyon direktörü Ashwani Gupta Z’yi bir spor arabadan daha fazlası olarak tanımlıyor ve “Z adeta sürücünün vücudunun bir uzantısı gibi, sürücünün isteklerine cevap verir buna göre yol alır. İster ilk kez geçtiğiniz virajlı bir yolda, ister her gün geçtiğiniz yolda, Z’yi kullanmak insanı mutlu eder ve duyuları uyandırır,” diye ekliyor.| 19 Ağustos 2021 :  10.55

Oturum aç